kapat

12.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dumankaya
'Şimdi ince ayar zamanı'
TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu, acil yardım paketinin üç aylık önemli bir süre kazandırdığını belirterek, "Bu süreyi iyi değerlendirelim" dedi

Mali krizin ardından IMF ve Dünya Bankası'nın desteği ile oluşturulan acil yardım paketinin Türkiye'ye üç aylık önemli bir zaman dilimi kazandırdığını belirten TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, bu zamanın polemiğe değil, ileriye dönük strateji oluşturmaya ayrılması gerektiğini söyledi. Devletin üst düzeyindeki kurumların günlerdir kısır bir çekişmenin içine girdiğini ve kurumların işleyemez duruma geldiğini kaydeden Yücaoğlu, "Biz bütün yolsuzlukların üzerine sonuna kadar gidilmesini istiyoruz. Ama işin polisiye kısmını bu ülkenin hakimi savcısı halletsin. Biz de oturup stratejilerimizi gözden geçirelim. Aksi taktirde programın geleceğini tehlikeye sokarız" dedi. 19 Ocak'ta yapılacak Genel Kurul'da görevini bırakacak olan Yücaoğlu, iki yılını ve Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.:

* Görevde kaldığınız iki yıl içinde hükümetle sağlıklı bir diyalog kurulabildi mi?

Yüzde 60 oranında diyalog sağlandı. Ancak bu, daha çok uygulamaya konan makro ekonomik programla sınırlı kaldı. Diyaloğumuz sonucunda reel sektörün ihtiyaçları olan tedbirler ikinci plana itildi. Buna rağmen programı desteklemeye devam ediyoruz. İstenen diyaloğun kurulamamasının iki sebebi var. Birincisi, hükümet makro ekonomik programla çok dolu olduğu için vakit bulamıyor. İkincisi de hükümetin gündemine her gün başka konu geliyor. Yazdan yararlanamadık, kışın mali şok yaşadık.

* Mali kriz atlatılmış görünüyor. Şimdi nasıl bir döneme girildi?

Şimdi çok daha yeni bir sürece girdik. Acil yardım paketi ile Türkiye'nin dış kaynak girişi programlandı. Şokun reel ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisi oldu, büyüme durdu. Fakat 3 aylık bir süre kazanıldı. Bu üç ayda tam anlamıyla stratejik çalışmaları hazırlayacak alan yaratıldı. Mikro düzenlemeler ve muhtemel ince ayarları yapabilecek en uygun ortam var. Daha çok profesyonellerin oluşturduğu komiteler oluşturularak, her alanda bu düzenlemeleri yapmak lazım.

* Burada özel sektörün katkısı ne olacak?

Biz Dünya bankası ve IMF'e de birlikte çalışma konusunda teklif götürdük. Bir ülkede ekonominin üçte ikisini yürüten birimlerin görüşlerini almadan ve onların koşullarının ne olduğunu bilmeden bir takım hedefleri koymaya imkân yok. Büyümeyi konuşacaklarsa bizimle konuşmaları lazım. Ekonomi, IMF ve Dünya Bankası bürokrasisinin kapalı kapılar ardında, ekonominin içinde yaşamadan bizim adımıza doğru karar vermesi mümkün değil.

'Krize rağmen 10 yıl sonrayı görebiliyoruz'
* Krizden sonra Türkiye'nin ufku daraldı mı?

Türkiye'nin orta ve uzun vadesi için çok iyimserim. Çünkü bu ülkenin insanlarında çok büyük potansiyel var. Dünyayı takip ediyoruz. Dünyadan ne kadar kopup kopmadığımızı görebiliyoruz. Tereddütlerimiz, kısa vadelidir. Aylık bazda değişiklikler yaşanabilir. Ama bugün de oturduğumuzda 10 yıl sonraki vizyonumuzu söyleyebilecek durumdayız. Türk halkı böyle şoklar yaşadığında uzun vadeli perspektiflerini kaybediyor. Herşeye rağmen şirketlerin çoğu kısa vadede şoku atlatmaya çalışırken uzun vadeli projelerini de bir kenara atmadı. Burada genç neslin önemi büyük.

* Kamuoyundaki tartışmalar ekonomik programın geleceğini olumsuz etkiler mi?

Temiz toplum olmanın gereği her soruşturmanın üzerine sonuna kadar gidilmesidir. Ama bu yaşanırken kurumların iş yapması durmamalı. Beyanatların çoğu gereksiz. Yeni bir yaklaşım gerekiyor.

Leyla ŞEN


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır