kapat

27.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Mehteran ziliyle doğum terapisi
Hamilelerin sancılarını dindiriyor, astımlıların nefeslerini açıyor, psikolojik sorunları gideriyor... Banu Doğan, müzikle terapi yöntemini uyguluyor

"Mehter takımlarında kullanılan zili hamile kişinin karnının üzerinde tutuyoruz. Zile bagetle vuruyoruz. Oradaki elektrik vücuda geçiyor ve kan dolaşımını artırıyor. Rahatlatıyor"

" Her hastalığın müziği ayrı... Astım, grip, depresyon için ayrı CD'lerim var. Aynı ilaçlar gibi. Mesela depresyon tedavisinde en iyisi gitar sesidir. Ama herhangi bir şey de çalmıyoruz "

Bu günlerde daha çok protestocularıyla gündemde olan Bergama, aslında bir zamanlar Helenistik medeniyetin başkentiydi. Pek çok ilk burada gerçekleştirilmişti. Bunlardan biri de halen antik tiyatronun yanında bulunan müzikle tedavi merkezidir. Bir zamanlar Bergama'da yaşayanların rahatsızlıkları burada iyileştiriliyormuş.

Müzikle terapi, Avrupa ve Amerika'da hâlâ kullanılan bir tedavi yöntemi. Almanya'da müzikle terapi üzerine eğitim alan Banu Doğan, Türkiye'de bu yöntemi uygulamak ve yaygınlaştırmak için kolları sıvamış. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Yüksek Çalgı Bölümü mezunu Doğan, aynı zamanda Berlin Müzik Terapi Enstitüsü'nde dört sene müzikle tedavi eğitimi almış. Daha sonra da yine mezun olduğu bölüme bu konuyla ilgili bir tez sunmuş.

Almanya'da kaldığı yıllarda otistik hastalar, down sendromlular ve spastik çocuklarla çalıştığını söyleyen Doğan, bu yöntemin faydasının azımsanamayacak kadar büyük olduğunu belirtiyor.

BİZDE CD ÇOK
Yöntemi sadece rahatsızlık duyan hastalara müzik dinletmek olarak anlatırsak haksızlık olur. Öncelikle her hastalığın kendine göre bir müziği, hatta kendine göre bir müzik aleti var. Doğan bunu şöyle anlatıyor: "Astım için, depresyon için, grip için ayrı ayrı CD'lerim var örneğin. Aynı ilaçlar gibi." Tedavide CD dinletmek 'pasif yöntem' oluyor. 'Aktif terapi'de ise rahatsızlığı olan kişiye kendi müzik yapıyor. Gitarla, kemençeyle ya da nefesli, vurmalı başka türlü çalgılarla. Ayrıca aktif terapiye hastanın katılımı da sözkonusu olabiliyor. Aktif yöntemle ilgili en iyi örnek, depresyon tedavisi: "Depresyon, orta beyinde olan bir bozukluktur. Ve müzik tedavisiyle, özellikle gitarla başarılı sonuçlar veriyor. Kişi kendini rahatlamış hissediyor ve hayata adapte olabiliyor. Tabii kullandığımız özel parçalarımız var. Hem melodi hem de söz olarak çok önemli bu parçalar. Öyle herhangi bir şeyi çalmıyoruz. Ben sentez müzik kullanıyorum. Kimileri sadece Klasik Batı Müziği ya da Doğu müziği kullanır. Oysa en iyisinin o duruma hangisi uygunsa onu kullanmak olduğunu düşünüyorum."

Banu Doğan kendi isteğiyle daha çok hamile bayanlara terapi uygulamayı seçmiş. Buna 'doğum öncesi rezonansterapi' deniyor. Hamileliği zor geçen kişilerin ağrıları ya da sıkıntıları müzik terapisi sayesinde dindiriliyor. Bunun için de en iyi müzik aleti vibrasyon yayan aletler. Örneğin Çin gongu, çan ya da zil. Hani şu mehter takımlarında kullanılan zillerden birini hamile olan kişinin karnının üzerinde, tabii değmeyecek şekilde tutuyor. Sonra da zile bir bagetle vuruyor: "Oradaki elektrik vücuda geçiyor ve kan dolaşımını, ısıyı artırıyor. Bu da kişiyi rahatlatıyor." Hamilelere pasif terapi de uygulanabiliyor. Anne adayı, terapistin seçtiği ve özel bir CD player yardımıyla çalınan müzikleri yine özel bir kulaklıkla dinleyebiliyor.

ZEKå AÇIYOR
Banu Hanım, anne isterse doğumhaneye de girebiliyor ve orada koşullara göre, müzik terapi uyguluyor. Böylece çok daha kolay doğum yapıldığını, sancıların azaldığını, annenin nefesinin düzenlendiğini söylüyor. Doğumdan sonra kendini kötü hisseden anneler için de terapi yapılabiliyor.

Acaba anne karnında müzik dinleyen bebeklerin ne gibi bir ayrıcalığı oluyor sorusunun da cevabı var: "Buna tomatis müzik terapi deniyor. Gregoryen müzik ve Mozart besteleri, çocuğun duyusal gelişimini ve ileride müziğe yatkın olmasını sağlar." Çok küçük yaşlarda müzik terapi uygulamanın, çocukların zekâsını açıcı etkisi olduğu da söyleniyor: "Tüm duyuların müzikle geliştirilmesini sağlayabiliyorsunuz. Örneğin müzikle imitasyon diye bir şey var. Çeşitli hayvan seslerinin, doğa seslerinin taklit edilmesi. Bebeklere çeşitli müzik aletleriyle bunlar öğretilebiliyor ve gelişimleri daha hızlı oluyor. Bu sadece hasta çocuklara uygulanmıyor. Çocuğun düzgün gelişimini sağlamak için bunu uyguluyoruz."

Doğan, Almanya'daki eğitimi sırasında eski alet yapma eğitimi de almış. Müzikle tedavi için pek çok enteresan aletin bulunduğunu söylüyor. Örneğin "Tını yatağı diye bir şey var" diyor ve ekliyor: "Koca bir yatak düşünün, altı tellerle dolu. Hasta üstüne yatıyor ve altta iki kişi tellerle arp çalıyor. Bu, kişiyi müthiş rahatlatıyor."

Bu işte titizlik şart: "Her psikolog ya da psikiyatrist hastalarına müzik öneriyordur. Ancak aramızdaki fark, benim bu konu üzerinde bilimsel olarak çalışmış olmam ve önerilerimi bilinçli yapmam. Aynı müzik her hastalığa iyi gelmez. Araştırılmış olmalı. O müzik daha önce dinletilmiş mi, nasıl bir sonuç alınmış... Bir müziği ancak daha önce denenmiş ve işe yaramışsa önerebilirsiniz."

Müzik terapistinin reçetesi
Banu Doğan müzikle terapi ve tedavinin iyi geldiği pek çok hastalık olduğunu belirtiyor.

Yüksek frekanslı müzikler diş ağrılarını geçirebiliyor.

Ergenlikten kadınlığa geçişte depresyona girenlere kemençeyle terapi uygulanıyor. Çünkü kemençe insan sesine yakın bir ses çıkartıyor.

Astım hastalarının nefeslerinin düzenlenmesinde de müzik terapi kullanılıyor. Beyin sapı kökündeki bir aksaklıktan kaynaklanan astım hastalığında değişik bir yöntem uygulanıyor. Başın arka tarafına, ensede vibrasyon yaratan bir müzik aleti konuyor. Vurmalı aletler gibi. Böylelikle nefesin düzenlenmesi sağlanıyor.

Otistik çocuklar müzikle terapi sonucunda tam bir iyileşme göstermiyor ama ilişki kurmak kolaylaşıyor. İzolasyonları kırılıyor. İnsanlar arasında yabancılık çekmiyorlar. Dertlerini hareketlerle anlatmayı öğreniyorlar.

Kanser tedavisinde müzikle terapi etkili olabiliyor. İlerlemiş vakalarda değil ama diğerlerinde acıyı hafifletebilmek mümkün.

California Üniversitesi'nde beyin cerrahları müzikle terapi kullanıyor. Ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil de müzikle terapinin faydalarına inananlardan.

Bilgi için telefon no: 0535 868 16 05

ASLI E. PERKER


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır