kapat

Pazar Eki
17.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Fener'e beş gol attıran dua
Sanatçılardan teknik direktörlere pek çok kişinin başvurduğu hoca S.Y., iyilik için yaptığı duaların büyü değil, sadece sihir olduğunu söylüyor. Hoca kalpten okudu mu, herkesin işi yoluna giriyor. Fenerbahçe'nin toparlanmasının nedeni anlaşıldı

Hepimizin hayalleri var. İşimizin iyi, sağlığımızın yerinde olmasını, sevdiğimiz kişiyle aramızın düzelmesini, çocuğumuzun iyi bir okula girmesini istiyoruz... Ama bunların ötesinde, işler içinden çıkılmaz hale gelince en 'modern' çevrelerde bile "bir hocaya danışsak da okutsak" noktasına gelen çok. Sanatçılar yeteneklerini artırabilmek, futbolcular daha iyi top peşinde koşabilmek, işadamları karışık işlerini çözmek ve hatta teknik direktörler de takımlarının maçları alabilmesi için duaya ya da yaygın deyişle büyüye başvuruyor. 25 yıldır önemli bir camide imamlık yapan ve Mevlana sülalesinden geldiğini söyleyen S.Y, hem kendisine başvuran kişileri, hem de büyü ile dua arasındaki farkı anlattı.

Türkiye'de büyü çok yaygın mı?

Önce şunu söyleyeyim. Büyü diye bir şey yoktur. Sihir vardır ve Kuran-ı Kerim'de hak olarak geçer. Sihirin manası bir işi manevi olarak düzeltmektir. Toplumdaki anlayış ise çok farklı. Büyü dediğin zaman millet kötülük anlamında bir şeyler bekliyor. Oysa böyle bir şey yoktur. Zaten büyü yapan insan Allah'a inanamaz. İnkarcı olması lazım. İyilik için olanlar ise büyüye girmez ve yapılabilir. İyilik için yapılan efsunlar, dualar sevaptır. Allah 'benden istemesini bil' diyor. Türkiye'de sihire başvuran çoktur. Toplumun yüzde 99'u diyebilirim.

İnsanlar size ne tür isteklerle geliyorlar?
Özellikle iş hususunda, geçim hususunda, ailevi konularda gelen çok var. Ben insanlara ne yapmaları gerektiğini söylüyorum, yaparlarsa yüzde 100 faydalı olur. Yetenekli olup daha iyi yerlere gelmek isteyenler de gelir. Deniz Seki çok inançlıdır mesela ve dualarım ona çok faydalı olur. Şehrazat, Emel Müftüoğlu da inançlı insanlardır. Şehrazat gece saat dörtte beşte namaza durur ve o zaman ilham alır. Aklınıza ne gelirse, Kuran hepsine cevap verir. Her duruma göre bir ayet vardır ve çaresizlik yoktur.

Spor dünyasından da çok inanan var mı?

Ben koyu Galatasaraylıyım. 13 Ğ 14 sene Galatasaray'a okudum. Her Galatasaray maçında okuma yaparım. Ama son bir aydır, 1.5 aydır Fenerbahçe'ye okuyorum.

Neden?

Amir Ateş hasta Fenerlidir. Bu sene Fener'e oku dedi, onun hatırını kıramadım. Tamam dedim okuyacağım. Mustafa Denizli'yi de Galatasaray döneminden tanırım zaten. Elimden geleni yapıyorum. 'Denizli maçı, Ankaragücü maçı, Trabzon maçında beş attırayım mı?' diye sordum. Attır dediler, oldu. Canlı yayında tesbihi fazla çekiyorum. Benim inancım bu.

Mustafa Denizli'nin size teşekkür etmesi lazım o zaman. Malum son zamanlarda durum pek iyi değildi.

Ediyor... Ediyor... Hepsi ediyor.

Peki Galatasaraylılar da zamanında onlar için dua ettiğinizi biliyor mu?

Tabii onlar da bilir. Arif'i, Emre'yi mesela eskiden tanırım.

Tek tek futbolcular da gelirler mi?

Gelirler.

Peki bunun bir karşılığı var mı?

Bunun karşılığı hediyedir. Din konularında yapılan pazarlıklar duaları bozar. Pazarlık haramdır ve yapıldığı zaman iyiliğin özelliği kalmaz. Pazarlığı kimse yapmayacak. Ne ben ne de karşımdaki kişi... Her şeyin bir vicdanı vardır. Bir liradır, bir milyardır. Bu hediyeleşmedir. Hepsi aynıdır, gönül meselesidir. Zaten senin işin olduğu zaman sen duramazsın yerinde. Allah'ın Kuran'ına değer biçilemez. Toplumumuzun bir yapısı var. Kimse yapılan iyiliğin karşılığını vermemezlik etmez.

Hastalıkları da iyileştirebilir misiniz?

Diyelim ki biri geldi, başım çok ağrıyor dedi. Ben hangi ayeti okuyacağımı bilirim. Okuduğum zaman da düzeliyor. İnsanlara yardımım oluyor. Fakat fiziksel hastalıkları düzeltmemiz mümkün değil. Tıp farzdır. Tıpla tedavi ol diye Allah buyuruyor. Allah önce tıbbı emrediyor. Ama ruhsal bozukluklar tedavi edilebilir.

Okumalarınız dışında insanlara önerilerde de bulunuyor musunuz?

Tabii. Günde 10 defa abdest al diyorum. Yarım saat, bir saat yürümelerini, beyinlerini Allah'la baş başa bırakmalarını tavsiye ediyorum. Ya da namaz kılacak. Gerçi Müslüman olmayan biri de gelse, Yahudisi, Ermenisi farketmez, inandığı sürece ona da yardım edebilirim. Ona göre bir ibadet öneririm.

İşleri büyütmek için dua ettiren çok ama...

Zenginlerde huzur yok
İş dünyasından da size gelenler var galiba?

Çok var, ama iş dünyasından mutlu olanını görmedim ben. Hepsinde ölüm ve mallarını kaybetme korkusu var. Dikkat edin çok zengin olan insanların çoğunda bir hastalık olur. Korkudan, sıkıntıdan olur. Bana gelenlere bundan bundan vazgeçeceksin diyorum. Dinlemiyor. Üç ay geçiyor bir daha geliyor ve o zaman dinlemek zorunda kalıyor.

Bir insanı gördüğünüzde sıkıntısı olduğunu anlayabilir misiniz?

Doktorlar nasıl anlarsa ben de anlayabilirim. Bu bir çözme meselesidir. Ayrıca insanların isimleri, anne isimleri, doğum tarihleri de bulundukları durumla ilgili ipuçları verir. Bütün bunlar bir araya gelerek insanın esas yıldızını ortaya çıkarır. Burç ve yıldızlar Kuran'da vardır, inkar edemezsin. Ve insanın yıldızı doğduğu zaman değil, anne karnındayken yazılır.

Peki herkes bu tip sihirleri yapabilir mi?

Her işin ehli vardır ve onu bulmak lazım. Ama maalesef bunlardan çok az vardır. İlim olayıdır. Kuran'ı çok iyi bilmesi lazım, bir de soydan gelmesi lazım. Bizim Mevlana'ya dayanan bir soyumuz var. Zaten öyle olmasa yapamam. Ben bunları daha sekiz yaşında öğrenmiş insanım. Diyelim ki birinin bir şeyi çalındı. Ben onu okumasını bilirim. Yedi gün okurum, ortaya çıkar. Ben Kuran'ın sırlarını bildiğim için bunları yapabilirim.

Bazı din adamları bu tip şeylere tepki gösteriyor, olamaz diyor.

Dediğim gibi Kuran'da sihir haktır ve ehil kişiler bunu yapabilir. Söylemek istediğim bir şey var: Son 10-15 yıldır medyada aynı insanlar birbirleriyle çekişme halinde. Dinde kavga olur mu? Mesela her Ramazan ayında tartışılır, iftar şarapla açılırmış, şarapla sirke arasında fark yokmuş. Nasıl böyle bir yorum yapabilirsin? Yaşar Nuri Öztürk mesela hep bir tartışma konusu çıkartır. Kendisi ben talebeyken Kocamustafapaşa'da Kasım Çelebi Camii'nin imamıydı. 1966 Ğ 1976 yılları arasında bu camiinin imamlığını yaptı. Fakat o yıllarda bir gün göreve gelmedi. Oradaki Kuran kursunun talebeleri olan bizler gidip namazı kıldırdık, işlerini de cemaat yapardı. Şimdi bütün kanallarda konuşuyor.

Aslı E. Perker


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır