kapat

Pazar Eki
10.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Taze şarap bir başka güzeldir
Fransız "Beaujolais Nouveau" şaraplarının Türk benzerleri Primeur'lerin 2000 rekolteleri piyasada. Taze üzüm kokulu, hafif ve hoş içimli bu sevimli şarapları kaçırmayın. Bizden söylemesi, üzümün tadını kaçırmamak için taze taze içmekte fayda var

Her yıl, kasım ayının üçüncü perşembesi Fransa'nın dört bir yanında tatlı bir telâş yaşanır. Şarap dükkânlarının girişlerine kocaman hasır sepetler konur, içlerine şişeler yığılır, yanlarına da bir kara tahta yerleştirilip üzerine tebeşirle yazılır: "Müjde!.. Beaujolais Nouveau geldi... Sadece 49 Frank..."

O gün herkes, bir bayramı kutlarcasına senenin bu ilk şaraplarını kapışır, evlerine bunlarla gider, bistrolarda da bu şaraplar açılıp içilir... Yıllanmış şaraplarıyla ünlü ülkede, taze şarap da bir başka kutsanır. Lezzeti muhteşem olmasa da "turfanda" şaraptır bu; Eylül'deki bağbozumunun ardından fermantasyonunu bitirmiş, taze üzüm aromaları kaybolmadan hemen şişelenmiştir. Beaujolais Nouveau, yani "yeni Bojole", büyük bir şarap olmasa da yaşama sevincini artıran neşeli bir içkidir.

Bu tür taze şarapları ülkemizde de yıllardır Kavaklıdere yapıyor ve her yıl, tıpkı Beaujolais'ler gibi kasımın üçüncü perşembesi piyasaya sunuyor. "Primeur" adı verilen kırmızı ve beyaz bu taze şarapların bu yılki rekolteleri de piyasaya çıktı. Elazığ'ın Öküzgözü üzümünden yapılan kırmızı Primeur ile Kapadokya bölgesinin ünlü Emir'inden yapılan beyaz Primeur, taze üzüm kokulu, hafif ve hoş içimli şaraplar. Kırmızı Primeur de tıpkı Gamay üzümünden yapılan kırmızı Beaujolais gibi hafifçe soğutularak içiliyor ve pek de güzel oluyor.

Bu şarapların güzellikleri, ne yazık ki yazın açan ve kırları kızıla boyayan gelincikler gibi, kısacık sürüyor... Birkaç ay içinde taze üzüm aromaları kayboluyor, geriye hafif içimli ama biraz yavan bir şarap kalıyor. Zira taze şaraplar taze taze içilmek için üretiliyorlar. O yüzden Primeur'lerin tadını en iyi şu günlerde çıkarabilirsiniz.

Bu arada bir eleştiri ve bir tebrik de Kavaklıdere'ye. Önce eleştiri: Niye bu güzelim şarapları yeterince tanıtıp, her kasımın üçüncü perşembesini Türkiye'de bir "şarap bayramı"na çevirmezsiniz? Niye aralık ayındaki bütün davetlerde, açılışlarda bu şarapları ikram etmez, bu güzelim şaraplarınızı gölgede bırakarak onlara "üvey evlat" muamelesi yaparsınız?

Bir de tebrik: geçen yıllarda kullanılan kalitesiz kırpıntı mantarlar şarabı birkaç ay içinde bozuyordu. Kavaklıdere bu yıl daha kaliteli mantar kullanarak Primeur'leri riske sokmamış...

SKANDALDA İKİNCİ PERDE
Şarap dünyasından bir haber daha. Bir skandal!..

Birkaç hafta önce Tekel'in Ürgüp'te yaptığı Uluslararası Şarap Yarışması'nın sonuçlarını eleştirmiş, dünyaca ünlü bazı yabancı şaraplar ödül alamazken, bazı vasat yerlilere madalyalar verilmesini en hafif deyimle "şaşırtıcı" bulmuştum. "Torpil iddiasında bulunmuyorum ama herhalde damak tatları yerel kalan yerli tadımcıların ağırlıkta olduğu jüri, dünyanın çok üst düzey şaraplarını takdir edemedi" demiştim.

Eleştirilerimi doğrularcasına, ne oldu biliyor musunuz? Bizim yarışmada bir gümüş madalya bile alamayan (!) İtalya'nın en ünlü şarabı Solaia, saygın şarap dergisi Wine Spectator tarafından "Dünyada yılın şarabı" seçildi! 1997 rekoltesi İtalya'da "asrın rekoltesi"ydi ve yıllardır onlarca madalya alan bu şarabın 1997'sinin böyle büyük bir ödüle lâyık görülmesi sürpriz olmadı.

Bu inanılmaz çelişkili sonuç, umarız Tekel yönetiminin yarışmayı daha ciddi düzenlemesi için de bir uyarı olur...

Mehmet Yalçın

myalcin@turk.net


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır