kapat

28.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
B planı açıklanmalı
Özen: Hükümet Telekom'u satamazsa şunu şunu yapacağım diyerek bir B planı açıklamalı ve piyasaları rahatlatmalı

Merkez Bankası bıraksa gecelik faiz yüzde 10'lara iner ve dövize talep gelebilirdi. İyi bir denge yakaladılar. Şimdi hem faiz düşüyor, hem döviz geliyor

Yılbaşında faizlerin düşeceğini söylüyordunuz. Nitekim düştü. Bundan sonraki tahminiz nedir? Rahatsız olduğumuz bir konu, piyasaların inanılmaz şekilde Türk Telekom'un satışına endekslenlenmesi. Yabancılar da listenin başına bunu koydu. Ben eminim ki Türk Telekom satılmasa da program devam eder. Daha yüksek bir maliyetle de olsa da... Elbette enflasyonun üzerinde bir etkisi olur. Ama yine de devam eder.

* Piyasalarda Türk Telekom satılmayacakmış gibi bir algılama var mı?

Evet. İşte bunun için de bir an önce bir açıklama yapılmalı. Öncelikle Türk Telekom'un satılacağını düşünmemiz lazım. Ama bunun yanı sıra bir "B planı" açıklanmalı. Eğer satılamazsa, "Bu işin içinden şunu, bunu yaparak çıkacağız" gibi alternatif program olmalı. Ben eminim ki Ankara bunu düşünüyor. Ama bunun iletişimini yapması gerekli.

"Yapılacaklar" listesinin tümüme baktığımızda da hükümetin adeta bir dayanıklılık testinden geçtiğini görüyoruz. Devamlı adımlar atması gerekiyor. Bugüne kadar da öyle ya da böyle yapılması gerekenleri yaptılar. Hakikaten uzun ve virajlı bir yola girdik. Dirsekler atılıyor, engeller çıkıyor. Ama devam ediyor. Zaten başka alternatif de yok, geri dönüş de!

21 ŞUBAT SENDROMU
* Son zamanlarda 21 Şubat sendromu çıktı. Hazine'nin bu tarihteki 6.5 milyar dolarlık iç borcunu ödemekte zorlanacağı endişesiyle kriztahmini yapılıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Çok uzun süredir bu piyasaların içindeyim. Benim tecrübelerim şunu söylüyor: İtfa ne kadar büyükse, faiz o kadar düşük çıkar. Dış borç alınıyor, İş-Tim'in parası gelecek. Piyasaya çok para kalacak. 21 Şubat'ı çok kolay, hem de faizler düşerek aşacağız.

Ama çok önemli bir nokta var. Bu piyasadan bireysel yatırımcı kaçtı. Onların mutlaka geri gelmesi lazım. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalı. Çünkü bankalar daha az bono alacaklar. Bu belli. Tabii ki Hazine de daha az borçlanacağı için çok fazla problem yok. Ama yabancı yatırımcının yanı sıra bireysel yatırımcıya da ihtiyacımız var.

* Yılbaşından yapılan kısa vadeli bono ihaleleriyle bir miktar geldiler zannediyorum...

Geldiler. Mevduat faizleri de bu sıralarda düştüğü için önümüzdeki günlerde biraz daha talep gelmesini bekliyorum. Bireysel yatırımcı yeniden geri gelirse programın başarısı için çok olumlu olacak.

* Yabancılar gelecek mi?

Mutlaka. 1998 krizinde Rusya'da para kaybeden yabancılar, yine gidiyorlar. Ufak ufak hisse senedine de geldiler, bono ya da.

* Gecelik faizlerin düşmesi sonucunda mevduat faizleri aşağıya çekildi. Faizler bu seviyede kalacak mı?

Merkez Bankası bence gecelik faizleri çok doğru bir yere koydu. Yüzde 35-40 civarında seyrediyor. Çok çok başarılı götürüyorlar. Hem faizler aşağıya iniyor, hem de Merkez Bankası döviz alıyor. Bıraksalar, gecelik faiz yüzde 10'lara iner, dövize talep gelebilirdi. Çok iyi bir denge yakaladılar.

* Bono faizinin düşme potansiyeli var mı?

Var. Düşmezse program başarılı olmaz.

* Nereye kadar düşebilir?

Nihayi olarak yüzde 30 civarına ineceğini düşünüyorum. Ama bu yarın olmayacak. Yılın sonuna doğru bu seviyeyi göreceğiz.

* Yurtdışı borçlanmada sorun yaşanacak mı?

Bu yıl yaklaşık 15 bankanın sendikasyon kredisinin vadesi geliyor. Bunların 1 tanesi Fon'da. İki tanesi kamu bankası. İki, üç tane bankanın miktarı çok küçük. Geriye 10 tane banka kalıyor. Sorun yaşayacağını zannetmiyorum. Biz Garanti Bankası olarak geçen yıl 1 milyar dolar civarında borç aldık, bu yıl daha fazla almayı hedefliyoruz.

'Her bankayı Fon'a alacağım' demiyorlar
* Mevduata güvence ilgili yeni bir düzenleme çalışması olduğu söyleniyor. Nasıl yorumluyorsunuz?

Kriz döneminde mevduata yüzde 100 güvenceyi anlayışla karşıladık. 2000 sonunda güvence 50 milyara inecekti. Yedi yıl aldı oradan buraya gelmemiz. Fon'daki bankaların hepsine yüzde 100 güvence geldi. Ama bu haksız rekabet. Bu sınırın ne zaman getirileceği hemen açıklanmalı.

* BDDK'nın yabancıları rahatlatan açıklamasından şunu mu anlıyoruz: "Mali durumu sıkıntıya giren bankanın iflas etmesine izin vermeyeceğim, Fon'a alacağım parana birşey olmayacak!"

Anladığımız kadarıyla Fon'daki bankalara bu garanti getirildi. "Fon'a alacağım" diye birşey sözkonusu değil. "Her banka alınacak" diye bir görüşün olduğunu sanmıyorum.

* Bu güvenceyi nasıl karşılıyorsunuz?

Sektörün sağduyusu açısından kısa vadede kaldırılması lazım.

MÜŞTERİ ARTIK SEÇİYOR
* Yeni şube düzeniniz müşteriler tarafından nasıl karşılandı? Beklediğinizi bulabildiniz mi?

Çok olumlu cevap aldık. Müşteri farkı anlamaya başladı. Klasik Türk bankacılığında, kurumsal, ticari veya bireysel müşteri aynı yere giriyor. Biz segmantasyona inanıyoruz. Doğru kişiye, doğru ürünü veriyoruz. İçeri girdiğinde "Ben bu şubeye aitim duygusunu yarattık. Bu da müşteri sadakati demektir. Bu da daha fazla piyasa payı demektir.

* Şimdi müşteri ne istiyor?

Eskiden kamu bankalarının 10-15 puan fazla faiz vermesi veya Fon'daki bankaların dövizde çıtayı yükseltmesi, cazip geliyordu. Ama müşteriler bunun yakında biteceğine inandı. Dolayısıyla kaliteli, basit, kişiselleştirilmiş ve kolay ulaşılabilir hizmet istiyor.

* Elektronik bankacık nasıl gidiyor?

Bankamızın internetten yapılan işlem adedi 1.3 milyon adede geldi. ATM, internet ve telefon bankacılığından yapılan işlemler kıyaslanabilir işlemlere oranı yüzde 59'a çıktı. Sadece internet yüzde 24'e ulaştı. İnternetten on line hisse senedi alım satım işlemlerine de başladık Bununla daha da artacağını düşünüyoruz.

GARANTİ BANKASI GENEL MÜDÜRÜ ERGUN ÖZEN
Hazine 21 Şubat'taki ihalede hiç zorlanmaz. Dış borç alınıyor. İş Tim'in parası gelecek. Piyasalarda para kalacak.

Bireysel yatırımcının mutlaka bonoya geri döndürülmesi lazım. Bu, programın başarısına çok önemli katkı yapacak.

Bono faizleri daha da düşecek. Nihayi olarak yüzde 30'a ineceğiz. Ancak bu yarın değil, yıl sonuna doğru olabilir.

Müşteri eskiden kim daha fazla faiz veriyorsa ona gidiyordu. Şimdi kaliteli hizmet vereni tercih etmeye başlıyor.

Bankacılık sıkıntıyı atlatacak
Her IMF programını uygulayan ülkelerin yaşadığı sıkıntıyı yaşıyoruz. Bu dönemi de atlatacağız...

* Bankalar Birliği Başkanı Osman Tunaboylu, geçtiğimiz günlerde uluslararası normlarda denetime geçmek için süre istedi. Aksi taktirde sıkıntı yaşanabileceğini belirtti. Nedir sıkıntı?

Sektör hakikaten çok küçük. GSMH'nin yüzde 70'i kadar, 140 milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Rakamın 300-350 milyon dolar olması lazım. Banka bilançolarının bir çoğu döviz. Dövizde de marjlar belli. Bilançolardaki TL payını artırmak gerek. Bunu için de TL mevduat toplamak lazım. TL mevduatın yüzde 60'ı kamu bankalarında. Kamu bankalarının mevduattaki paylarını bu kadar yüksek olması kendi isteklerinden değil. Devlet "Fonlayın" diyor, onlar da zorunluluktan gidip mevduatı topluyor.

Kamu bankalarını özelleştirilmesi, Fon'daki bankaların tasfiyesi durumunda sektör sağlıklı yapıya doğru gitmeye başlayacak. Dünyanın diğer ülkelerinde de uygulanan IMF programında da konsolidasyon olmuş. Biz de geçmemiz gereken sıkıntı döneme girdik. Bundan sonra önümüz açık diye düşüyorum.

* Kâr marjları da düştü. Bu da sıkıntıyı artırıyordur herhalde...

Yüzde 12'ye kadar indi. Yüzde 17-18'di, hatta 1997'de yüzde 20'ydi. Artık müşteriye verdiğin hizmetin bedelini alma dönemi başlıyor. Kârlar buradan gelmeye başlayacak. Bundan sonra komisyon gelirleri ön plana çıkacak.

* Fon'daki bankaları kim, neden alsın?

Vergi avantajı için alınabilir. Zararını 5 yıl içinde vergiden düşebiliyorsun. Yani diyelim ki bu banka satın alınmasa, kurum vergi ödeyecek. Bankayı satın alarak 5 yıllık vergi avantajı sağlayabilir. Ayrıca dağıtım kanalı için olabilir.

* Yeni düzenleme ile off-shore için para toplanmasının önünü kesilecek. Bu ne gibi sonuç yaratır?

Açıklamalardan şunu anlıyorum; Türkiye'de yerleşik olmayan yabancı bankaların cüzdan vererek para toplamaya çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Çerçevenin iyi çizilmesi gerekli. Off-shore kelimesi altında Türk bankalarının da yurtdışında yüzde 100 sahip oldukları şubeler de anlaşılıyorsa tedirginlik çıkabilir.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır