kapat

03.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yazarlar
Yargı mektuba kızdı
Dışişleri'nin "Düşünce davalarında cezayı düşük tutun" mektubu yargı çevrelerinden çok sert tepki gördü. Yargıtay Başkanı Selçuk ve Başsavcı Kanadoğlu mektubu "Yargıya müdahale" olarak niteledi

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Faruk Loğoğlu imzasıyla Yargıtay'ın yanısıra Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MGK Genel Sekreterliği ve Genelkurmay Adli Müşavirliği'ne gönderilen ve düşünce davalarında cezaların düşük tutulmasını isteyen "şok mektup" Yargıtay'da büyük tepki yarattı. Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da, Dışişleri'nin ifade özgürlüğü konusunda cezai işlem yapılmaması, yapıldığında asgari ceza uygulanmasına ilişkin yazısını Yargıtay'da iç dağıtıma sokmadılar. Bu tavra ek olarak dün de Dışişleri'ne sert bir cevap yazısı gönderildi.

DIŞİŞLERİ'NE SERT YANIT
Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahimhakkıoğlu imzalı bir sayfalık cevap yazısında, Dışişleri'nden gelen mektubun "yargı bağımsızlığına müdahale anlamına geldiği" belirtildi ve mektubun Yargıtay'da dağıtılmadığı vurgulandı. Yargıtay'ın cevap yazısında, yargı bağımsızlığını güvence altına alan Anayasa'nın 138. maddesi de hatırlatılarak, hiçbir kurumun yargıya telkinde bulunamayacağı ifade edildi.

Konuyla ilgili SABAH'a açıklamalanda bulunan Selçuk, DGM Savcısı Talat Şalk'ı eleştiren Başbakan Bülent Ecevit'e de, üstü kapalı ifadelerle yanıt verdi ve "Yargı, kendi içindeki olası yanlışlıkları düzeltecek güç ve yapıya sahiptir. Başkasının bu konuda kaygılanmasına ve zahmet etmesine gerek yoktur. Hazırlık soruşturması aşamasında yargıya yönelik eleştirilerde bulunulması demokrasi açısından son derece tehlikelidir" diye konuştu. Selçuk'un SABAH'a yaptığı açıklama özetle şöyle:

ANAYASA'YA AYKIRI
Yargıçlar görevlerini yaparken bütün hukuku görüşleri olduğu gibi AİHM kararlarını da yakından izlemektedirler. Bunun için yargıçlara telkin veya tavsiye niteliğinde iyi niyetle de olsa müdahalede bulunulmasını, Anayasa'ya aykırılık oluşturur.

YAZIYI DAĞITMAYACAĞIM
Dışişleri Bakanlığı'nın yazısını inceledim. Yargıya telkin niteliğinde ibarelerin bulunduğu bu yazıyı Başkanlığı'nı yaptığım kurumdaki yargıç arkadaşlarıma iletmeye gerek duymuyorum.

YAZININ MUHATABI YARGI OLMAMALI
Dışişleri Bakanlığı'nın bu tavrına gerekli yanıt yazılı olarak daha kapsamlı şekilde verilmiştir. Bize gönderilen mektubun kaleme alındığı yürütme organının başındaki kişi, aynı zamanda siyasi kimlik de taşımaktadır. Söz konusu yazının muhatabı yargı organları değil, yasama organı olmalıydı.

TÜRKİYE'NİN SAYGINLIĞI
Yürütme organının başındaki kişilerin son günlerde yoğunlaşan yargıya yönelik bu tür telkin ve tavsiyeleri, yargıya baskı uygulandığı gibi bir izlenimin doğmasına ve Türkiye'nin saygınlığının örselenmesine yol açmaktadır.

DEMOKRASİ TEHLİKEYE GİRER
Yargının önüne gelmiş bir konuda her hangi bir telkin ve eleştiride bulunulması, hele hele gizlilik öngören hazırlık soruşturmaları aşamasında bu tür davranışların sergilenmesi demokrasi açısından da son derece tehlikeli ve sakıncalıdır.

KANADOĞLU'NUN TEPKİSİ
Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise idarenin yargıya yönelik telkin, tavsiye ve eleştirilerinin yanlışlığına dikkat çekerek, "Sayın Selçuk'un görüşlerine aynen katılıyorum. Bu tür müdahaleler yargıyı zedeler. Dışişleri Bakanlığı'nın mektubunu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görev yapan Cumhuriyet Savcısı arkadaşlarıma tebliğ etmeyeceğim" dedi.

Türk: Alıngan olmayın
ANKARA- Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, AİHM'de kaybedilen tazminat davaları nedeniyle yargı kurumlarına öneriler içeren mektup gönderen Dışişleri Bakanlığı'na sahip çıktı. Türk'ün konuyla ilgili SABAH'a yaptığı açıklama özetle şöyle:

SORUN HEPİMİZİN: AİHM'de kaybedilen tazminat davaları Türkiye için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Bu sorunun çözümünde sadece yargıya değil hepimize görev düşüyor. Yasama organı çağın anlayışına uygun düzenlemeleri yapmakla yükümlü. Bu düzenlemeler tamamlanana kadar yargının da mevcut yasaları uygularken çağın anlayışını dikkate alması gerekir.

ANAYASAL GÜVENCE: Yargı bağımsızlığı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Yargıya şöyle ya da böyle bir müdahale söz konusu olamaz. Dışişleri Bakanlığı'nın aralarında yargı organlarının da bulunduğu bazı kurumlara gönderdiği mektubu, müdahale değil iyi niyetli bir dikkat çekme olara değerlendiriyorum. Dışişleri Bakanlığı, mevcut bir sorunu iyi niyetle gündeme getirerek sorunun çözümüne katkıda bulunmak istemiştir. Yargı kurumlarımızın alıngan davranmamaları gerekir.

ÇAĞA UYGUN YORUM: Hukuk bir yenilenme içindedir. Kanunlar çağın gerisinde kalmışsa bu yenilenme bazen de içtihat yoluyla yapılabilir. Mahkemeler kanunları yorumlarken çağın anlayışına uygun yorumlar getirerek, örnek kararlar verebilirler. Yargı gerektiğinde hukuk yaratma yetkisine de sahiptir.

HİZMETİÇİ EĞİTİM: Dışişleri'nin dikkat çektiği sorunun çözümü için hakim ve savcılarımıza yönelik hizmet içi eğitimler düzenlenmektedir.

Ersin BAL


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır