Önce hayaller ölür
İşte bu yüzden Beşiktaşlılar tatlı hayallere kapılmışlardı. Ligin ilk yarısı boyunca "Bu takımda çalışılmış tek bir hücum organizasyonu yok!" diyenler, art arda gelecek gollerin hayalini kurmaya başlamıştı. Üstelik uzun bir aradan sonra iki etkili adam Nouma ve Karhan birlikte sahadaydılar... Ama o dakikadan sonra Beşiktaş ofanstan çekildi ve yavaş yavaş gerçek ortaya çıkmaya başladı:

Nihat topu taşıdığı zaman Beşiktaş hücuma kalkıyor, Nihat'ın önü kapandığında takım da duruyordu... Üstelik İstanbulspor defansı "Kanat toplarıyla ilgilenmeyin!" talimatı almış gibiydi. Yani Beşiktaş'ın etkili görüntüsünü yaratan İstanbulspor defansının bu toplardaki beceriksizliğiydi. 15. dakikadan devrenin sonuna kadar maça damgasını vuranlar, sarı-siyahlı forvet oyuncuları Bushaj ve Bülent oldu.

Bülent'i takip etmekle görevlendirilen Ali Eren maça en hızlı başlayan adamdı ama aynı hızla da dağıldı. Kritik an 33. dakikaydı. Ali Eren ofsaytı bozdu. Saidoo sağdan altı pasa girdi, topu sadece yuvarlasa iki takım arkadaşı rahatlıkla gol yapabilirdi. Ama bekledi ve Ali Eren yetişip topu kornere atarak hatasını affettirdi.

Nouma hiç takılmadı
Sanki Türkiye'nin, Fransa'yla ilişkilerinin bozulmasından canı sıkılmış gibi görünen ve maça çok "hafif" takılan Nouma'yı kenara almak için 72 dakika bekledi Scala. Doğrusu müthiş bir sabır ve inanılmaz bir umut örneğiydi bu...

İkinci yarı boyunca Beşiktaş'ta da, İstanbulspor'da da özel olarak sorumluluk üstlenen ve maçın kaderini değiştirmek isteyen bir futbolcunun sahneye çıkmayışı oyunu tatsızlaştırdı. İşte bu sırada Fazlı'nın ısrarcılığı ve İbrahim'in sürati Beşiktaş'a 2. golü getirdi.

Fazlı, driplingleriyle gelecek maçlarda ileride oynaması gereken adam olduğu işaretlerini verdi.

Beşiktaş'ın Türkiye Kupası'nda 3 golle yoluna devam etmesi futbol adına da güzel. Üstelik son golü genç Tunç'un atması Beşiktaşlılar'a ayrı bir keyif verdi. Ancak bu gencin takımın oyununu güçlendirmesi gerekiyor.

HAŞMET BABAOĞLU