kapat

21.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Avrupa 'fatih'leri her zaman oldu
Terim'in İtalyan takımındaki başarısı, göğsümüzü kabartmakla kalmadı, neredeyse bizleri de Fiorentina'lı yaptı.

Maçlarını 'kazandık' sevinciyle izledik. Bu Türk futbol tarihinin en önemli olayıdır. Geriye gidilirse Avrupa'da iz bırakan başka sporcularımıza da rastlanır

Avrupa'nın, özellikle İtalya'nın gözü Türkiye'de. İlk İtalya seferinde kalıcı olamayan Hakan Şükür şimdi daha bir tecrübe kazanmış durumda.

Türkiye'deki futbolcu tipi, genelde direnen ve politikasını kalmak için gayrete yönlendirmeyen bir biçim arzediyor. Hami, Okay ve Arif bunun örneği.

Fatih Terim şüphesiz zoru başaran ve Türk futbol tarihinin en önemli olayını gerçekleştiren bir isim. İtalya'daki futbol sektöründe onca isim arasında teknik direktör olarak yer alması aslında "mucizevi" bir sonuç. Ve Terim bu başarıyı daha yukarılara taşıyıp sürdürmeye kararlı.

Geriye dönüp baktığımızda Can Bartu'nun Avrupa, önemlisi İtalya'daki futbola en doğru ve yetkin örnekler getirebilen bir futbolcu olduğunu görüyoruz. Bartu, başarısını, İtalya'da üç ayrı anlayışın takımları sayılan Fiorentina, Lazio ve Venezia'da sürdürmüştü. Hem de ödünsüz bir kişilikle. Fatih Terim de bu yolda yürüyor. Şimdi filmi geriye alalım.

Lefter Küçükandonyadis şüphesiz bir futbol profesörü idi. Fenerbahçe'ye 1947'de gelmiş, 1951-1953 arasında Fiorentina ve Fransa'nın Nice takımlarında oynayıp Fenerbahçe'ye dönmüştü. Sarı-lacivertli takıma 400'den fazla gol kazandırmıştı. 1963'te futbolu bırakan Lefter gol krallıkları kazanmış. Milli takımın 50 maçında yer alarak "Altın şeref" madalyasını kazanan ilk futbolcu olmuştu.

'TURCO' STATLARDA
Lefter'in ayakları sadece Avrupa'ya basmamıştı. Yunanistan'ın Egelao takımından sonra Güney Afrika'nın Johannesburg ekibinin de antrenör futbolculuğunu yapmıştı.

Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından biri olan Metin Oktay ise sadece büyük golcülüğü ile değil, kişiliği ile sevilmişti. Futbolun kralı ünlü Palermo'nun da yıldızı olmuştu. (1961-1962)

Şükrü Gülesin Beşiktaş'ın 281 maçında 226 gol atmıştı. Golcülere çok meraklı olan İtalya, Gülesin'i 1951'de keşfetti. Şükrü, Lazio ardından da Palermo'da 'Turco' tezahüratı ile statları inletti.

Bülent Esel (1927) Beşiktaş'ta parlamış, Adalet'te oynamıştı. İtalya'nın Spal takımına transfer olduğunda (1951-1954) ününe ün katmıştı. 'Kasatura' lakaplı Bülent İtalya'daki önemli millilerimizden birisiydi.

Bülent Eken Galatasaray'ın çizmeye gönderdiği ilklerden biridir. Eken sarı-kırmızılı formayı 1955'te giymiş, İtalya'nın Salernitana ve Palermo takımlarında oynayıp, futbolu 1969'da bırakmıştı.

YILDIZ YAĞMURU
Onlar sadece İtalya'da oynamadılar. Almanya'dan Amerika'ya kadar uzanan futbolumuzun ihraç trafiğinde onlarca isim var. İşte ilk aklımıza gelenler:

Fenerli yıldızlar
Bekir Refet (1899-1977) 1913'te Fenerbahçe genç takımından yetişti. Galatasaray'ın takviye olarak katıldığı Almanya turnesinde dikkati çekti (1923) ve Almanya şampiyonu Phonix Karlsruhe takımının uzun yıllar yıldızı oldu.

Özcan Arkoç (1939) Vefa'dan Fenerbahçe'ye 1958'de transfer olmuş, Beşiktaş'ta da oynamıştı. Austria Wien (1964) Avrupa'nın en büyük takımlarından Hamburger SV'nin (1966) kalesini korumuştu. Arkoç daha sonra bu takımın teknik direktörü de olacaktı. Şükrü Ersoy Avusturya'nın Salzburg kalesini koruyan bir diğer Fenerbahçe kalecisiydi.

Engin Verel adını sadece Hertha Berlin değil, Belçika'nın Anderlecht'i ile Fransa'nın Lille takımı da ezberlemişti. Selçuk Yula Blau Weiss (Almanya) formasını 1986-87'de giymişti. Fenerbahçe'nin ilk golcülerinden Feridun Bugeker, Ausburg'ta (Almanya) oynamış, aynı formayı Akgün Kaçmaz da giymişti. "Puşkaş" Ergun Öztuna Avusturya'da, Ömer Kaner ise Almanya da oynayıp direktörlüğünü Polonya'da zirveye taşımıştı.

Ogün Altıparmak ve Salim Görür Yeni Dünya'daki iki Fenerbahçe'li olmuş, Ogün Amerika'da Washington Welp'de yıldızlaşmıştı..

Galatasaraylı yıldızlar
Sabri Mahir, Rasih Minkari Fransa'nın Racing formasını giymişlerdi. İsviçre'yi seçenler arasında Yusuf Ziya Öniş (Lausanne Sport), Ulvi Yenal (Servette), Sabit Cinov Siret (Servette), Ali Oraloğlu da (Cantoral) bulunuyordu.

Samim Uygun ve Yaman Cura Almanya'nın Praussen takımlarının formasını giymişlerdi. Kaleci Yasin Özdenak Cosmos'lu olmuş (1976), üç yıl sonra da teknik yöneticiliğe getirilmişti. Güngör, Toronto Blizzard forması ile Kuzey Amerika liginde (Nasl) yer almıştı. (1979-80) dönüşünde ise Fenerbahçe formasını 49 maç giyecekti. Mustafa Denizli teknik direktör olarak yurt dışına giden ve Alemania Aechen'nin (1989) teknik sorumluluğunu üstlenen bir isimdi. Tugay ise son dönemin Adalar'daki yıldızı olmuştu.

Beşiktaşlı yıldızlar
Coşkun Taş (1934) siyah-beyaz formayı 236 kez giymiş, 1959'da F.C Köln'e transfer olmuştu.

Niko Kovi (1953) Beşiktaş'a 1974'te gelmiş, milli formayı giymişti. 1978'de Yunanistan'ın AEK takımına transfer olacak ve Sofyanidis ile Kartal'ı komşuda temsil edecekti.

Trabzonspor'lu Hami (Hertha Berlin), Altay'lı Vahap Özaltay (Fransa Racing Club Paris) formasını giyen, İstanbulspor'un milli futbolcusu Yorgo Kasapoğlu (1938) ile Beykoz'lu Yordan ise Yunanistan'ı mesken edindi.

ergunyilmaz@superonline.com

(0 212) 251 11 77


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır