kapat

CUMARTESİ EKİ
16.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İnsan haklarının labirentinde...
Bir adım atın, işkencenin önlenmesi için bir adım atın, suçların cezasız kalmamasının önüne geçilmesi için bir adım atın, ayrımcılıkla mücadele için bir adım atın...

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) üyeleri, bu yılın 18 ekiminden beri yerel ve dini gruplar, kadın örgütleri, sendikacılar, insan haklarıyla ilgili öteki kurum ve kuruluşlarla işkenceyi önlemek için yoğun bir kampanya başlattı: Bir Adım Atın...

Bu "adım"ın bir etabı da içinde bulunduğumuz hafta, başta Sosyal Demokrasi Vakfı olmak üzere kimi sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen "İnsan Hakları Haftası" nedeniyle TÜYAP'ın İstanbul Tepebaşı Sergi Salonu'nda atıldı.

İki büyük sergi salonu, dünyanın son yüzyılda yaşadığı olayların bir "labirenti"ne çevrilmişti adeta...

Bir labirentte Tarih Vakfı'nın dergi ve gazete kupürleri ile fotoğraflardan oluşturduğu Türkiye'nin son yüz-yüz elli yılda yaşadıklarının hikâyesi...

Bir labirentte Turhan Selçuk, Tan Oral ve Behiç Ak'ın "insan hakları"nı konu alan karikatürleri...

Bir labirentte İFSAK'ın çalışan çocuklar fotoğrafları...

Bir labirentte amatörce de olsa, "deprem"in gazetelere yansıyan yüzü...

Bir labirentte, ki oradan çıkmak mümkün değil artık, yaşadığımız yüzyılın savaşlarından alınan kan "tüp"leri ve bir aynada yansıyan kendi yüzümüz... Bir tüp kan Bosna'dan, bir tüp kan Vietnam'dan, Arjantin'den, Şili'den, bir tüp kan Cezayir'den ve dünyanın savaşı yaşamış her bölgesinden...

Ve iki ayna: Biri yaşananlara, öteki kendimize bakmak için...

Bir ayna daha "Filistin askısı"nın gölgesine sığınmış bir "tutanak"ın yüzünde...

"İnsan Hakları Haftası" yarın sona eriyor. Bugün dışında bir gününüz daha var dünyaya, ülkemize ve kendinize bakmak için...

Bir adım da siz atın ve kaybolun bu labirentlerin birinde...

Kısaca insanca yaşamak, yani insan hakları için...

"Ölüm oruçlar"ı 1996 yılının temmuz ayında da yaşanmış ve o zaman "Yeni Yüzyıl" gazetesinde "Oğlum Ölüm" başlıklı bir şiir yazmıştım. Şöyle bitiyordu:

"Vazgeçtim ben ecelimden

sen de gel vazgeç bugün olsun

hayın ecelden, zalım ölümden

can evimde can kurudu oğul"

Hayat, ölümden kısa. Dün de anaların yüreği yanıyordu, bugün de... Anaların yüreği yanmasa ve şair de artık böyle şiirler yazmasa...

Çark
Hayat ve ölüm! İki renkli şerit, gökyüzü yaşamında. Tanrı'nın yanaklarında dönen iki çark...

Alkioni Papadaki

HAFTANIN KİTABI
Ressam Sali Turan'ın 14 Kasım Ğ 2 Aralık 2000 tarihleri arasında İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde açtığı "SALİ 2000 Sergisi" nedeniyle hazırladığı kitap "Sali 2000" başlığıyla çıktı.

238 sayfa tutarındaki kitapta Sali'nin son dönemde yaptığı yağlıboya ve eskizleri yanında Hilmi Yavuz, Bedri Koraman, İdris Akyüz, Mehmet Ergüven ve Levent Çalıkoğlu'nun yazıları yer alıyor.

Mehmet Ergüven şöyle diyor Sali için: "Sali, önce ayıklamayı kovmuştur sözlüğünden; renk aracılığı ile her şeyi tuval sathına boca edebileceğine yürekten inanmıştır çünkü Ğ izlenim, yaşantı bütünlüğüyle aşkın bir ruh haline teslim ettiği andan itibaren tuvalde boşluğa yer kalmamıştır artık."

Levent Çalıkoğlu'na göre de "Sali Turan, modern hayatın getirdiği bireyciliğin bütün sınırları ile onu yoksun bıraktığı her şeyden kurtularak, kendisince daha doğru, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor."

"Sali 2000" kitabı, Çalıkoğlu'nun da dediği gibi "yapıtlarını romantik bir hesaplaşma" olarak okuyabileceğimiz bir ressamı tanımak için iyi bir fırsat...

Yüzyılın yalnızı Pessoa
Sandığından 70'ten fazla gerek yakıştırma kimlik, gerekse takma isimlerle yarattığı sanatçı fırlayan Portekizli Fernando Pessoa'nun hayatı ve sanatını irdeleyen "20. Yüzyılın Yalnızı" başlıklı kitap Adnan Özer ve Rüstem Aslan imzasıyla Everest Yayınları arasında çıktı. Özer, Fransız şair ve çevirmen Remy Dor'dan bir anekdot aktarıyor:

Remy Dor'un babası, bütün hayatını tek bir şiiri çevirmeye adamış: Pessoa'nun "Tabaceria" (Tütüncü Dükkânı). Her basımında yapılan değişiklikleri bitmez tükenmez bir çabayla karşılayan baba ölünce, bu görevi Remy Dor üstlenmiş şimdi de...

Can Yayınları'nda çıkan Antonio Tabucchi'nin "Hint Gece Müziği" romanında da Pessoa'nın ölürken son söyledikleri yer almakta: "Bana gözlüklerimi verin."

Tabucchi, bu söz üzerine de şu yorumu yapıyor: "Çok miyoptu ve öbür dünyaya gözlükleriyle gitmek istiyordu."

ŞAİR DİYOR Kİ
Tuğrul Tanyol

İlk ve Son Kez

oradan nereye gidebilirdik

küçük rastlantılarla buluşan iki yaşam

aşk uzakta hep genç kalır

biz ötede yaşlanırken

HAFTANIN KARE ASI
Hatice Sultan: Hıfzı Topuz (Remzi)

Bu Benim Hayatım: Brigitte Blobel (Epsilon)

Düş Yolcusu: Ian McEvan (Say)

Çağdaş İngiliz Şiiri: Cevat Çapan (Adam)

VİTRİNDEKİLER!
Arinna'nın Gölgesi

Tabletler ile Anadolu'nun ilk sakinlerin-den Hititler'in

gündelik hayatının romanı.

(Yaz)

Esât”z-i Elhân

Zekâ” Dede, Abdül-kadir Merâg” ve Dede Efendi'nin ilginç yanları... (Pan)


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır