kapat

30.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )


Ekonomik durgunlukta sanayici ne yapıyor?

Ekonomi kasımdaki banka kriziyle sert bir fren yaptı. Para yükselen faize yöneldi. Talep büyük ölçüde durdu. Kişiler ve kurumlar zorunlu olmayan tüketimlerini ertelediler. Harcamama eğilimi giderek yaygınlaştı.

Tüketimle birlikte üretim de hız kesti. Hatta bazı büyük sanayi tesisleri üretime geçici süreyle ara verdi. Otomotiv, beyaz eşya, demir çelik, bankacılık sektörleri bu daralmadan en çok etkilenen sektörler oldular. Henüz aralık ayı üretim rakamları açıklanmadı ancak kapasitelerde ciddi düşüşler ortaya çıkabilir.

Perşembe günü toplanan İstanbul Sanayi Odası Meclisi'ne bu durgunlukta sanayiciler ne yapıyor diye katıldım. Sanayicilerle diyaloğumuzdan şu sonuçlar çıktı:

* Tahsilat yavaşladı- Ekonominin çarkları yavaşlayınca ve paraya astronomik faizler verilince tahsilatlar yavaşladı, süresi uzadı. Borç takma eğilimi yaygınlaştı. Bu nedenle sanayiciler şu sıralar en çok alacaklarının tahsiliyle uğraşıyor.

* Üretimde düşüş ve işten çıkartma- Satışları duran veya azalan sanayici stoklarını artırmamak için üretimini azaltma yoluna gidiyor. Bunun için de, vardiya sayısı düşürülüyor, işten çıkartmalar yaygınlaşıyor. Alacakların tahsilinden sonra sanayi kesiminde en çok uğraşılan konu istihdamın azaltılması oluyor.

* Yüksek maaşlara tırpan- Maliyetleri düşürme çerçevesinde özellikle üst düzey yöneticilerin maaşlarında veya primlerinde indirime giden, gitmeyi deneyen şirketler var. 500 büyük sanayi kuruluşunda ücret ve maaşların maliyetler içindeki payı 1998 ve 1999 yıllarında yükselmişti.

* Ankara ile diyalog arayışı- Sanayicileri bugünlerde uğraştıran bir başka konu da Ankara ile diyalog kurmak. Bunun yolunun da, Sosyal ve Ekonomik Konseyi çalıştırmaktan geçtiğini biliyorlar. Hem Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi hem de Sakıp Sabancı bunu resmen dile getirdiler. Bu Konsey'de hem frene sert basıldığının altı çizilebilecek hem de önümüzdeki aylarda yoğunlaşacak toplu iş sözleşmelerinde makul ücret artışları istenmesinin koşulları oluşturulacak.

* Sancılı süreç- Toplantıda konuştuğumuz bir sanayici "Üretmiyoruz. Ankara'yı bekliyoruz. Ankara'nın yol göstermesini, heyecan vermesini ve teşvik etmesini bekliyoruz. Üretmeyen bir ülke nasıl gidecek, göreceğiz" diyor.

25 yıllık kronik yüksek enflasyon maalesef güle oynaya, bolluk ve bereket içinde düşürülemiyor. Enflasyonun düşüş süreci ekonomide durgunluğu da beraberinde getiriyor. Her ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de enflasyonun düşüşü sancılı olacak. Bu, hem kamu kesimi için hem de özel sektör için geçerli.

Bütün bunları da, siyasi otoritenin çıkıp topluma anlatması, gidilen yolu göstermesi ve moral aşılaması lazım.

Sonuç- "Umut yoksa girişim de yoktur" Samuel Johnson n

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır