|
Zeki Müren'e subay tekmesi
Amaçları DP hükümetini devirmek olan sekiz subay beraat ederken, onları ihbar eden Binbaşı Kuşçu, 9 Subay Olayı'nda hüküm giyen tek kişi oldu!
Adnan Çelikoğlu, Cumhuriyet tarihinde su yüzüne çıkan ilk darbe girişimi olarak gördüğü "9 Subay Olayı"ndaki rolünü şöyle anlatıyor: "Güvendiğim, subay arkadaşlarla taraftar toplamak, arkadaşların düşüncelerini anlamak için çok basit bir yöntem uyguluyorduk. 'Ne olacak bu memleketin hali' sorusu sorularak karşı tarafın düşünceleri öğreniliyor, ardından da 'Biz ne yapabiliriz' ortaya konuyordu. Bu şekilde seçilen arkadaşların adları komiteye getirilir, onaylanırsa ilişkiler sıklaştırılır ve kendisi toplantılara çağrılırdı. Bu arada İstanbul Ordu Temsil Bürosu Başkanlığı'nı yürüten Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu adında biri vardı. Aramıza girmek istiyor, bir şeyler öğrenmek için çırpınıyordu. Ancak teşkilat, 'Dikkat, Samet Kuşçu güvenilir bir tip değildir' diye uyarılmıştı. Ancak Samet Kuşçu, ihtilalci subaylardan öğrendiği kimi isimleri Menderes'e kadar duyurmuştu."
İHBARCI İNANDIRAMADI
İhbar edilen kişiler şunlardı: Teşkilatın başındaki Yarbay Faruk Güventürk, Albay Naci Aşkun, Albay İlhami Barut, Binbaşı Ata Tan, Binbaşı Ahmet Dalkılıç, Yüzbaşı Kazım Özfırat, Yüzbaşı Hasan Sabuncu, Cemal Yıldırım. İhbarı yapan Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu da aynı davada yargılanacaktı.
Çelikoğlu devam ediyor: "Milli Savunma Bakanı Şemi Bey ile birlikte İstanbul'a gitmiştik. Şemi Bey Cumhurbaşkanı Bayar'ın odasına çıktı ve uzun süre odada kaldı. Çıktığında yüzünden düşen bin parçaydı. Sinirlendiği zamanlarda yaptığı gibi bir Bafra sigarası yaktı, tesbihini de eline aldı. Ne olduğunu sorduğumda, Samet (Kuşçu) ihbar yapmış" dedi.
Vilayette ne olduğunu anlamaya çalışırken içerden İçişleri Bakanı Gedik'in sesini duydum: 'Bulun şu Samet'i!' Odada İçişleri Bakanı, Vali, 1. Ordu Komutanı Fazıl Bilge, Tümgeneral Daniş Karabelen, Mithat Perin ve DP'nin sevgili çocuğu Atatürk'ün evlatlığı Ülkü'nün o kocası Fethi Doğançay vardı. Bir anda Kuşçu'yu yanımda gördüm. Bana, 'Ne oluyor, ne varmış' diye sordu. Ben de "Aranan sensin, sen söyle, neler oluyor" dedim. 'Ben bir ihbar yaptım' dedi ve acele içeri girdi.
Ertesi sabah, Samet Kuşçu bakanlığa gelerek Şemi Bey'le görüşmek istedi. Samet çıktıktan sonra bakan içeri beni çağırdı. Birden Faruk Güventürk'ü tanıyıp tanımadığımı sordu. O komitemizin başındaydı. Kem küm ettim. Bakan, Güventürk'ün o gün tevkif edileceğini söyledi. Başımdan kaynar sular aktı. İçerde bu konuşmalar geçerken, dışardan bazı gürültüler geldi. Meğer Samet Kuşçu, lobide Emniyet Müdürü Hayrettin Nebioğlu'nu görünce korkmuş ve arka pencereden atlayıp kaçmış. Kendisinin öldürüleceğine inanıyordu."
"İçişleri Bakanı Gedik, 'Bu çocuk deli' diyordu. Bu teşhis çok iyiydi. Paçayı kurtarabilirdik. Bu düşünce ile Şale Köşkü'ne Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın yanına gittik. Çıkarken ikisin de yüzü asıktı. Bayar, araştırmanın derinleştirilmesini istemiş. Bu bizim iyimserliğimizin sonuydu."
OTOMOBİLİ ALMAK İSTEDİ
Dengesiz Samet Kuşçu birkaç kez kaçmıştı. 'Bu kaçışları sırasında ilginç bir isim daha 9 Subay Olayı'nda rol alıyordu. Bu kişi Zeki Müren'di. Çelikoğlu şöyle anltıyor:
"Kuşçu, otelin arka penceresinden kaçtıktan sonra Harbiye'de bulunan ordu temsil bürosuna gitmiş. Temsil bürosunda Zeki Müren var. O da nereden çıktı demeyin. Zeki Müren, Çankırı Piyade Okulu'ndan sonra bakanın emri ile İstanbul temsil bürosuna tayin edilmişti. Subay çocukları için açılacak yurtlara para sağlamak için konserler veriyordu. O zaman çevrede bir tek Zeki Müren'de araba vardı. Kuşçu, kaçıp sınıra gidebilmek için Zeki Müren'den arabasını istemiş. O da tamirde deyip atlatmak isteyince, Kuşçu Müren'e saldırıp, tekmelemişti." !
"Makarios yakalandı"
"Bir ara Davutpaşa kışlasında görev yapan Dündar Seyhan'a telefon ettim. Ona 'Benim dediğimi dinle ve konuşma. Makarios yakalandı, kediler fareleri kovalıyor" dedim. 'Sen kimsin' dedi. 'Kim olduğumu boşver' deyip telefonu kapattım. Arkadaşları uyarmıştım. Neler söyleyeceklerini kararlaştırmak için önlerinde birkaç saat vardı.
Durumun önemini herkesten iyi kavrayan Cumhurbaşkanı Bayar, ellerinde delil olmamasına rağmen 9 subayı tevkif ettirdi. Tahkikatı MSB Adalet İşleri Başkanı Hakim Tuğgeneral Arif Onat yürütüyordu. Sekiz subay da isnad edilen suçu reddediyor, asıl darbecinin Samet Kuşçu olduğunu söylüyorlardı. Dört ay devam eden sorgular sırasında sanıklar avukatları ve aileleriyle görüştürülmemişti. Ancak subaylar konuşmadı. İhtilal komitesi büyük bir tehlikeyi atlattı. 9 subayın 26 Mayıs 1958'de başlayıp altı ay süren mahkemesi sekiz subayın beraati ile sonuçlanıyordu. Sadece biri, ihbarı yapan Samet Kuşçu, 'Orduyu isyana teşvik' suçundan iki yıl hapse mahkum olmuş, rütbeleri elinden alınmıştı."
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|