kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Gabo

Meksika'da bir konferansta tanımıştım onu.

O zamanki Devlet Başkanı Salinas Gortari, Apultepek başkanlık sarayının bahçesinde bir öğle yemeği veriyordu.

Pırıl pırıl Meksika güneşi altında beyaz örtülü masada oturuyor, buzlu margarita içiyorduk.

Karşımdaki koltuk boştu ve tam arkasında iri gövdeli bir ağaç göze çarpıyordu.

Bu ağacın tanıdık geldiğini hissettim; oysa Meksika'ya ilk gidişimdi.

Beş yaşındayken, babamın savcılık yaptığı Silifke'de Göksu Nehri kıyısında bir evimiz vardı. O evin bahçesindeki bir ağaca benziyordu tıpkı.

Garcia Marquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık" romanını okurken, Albay Buendia'nın altında oturduğu ağacı da o çocukluk ağacıma benzetmiştim.

Her okur, romanı kafasında filme çeker. Benim "Yüzyıllık Yalnızlık" filmimde de çocukluk ağacım romana taşınıvermişti işte.

Şimdi Meksika'da aynı ağacı karşımda görüyordum.

Ben tam bunları düşünürken ne oldu biliyor musunuz: Karşımdaki koltuğa Gabriel Garcia Marquez oturdu. O da yemek davetlileri arasındaydı.

Şimdi karşımda Yüzyıllık Yalnızlık yazarı Marquez'i ve onun arkasında da romanında beni çocukluğuma götüren ağacı görüyordum.

Bu durum Marquez'in "Hayat sanatı taklit eder!" tezine çok uygundu.

Bir romanında Papa'yı Kolombiya'ya getirmeye karar vermiş. Kimse üstüne alınmasın diye de o dönemdeki Kolombiya Devlet Başkanı ile Papa'nın tiplerini, olduklarının tam aksi yönde çizmiş. Yani gerçek devlet başkanı ince ve uzunken, onu kel ve kısa boylu, şişman birine benzetmiş, Papa'yı da aşırı değişikliklere uğratmış. Hem de Papa, gerçeğe hiç uymayacak bir biçimde nehirden çıkıp geliyormuş.

Aradan yıllar geçmiş; O gerçek Papa yerini bir başkasına bırakmış, devlet başkanı da değişmiş.

Ve tarihte ilk kez Papa Kolombiya'yı gerçekten ziyaret etmiş.

Ama bu kez yeni devlet başkanı kısa boylu ve kelmiş, yeni Papa da Marquez'in anlattığına tıpatıp uyuyormuş.

Ve sıkı durun; Papa nehir yoluyla gelmiş.

Büyük yazar bu işe şaşıp şaşıp kalıyor ve "Gelin de hayatın sanatı taklit ettiğine inanmayın şimdi!" diyordu.

Marquez'le yemek boyunca lafladık.

Türkiye'de bazı kitaplarının korsan olarak yayınlanmasından şikâyet ediyordu. "Neredeyse ben yazmadan önce basacaklar kitabı" diyordu.

***

Şimdi Marquez hasta! Geçenlerde internette onun vasiyeti olduğu söylenen göz yaşartıcı bir metin yayınlandı. Marquez asla böyle bir şey yazmazdı. Bunu bir kuklacı uydurmuştu.

Şimdi anılarını yayınlıyor ve dünyadaki birçok gazeteyle birlikte biz bu anıları Hürriyet'te de okuyabileceğiz.

Yakın dostlarının Gabo dediği Marquez (Bu ismi Markuez değil Markez diye okuyun lütfen. Çünkü doğrusu bu!) bize yaşamını anlatacak.

Bundan büyük mutluluk olur mu?

Türkiye, dünyanın saygın ülkeleri ile aynı değerler hiyerarşisine sahip oldukça içimi tarifsiz bir mutluluk kaplıyor.

Büyük ustaya selam olsun!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır