kapat

30.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Kötü şöhret..

Davos'ta dünyanın yolsuzluk haritasını çıkaran bir rapor yayınlandı. Türkiye, beklendiği gibi utanç verici bir yerde..

Price Waterhouse Coopers (PWC) tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre yolsuzlukların ülke ekonomisine verdiği zarar bakımından Çin birinci sırada.

35 ülke arasında Rusya ikinci, Endonezya üçüncü, Türkiye dördüncü sırayı alıyor.

İtalyanların Temiz Eller Savcısı Di Pietro Türkiye'ye geldiğinde "Yolsuzluk, usulsüz vergilendirmedir" demişti; "Önce ekonomi alanında başlar, sonra vatandaşın üstüne biner. İtalya'da kamu açıklarının yüzde 9'una yolsuzluklar sebep olmuştur.."

PWC raporunda bu acı gerçeğin bizde daha vahim boyutlarda yaşandığı iddia ediliyor: Rapora göre Türk halkı yolsuzluklar yüzünden yüzde 36 daha fazla vergi ödemek zorunda kalıyor.

Almanya'da kurulu uyduruk bir firmanın getireceğini söylediği 500 milyon dolarlık kredi için bir kamu bankasından siyasi baskı ile garanti koparmaya çalışan iki DSP milletvekilinin öyküsü Sabah'ta manşet oldu.

Bu milletvekilleri, ihraç tehdidi ile DSP'den istifaya mecbur bırakıldılar.

Kredi gerçekleşseydi, rüşvet ve komisyonlarla yağmaya uğrayacak, devlet garantisindeki bu borç, milletin kesesinden geri ödenecekti.

Yolsuzluk şöhreti, Türkiye'yi sadece yabancı sermayeden yoksun bırakmıyor. Bulabildiğimiz paraya da "batakçılara uygulanan tefeci faizi" ödemeye bizi mahkum ediyor.

Yolsuzluklara karşı oluşan toplum hassasiyeti ve bunun hükümet icraatına yansıyan sonuçları hayırlıdır ama yeterli değildir.

Soruşturmalar sivri sinek mücadelesi yerine geçebilir. Hedef bataklığı kurutmak olmalı. Bu da yeterli hıza kavuşmadı. Siyasetçiler parayla oynamaktan vazgeçmiyorlar.

Bataklığı kurutmak IMF'ye verilen sözlerin yerine getirilmesine, hızlı özelleştirmelerle devletin ekonomideki rolünün küçültülmesine, bürokratların ve siyasetçilerin mal varlıklarının sürekli izlenmesine, dokunulmazlıkların yolsuzluk konularında kaldırılmasına bağlı.

Türkiye fakirliği yener ama adaletsizliğin sebep olduğu hastalıkları yenemez.

Yolsuzluk, en tehlikeli adaletsizliktir.

Af kime lâzım?
Ankara Ticaret Odası Başkanı NTV'de dün, ekonomik kriz nedeniyle bir yılda 26 bin işyerinin kapandığını söyledi.

Önümde esnafın feryadını yansıtan bir mektup yığını duruyor. Biri 2,5 milyar liralık vergi borcunun faiz ve cezalarla iki yılda 12 milyar liraya çıktığını, dört işçisini gönderip kepenk indireceğini yazıyor..

Ülkede orta sınıfın yok olduğunu, zengin fakir uçurumunun hızla ulusal güvenliği tehdit edici boyuta ilerlediğini ne zaman görüp bir tedbir alacağız?

Batan işyerlerinden değil cezaları, vergi ana paralarını bile tahsil edemeyeceğini siyasetçiler ne zaman görecek? Bunun için vicdan bile gerekli değil, akıl yeter..

Katile, hırsıza, uğursuza af çıkaran hükümet işsizliği önlemek ve ekonomiyi canlandırmak için bir defalığına cezaları affedip, vergi borçlarını makul bir faizle taksitlendiremez mi?

Türkiye, çalışan insanların enkazı altında kalmadan tedbir alınamaz mı?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır