kapat

01.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Yolsuzluk Kültürü (2)

PaylaŞIm ve dayanışma için, bu kavramlara ihtiyaç duyulan bir dönemde ve toplumda yaşamak gerekir. Mesela İsveç'te dayanışma duygusu yoktur: Çünkü insanların birbirine ihtiyacı kalmamıştır. İnsanla insan arasına devlet girmiştir. Kimse kimseden yardım istemez, devletten ister. Çünkü İsveç, 300 yıldır savaş görmeyen bir ülkedir ve insanların ayakta ve hayatta kalabilmeleri için birbirlerine ihtiyacı yoktur.

Bu durumun bir başka sonucu da İsveç yurttaşlarının derin bir "yırtma/yükselme" özlemi içine girmemesidir. Ülkelerine güvenir ve orta halli bir hayatı gönüllüce kabullenirler.

Oysa Anadolu ve Rumeli, tarihin en büyük ordularının, en zalim baskıları sonucunda yüzyıllar boyunca perişan edilmiş topraklardır.

Durmadan ordulara asker yetiştiren, üç kıtadaki cephelerde savaşa savaşa halden düşen, kıtlıklarla, salgın hastalıklarla tükenen ve katliamlarda kırılan halk, yaşayabilmek için bir yandan paylaşma ve dayanışma kültürü içine girmiş, bir yandan da hayatta kalabilmeyi neredeyse tek amaç haline getirmiştir.

***

Aristokrasiye imkân tanımayan Osmanlı idaresi zamanında, Anadolu ve Rumeli, bir soyluluk biçimi oluşturmuş ve köklü ailelere kuşaklar boyu damgasını vuran bir töre-gelenek-ahlak anlayışı geliştirmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarının baskın kültürü budur.

Bu yüzden 1950'lere kadar Türkiye, ahlaki yapısı sağlam, dürüst ve paylaşımcı bir ülke görünümü vermiştir. Çünkü ortalıkta en çok bu insanlar görülmüş, devlet hizmetini ve ticareti bu aileler yürütmüştür.

***

1950'den sonra neredeyse bir "karşı devrim" hareketi olarak ortaya çıkan siyasi yapı, Anadolu ve Rumeli'nin yürek soylusu ailelerinden intikam alma dönemi gibidir.

"Her mahallede bir milyoner!" sloganıyla sınırsız bir açgözlülük özendirilmiş; topluma, kural, gelenek ve ahlak tanımayan bir liberalizm şırınga edilmiştir. Oysa etik kurallarla ve yasalarla çevrelenmemiş olan liberalizm, "soygun" anlamına gelir.

Anadolu'nun yüzyıllardır ezilmiş ve "hayatta kalmayı" en önemli ilke olarak benimsemiş kitleleri, kente göç ettirilmiş, siyaseti ve ticareti ele geçirmelerine olanak tanınmıştır.

Anadolu köylüsü, kente göç ettiği zaman büyük bir nihilizme düşmüş ve kendi köyünde, gelenekleri ve ahlaki yapısı içinde geliştirdiği paylaşma/dayanışma kültürünü yitirmiştir.

"Vurgun vuranındır!" dönemi başlamıştır.

Siyaseti ele geçirenler hemşehrilik, partililik, tarikat mensupluğu gibi çeşitli arkaik bağlantılarla hareket etmiş ve binlerce "çete" oluşturarak, ülkenin kaynaklarını yağmalamaya girişmiştir.

Çünkü bunu engelleyecek hiçbir ahlaki ve yasal engel yoktur.

Sistem sürekli yolsuzluk yapanı korumakta ve ona arka çıkmaktadır.

Türkiye'de siyaset yapmak, gücü ele geçirerek ülke kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekmek mesleği olarak algılanmaya başlamıştır.

***

1999 Aralık ayında konferans vermek için gittiği Harvard Üniversitesi'nde Profesör Peter Eigen'in daveti üzerine, sınıfında verdiği bir derse katılmıştım.

Eigen "yolsuzluk dersi" veriyor ve dünyanın her yerindeki yolsuzluğun aynı sistem özellikleri gösterdiğini ispatlıyordu.

Bu açıdan bakıldığında Türkiye'deki yolsuzluk biçimleri teknik olarak dünyadan pek de kopuk değil.

Ama her ülkenin ahlak yapısını ve insan malzemesini oluşturan farklı unsurlar var.

Bizi dünya yolsuzluk sıralamasında dördüncü sıraya çıkaran insani nedenlerin başında "Anadolu ve Rumeli soyluluğu"nun yokedilerek, ortalığın acımasız bir barbarlığa ve kuralsız bir soygun libareralizmine terkedilmesi etkili oldu diye düşünüyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır