kapat

01.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Kümeste çillenirler, kuş olur dillenirler..

Vizontele yarın vizyona giriyor.. Sinema eleştirmenleri bıçaklarını çıkarmış, pusatlarını kuşanmış bekliyor.. Yarından itibaren sinemalarda seyrine duracağımız Vizontele'nin başına neler gelecek, iyi seyredin..

Ben Vizontele filmini henüz görmedim, fırsat bulur bulmaz da gidip seyredeceğim.. Ancak "iyi bir film" yapıldığını biliyorum..

Nereden biliyorsun, derseniz..

Yıllardır figürasyona çıkıyoruz, bu sayede iyi kötü sinemacı çevremiz var.. Filmin kaba montajını izlemişlerden kime rastladımsa Vizontele için "Çok güzel film olmuş.." lafını duydum..

***

Ali Özgentürk'ün Balalaykası için de aynı lafları duymuştum.. Nitekim iyi bir film yapıldığı ortaya çıktı.. Hele bizim Hıncal'a sorarsanız "Türk sinemasının en iyilerinden.." bir çalışma..

Ben yarısını seyrettim.. Parasızlıktan taksitle film seyrediyoruz, iması yapıp bir yerlere laf sokuşturmuyorum..

Nişantaşı'nda bir seyyar tezgahta filmin korsan VCD'sini gördüm.. Birbuçuk milyon lira fiyat koymuşlar.. Aldım bir tane.. Alırken de tezgahın sahibi oğlana "Bunun da mı korsanını yaptınız?" diye başlayıp, yenilmez yutulmaz laflar söyledim.. Sonra acaba ağır mı oldu, diye düşündüğümden gönlünü almak için;

- "Fligramlı kağıt bulup dolar bassanıza.. Daha çok para var.." türünden laflar ettim..

Kodlanmış konuşma..

Aldığımız korsan VCD'nin birinci disketi sağlam, ikincisi boş çıktığından filmin ancak bir yarısını seyredebildim.. Ama iyiydi.. Gidenlerden dinledim, benim seyredemediğim ikinci yarı daha da güzelmiş..

Aferin Ali'ye..

Görürsem tebrik edip yanaklarından da öpeceğim..

Öpeceğim de.. Bu memlekette filmini yeni bitirmiş bir yönetmenin yanına hemen uğramamak gerekir.. Neden derseniz, adamın sinirleri kimseyi kaldırmaz da ondan..

Para yatırılmayan bir sektöre girersiniz.. Borç bulur, faizle buluşturursunuz.. Sonu belli olmayan bir işe avuçla para yatırırsınız.. Sizinle beraber onca insan fedakarca çalışır..

Kafa yorulur, imkanlar sonuna kadar zorlanır.. Nihayet ortaya bir film çıkar.. Daha filmin afişinin mürekkebi kurumadan iki üç eleştirmen keyfinizin içine eder..

- "Yönetmenin minimalist kaygıları.."

- "Güncel marjinal çıkışları yakalayıp, sarmal bir kurguya dökmek yerine yalın ifadeler seçmek.."

- "Kamera kurgu açısından sıradışılığı zorlamak.."

Yazının sonuna gelmeden ne demek istediklerini katiyen söktüremezsiniz.. Sanki askeriyenin birbirlerine şifreli telgraf gönderiyor..

Dibi gözükmeyen bu lafları yazı boyunca çeker çekiştirirler, orasından sündürüp burasından bırakırlar.. Niyetlerini ancak eleştirinin son cümlelerinde belli ederler..

Mutlaka "Hayal kırıklığına" uğramışlardır.. Aslında filmin başarılı olmasını istemişler ama olmamış işte..

***

Tabii bu laflar yazıya dökülmeden önce filme emek verenlerin, en başta da yönetmenlerin kulağına gider.. Bir film yapma uğruna varını yoğunu döken bu insanlar o saatten itibaren, insan sıfatından çıkıp canavara dönüşürler..

Sıkıyorsa yanlarına gidip "Filmi çok beğendim, kutlarım.." de..

Yılmaz Erdoğan'ın filmi tamamladıktan sonra gazetecilerle yaptığı konuşmalara baktınız mı? Çocukcağız niyeti bozuk eleştirmenlere laf yetiştireceğim diye filmin tadını çıkaramıyor..

Sinirleri öyle bozulmuş ki ayar tutmaz..

Ali'yi sorarsanız onu da ayar etmişler.. Zaten biraz kırılgandı, kimseyi bulamazsa kravatına küserdi.. Şu sıralar öfkesinden dört dönüp, içine girerek zarar vereceği küp arıyor..

Balalayka'yı bitirdikten sonra okuduğu eleştiriler yüzünden, göğsüne çapraz fişeklik dolayıp dağa çıkmadıysa; Anayasa'ya, çok partili demokratik düzene bağlılığındandır..

Julia bizim canımız..

Geçenlerde NTV'den naklen verilen bir sinema ödül törenini seyrediyordum.. Ödül neydi, aklımda tutamadım.. Ancak Oscar öncesi en önemli sinema ödülleri olduğunu yayını anlatan kızcağız söyleyip duruyordu..

Ödül de bizim Paşabahçe'nin burmalı vazolarını andıran birşeydi..

Her neyse! Ödül alacakların arasında Julia Roberts'in lafı geçtiğinden kızın görüntüleri ekrana geldi.. Sunucu ile birlikte töreni yorumlayan sinema eleştirmeninin sesi duyuldu:

- "Çok kötü bir oyuncu.. Bu filmde çok da başarısızdı.. Nasıl aday gösterdiler anlayamadım.."

Bu laf beni delirtmeye yetti.. Aramızda TV ekranı olmasa ondörtlüyü kafasına kafasına sıkmıştım..

Al programın yayın bantını, göster mahkeme heyetine.. Ağır tahrik yerine geçsin.. Savcı kendiliğinden beraatimi istesin..

***

Şahsen biri yanımda Julia için kötü laf söylerse çok ağırıma gider.. O kadar severim yani.. Osmanlı padişahı olsaydım en az üç eyaletin tapusunu Julia Roberts'in üzerine yapmıştım..

Yine de eleştirmenin kadın olmasını dikkate alıp dayanayım dedim.. Çünkü kadın kısmı, güzelliği tescilli kadınları pek sevmez.. Haset eder..

Eh ekrandaki eleştirmenimiz de şairin:

"....... güzeli ademden kaçar.. / Yaşlanır felek çarhına s.... / Kıllanır her yanı ormana döner.." diye başlayıp, uzun uzun tarif ettiklerinden..

Kendime "Belli ki Julia'yı kompleks yapmış.. Bodrum'da bir tatil yapsın, iki bar dolaşıp gözü kararmışlardan iltifat alsın, geçer.." dedim..

O sayede dişimi sıkıp, katlandım.. Lakin sıra Tom Hanks'e geldiğinde bende de film koptu..

Tom Hanks kardeşimiz de bu hanım eleştirmenimize göre yeteneksiz çıktı.. Kızımız;

- "Forest Gump filmindeki Tom Hanks o kadar kötüydü ki tahammül edemeyip, sinemadan çıktım.." dediğinde; aleti zaplayıp, uzaktan kumandayı mutfağa doğru çoktan savurmuştum..

Ali Özgentürk ile Yılmaz Erdoğan'a "Sakin olun.. Elinizi kana bulamayın.." çağrısı yapmam bu yüzdendir.. (Bir ay sonra da Sinan Çetin'e..)

Julia Roberts ile Tom Hanks'ın dahi yaranamadığı; Robert De Niro'nun "Fazlasıyla teknik.." bulunduğu bir eleştirmen alemine kızıp, çevrenizdekileri hırpalamayın..

Kıssadan hisse: Buldukleri üç beş kuru bahane.. Ektikleri kerevizle lahana..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır