ÇARESİZLİĞİN GÖZYAŞLARI
Muhabir, Vahab'a nereye geldiğini bilip bilmediğini soruyor. Vahap önce tarlasını, evini ve tüm mallarını sattığını anlatıyor. Soru tekrarlanınca Vahab'ın yüzü kızarıyor ve hafif bir gülümsemeyle, "Saraybosna ülkesine geldim. Başkenti de Grozni" diyor. Ona bunları kendisini oralara getiren mafya üyeleri öğretmiş. Vahab, Saraybosna'nın bir kent, Grozni'nin de Çeçenistan'ın başkenti olduğunu bilmiyor. Muhabir gerçeği açıklayınca da "Param bitti. Köyümdeki herşeyimi sattım. Şimdi ne yapacağım ben? Ne olacak şimdi bana?" diye gözyaşlarına boğuluyor.

HAYALLERE KELEPÇE
Gazete, son yıllarda Saraybosna'nın korkunç bir kaçak ticareti merkezi haline geldiğini yazıyor. Saraybosna polisiyle ortak çalıştığı belirtilen Türk mafyası, kurbanlarını Anadolu'nun ücra köylerinde "avlıyor". Gözlerine kestirdikleri saf köylüleri, bol vaatle kandırıyor. Beyin yıkama tamamlandıktan sonra da kişi başına 4 bin dolar alıp çeşitli yollardan Saraybosna'ya getiriyorlar. Ve burada neredeyse hepsi, tozpembe hayalleri yerine kelepçeyle tanışıyor. Saraybosna polisi ise bir yılda 70 milyon sterlin (70 trilyon lira) kazanıyor.

MERKEZİ AKSARAY'DA
Bu büyük insan kaçakçılığının peşine düşen Observer, muhabirini bu ticaretin merkezine, İstanbul'un Aksaray semtine gönderdi. Aksaray'ın arka sokaklarından birinde, camında "visas" (vizeler) yazan bir seyahat acentasına giriyor. Küçük bir odadaki bu acentada görevli bayana, İranlı bir arkadaşının en kısa sürede Bosna'ya gitmek istediğini söylüyor. Kafkas kökenli olduğu belirtilen kadın, biraz şüpheli bir tavırla, "Neden Bosna?" diye soruyor. Ardından da ne zaman gitmek istediğini. Sonra birine telefon edip "Bosna'ya bir vize ve pasaport ayarlayın" diyor. Muhabire arkadaşının daha da Batı'ya gitmek isteyip istemediğini soruyor. "Belki" cevabını aldıktan sonra da şöyle cevaplıyor: Onu da ayarlarız. Ancak pahalıya mal olur...

GÜLMEKTEN KIRIP GEÇİRMİŞLERDİ
İlyas Salman ile Şener Şen'in başrollerini oynadığı Banker Bilo filminde, Almanya'ya götürülme vaadiyle kamyona bindirilip, İstanbul'a bırakılan insanların trajikomik hikayesi anlatılıyor. Almanya'daki sevgilisine kavuşmak için para biriktiren ancak Almanya yerine İstanbul'a götürülen Bilo burada kapıcılıktan çeşitli dalavarelerle patronluğa kadar yükselir. Kendisini

Almanya'ya götüreceğim diye kandıran köylüsü (Şener Şen) sayesinde bir apartmana kapıcı olarak giren Bilo kısa zamanda büyük şehrin ortamlarını öğrenir. Şen sonra saf gördüğü Bilo'ya servetini teslim eder.

Gittiği iş seyahatinden dönerken, Bilo'dan servetini geri almak isteyen Şen, döndüğünde şok olur. Bilo servetiyle birlikte köylüsünün sevgilisini de kapar.