kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bir TRT yazısı da benden

Deniyor ki TRT, uluslararası organizasyonları, yani Agassi'nin bekent atışlarının olduğu tenis maçlarını, Zidan'ın beşliklerinin stadı inlettiği dünya kupasını, sporun her türünü barındıran olimpiyatları yayınlıyor, bunlardan vazgeçilir mi? Deniyor ki, televole kültürünün, reyting savaşlarının egemen olduğu özel TV'lerin karşısında bir tek TRT var, onu da mı kaybedelim? Doğru. Mesela, hiçbir özel TV'nin elini sürmek istemeyeceği Avustralya Açık Tenis Turnuvası, şu sıralar TRT 3'te yayınlanıyor. Üstelik canlı.

Bu tür organizasyonların devlet kanalında yayınlanması bir kural ama öyle bir kural olmasa da özel televizyonlar bu işe pek sıcak bakmayacaktır. TRT'nin bu işlevini görmezden gelmek olmaz. Ama görmezden gelemeyeceğimiz bir şey daha var ki, o da TRT'nin başarısız olduğudur. Bugün kime sorarsanız sorun, TRT'nin geniş olanaklarından, reklamlardan aldığı paydan, Oran'da kurduğu ve en son teknolojiyle süslediği binasından bahsedecektir. Ama aynı kişiler, tüm bunlara rağmen, TRT'nin etkin bir kanal olmadığını da söyleyecektir.

Yine deniyor ki TRT, BBC gibi olmalı. Ben de diyorum ki, bu haliyle zor. Mevzuat değişmedikçe, filmdeki bir sahneye kızıp genel müdürü arayacak cesareti kendinde gören siyasiler kurumdan elini çekmedikçe, personele özgürlükler verilmedikçe, vizyon değişikliğine gidilmedikçe, BBC rüyası hayalden öteye geçemez.

"Varsın reyting tablosunda olmasın" da deniyor. Peki neden? Reyting tablosunda olmak kötü bir şey mi? Kaliteli işler yaparak da o tabloda yer almak mümkün. Ama eğer Attila İlhan'ın Cumhuriyet gazetesinde dile getirdiği gibi, senaryoda belirtilen trüklere uymaz, parasını almanıza rağmen, cebe girsin diye uyduruk işler yaparsanız, TRT'de "Baykuşların Saltanatı" yerine sizin saltanatınız sürer.

MEDYA KULAK
Davran'a güle güle

KANAL D, SHOW TV'de yayınlanan "Kim 500 Milyar İster"e alternatif olarak yayına sürdüğü "Fırsat Bu Fırsat"ı yayından kaldıracakmış. Nedeni malum; reyting alamaması. Cem Davran'ın sunduğu yarışma, TV yöneticilerinin çok önem verdikleri 'share' ortalamasını bir türlü tutturamamış. "Fırsat Bu Fırsat"ın çarşamba günü yayınlanan son bölümü altı reyting, 15.7 de share almış. Gece yarısına doğru yayına giren "Teke Tek"le neredeyse aynı. Yapımcı firmayla 21 bölümlük bir anlaşma yapılmasına rağmen, KANAL D yöneticileri, anlaşmanın sonunu beklemeden yarışmayı yayından kaldırmak istiyormuş.

Basının KAYA temennisi
Kaya, 28 yaşında bir model. Miami sahillerini ve işini, 1.5 yıllık sevgilisi Valerie ile birlikte, Amerikan Fox televizyonunda yayınlanan "Günah Adası" için terk etti. Hani, 13 güzel kız ve 13 yakışıklı erkeğin, eşlerinden ayrı yerlere gönderilen dört erkek ve dört kadın yarışmacıyı baştan çıkarmaya çalıştığı yarışma için. Türk basını, Kaya ismini görünce hemen üstüne atladı. Aynen Alman RTL kanalında yayınlanan "Big Brother" yarışmasında Ebru'ya yaptıkları gibi. "Günah Adası'nda bir Türk" başlıklı haberler gazete stütunlarını süsledi. Ama internete meraklı arkadaşım Levent Ertem, girdiği sitelerde Kaya'nın Türk olduğuna dair bir kanıt olmadığını söylüyor. İnternet bilgilerinde, Wisconsin'deki Marquette Üniversitesi'nden mezun olan Kaya'nın asıl adının David olduğu yazıyormuş. David, Kaya ismini modellik kariyerinde kolay hatırlanmak için almış. Yarışmanın erkekler kategorisinde "en arzulanan erkek" durumunda olan Kaya'ya gay'ler de mail yolluyormuş.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır