kapat

12.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Doğu'dan gelen şifa
Son yıllarda kemik iltihabı ve migren başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan akupunktur artık tıp derslerinde okultulmaya başlandı

Zorlaşan yaşam koşulları altında yoğun yaşanan stres bedenimizin dengesini altüst ediyor. Stres nedeniyle oluşan bazı hastalıkların tedavisinin çok zor olduğunu düşününce, onun mücadele etmemiz gereken en büyük düşmanımız olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Özellikle stres kaynaklı hastalıkların tedavisi bazen tıpçılar tarafından bile yapılamıyor. İşte bu noktada karşımıza akupunktur çıkıyor. Son yıllarda birçok kişi tarafından başvurulan akupuntur, migren gibi tedavisi mümkün olmayan hastalıklara bile iyi geliyor.

ELEKTRİK NOKTALARIMIZ TIKANIRSA
Kalbimizin her kapanıp açılışında pompalanan 4.5 litre kan tüm damarların içinde şarıl şurul akıyor ve tüm vücudu baştan başa dolaşıyor. Tabii bu dolaşım bir elektirik enerjisi ile sağlanıyor. İnsan vücudunda dolaşan bu elektrik enerjisi belli noktalarda toplanıyor. İşte bu noktalara Çinliler "akupunktur" noktaları diyorlar. İnsan vücudunda elektriğin konsantre olduğu 365 tane akupunktur noktası bulunuyor.

Çin "tıbbı"na göre, bu 365 elektrik enerjisi konsantrasyon "Akupunktur" noktalarından birinde bir tıkanıklık olur ise, elektrik enerjisi akımı aksıyor. Elektrik akımının aksaması, eksilmesi veya tükenmesi bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Vücudun direnci düşüyor. Vücut içinde hücrelerin devamlı olarak çıkardıkları zararlı toksinler atılamıyor. Toksinler atılmayınca hücre yapısı bozuluyor. Hücre yapısının bozulması "sağlığın bozulması" ve "hastalık" olarak adlandırıyor. Batı "tıbbı"nın sağlığın bozulduğunu "teşhis" etmesi için hücrenin ve bu hücreyi taşıyan organın "vazifesini yapmaz hale gelmesi" gerekiyor.

Kısacası "hücre yapısı" bozulmadan Batı "tıbbı" hastalığı teşhis edemiyor. Hücre yapısı bozulduktan sonra yapılan teşhisten sonra "hücre yapısının yenilenmesi söz konusu olamayacağına göre" Batı "tıbbı"nın tedavi dediği şey, hücre yapısındaki bozulmayı sınırlamaktan ibaret.

TIP ÖĞRENCİLERİNE OKUTULUYOR
Acıyı azaltmada ve bağımlılıkların tedavisinde popüler, ucuz ve etkili bir yöntem olan akupunkturun artık tıp öğrencilerine öğretiliyor. Akupunkturun nasıl etkili olduğu çok iyi bilinmiyor ve bunu anlayabilmek için daha kapsamlı araştırmalar gerekliyor. Çok küçük oranlarda olsa da yan etkileri de olan bir yöntem akupunktur.

Doğu felsefesine göre akupunktur, vücudun 12 enerji kanalı üzerindeki noktalara iğne batırılarak enerji akımını dengeliyor. Bu teoriye göre, bir rahatsızlık enerji alışının yönünde ve şiddetinde bir değişiklik olduğunda oluşuyor. Bu değişiklikler uygun noktalara iğne batırılarak düzeltilebilir. Exeter Üniversitesi'nden Dr. Adrian White, "Enerji akışı ya da enerji kanallarının varlığını gösteren hiçbir kanıt yok," diyor. Dr. White'a göre, akupunkturun etkisi "iyi hisset faktörü"nden geliyor. Bu, vücutta endorfin -vücudun doğal ağrı dindiricisi- ve serotoninin salgılanmasını sağlıyor. Aynı zamanda, akupunktur uygulayan doktor alelade bir doktora göre hastasıyla çok daha fazla zaman geçirir ve bu hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlayabiliyor.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır