kapat

Pazar Eki
10.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Borsacı mısın, derdin var!
Kabul etmek lazım borsacıların işi çok zor. Broker'ı, dealer'ı, yatırımcısı hepsi büyük dertler içerisinde. Mide ağrısı bir yandan, uykusuzluk diğer taraftan. Baş ağrısı da bastırdı mı... Ama acaba vazgeçin deseniz, geçerler mi? Mümkün değil!

Kimine göre borsa asla çözülemeyecek bir sır. Ekonomi programlarında alttan geçip duran şeritler, ekonomi habercilerinin anlattıkları karışık işlemler bu insanlar için hiçbir şey ifade etmiyor, edemiyor. Oysa bir de bu işi müthiş ciddiye alanlar var. Yatırımcılar, broker'lar, dealer'lar, aracı kurumlar... Onlar mide, baş ağrıları, uykusuzluk gibi durumlardan şikayetçi. Gece gündüz demeden ülkede ne oldu ne bitti, olaylar borsayı nasıl etkiler, bunlardan konuşuyorlar.

Geçen hafta malum, borsa tarihi bir inişin ardından tarihi bir yükseliş yaşadı. Ve satır aralarında şu haber göze çarptı: "Broker'ların çoğu mide ve baş ağrısından şikayetçi."

KAFAYI MI ÜŞÜTTÜN
Yatırımcının durumu farklı mı sanıyorsunuz? Her gün dört saatini aracı kurumlarda geçiren yatırımcıların durumu da çok vahim. Bir kere saatlerce küçücük, rengarenk bir ekranın karşısında oturup duruyorlar. Işıklar yanıp sönüyor, dört bir yanda rakamlar yazıyor. Tahmin edeceğiniz gibi hepsi zamanla 'dört göz' olmuş. Hemen hemen hepsi şimdiye kadar kaybetmiş. Şikayet edip duruyorlar. E, neden burada oturuyorsunuz diye soracak olursanız yüzünüze dünyanın en garip yaratığıymışsınız gibi bakıyor, "Nasıl yani?" gibi anlamsız bir soru soruyorlar... Kimisi de bu tip yerleri kahve gibi kullanıyor. 71 yaşındaki Mahir Amca gibi. Daha geçen hafta borsada 300 milyar lira kaybetmiş, umrunda değil. "Hanımı yeni kaybettim, canım sıkılıyor, ne

yapayım, buraya geliyorum" diyor. Bu arada borsada bir çıkış olunca herkesin keyfi müthiş yerinde oluyor, ama düşüş olunca kaçacak delik ararsınız. Kimse birbirinin suratına bakmıyor. "Acaba şu kül tablasını..." demeye görün, aynı anda başlar size dönüyor ve "Kafayı mı üşüttün" der gibi bakılıyor.

İMKB'deyse bambaşka bir hava var. Gün içerisinde iki seansa giren (10.00 Ğ 12.00 ve 14.00 Ğ 16.00) broker'lar, kulaklıklarıyla habire müşterileriyle konuşuyorlar. Tabii her dakika işlem yapmak mümkün olmadığı için de arada başka işlerle uğraşıyorlar. Seans sırasında en popüler uğraşlar şöyle:

1) Bulmaca çözmek

2) Tetris oynamak

3) Gazete okumak

4) Bol bol kolonya sürmek (Şaka değil. Herkesin çekmecesinde en az bir dolu şişe kolonya var, habire sürüyorlar)

5) Tesbihle oynamak

6) Birbirine sataşmak.

İşte tam bunlar yapılırken birdenbire salondan "Aaaaa" diye bir ses yükseliyor. Ve aynı anda inanılmaz bir şıkırtı başlıyor. Klavyelerin şıkırtısı. Yarış zamanı şimdi: Bakalım düşen kağıdı kim daha önce kapacak? Seans bittikten sonra broker'ların kapıdan çıkışı görmeye değer. İnsanlar neredeyse ışık hızıyla kapıdan çıkıp kaçarcasına arabalarına yerleşiyor. "Pardon, saat kaç acaba?" demek bile mümkün değil. Kimse kimsenin suratına bakmıyor, "Hadi yarın görüşürüz" gibi diyaloglar da yok. Fakat inanabiliyor musunuz buna rağmen birkaç broker'la konuşmayı başarabildik. Üstelik fotoğraf bile çektirdiler. Tabii birkaç yatırımcıyla da konuştuk.

Broker dediğinin gözü bozuk olur
Eşim rüyasında bile sayıklıyor/Serpil Çalışkan (Yatırımcı)

Çalışkan ile ilk konuştuğumuzda fotoğraf çektirmeyi kabul etmişti. Ancak beş dakika sonra gerçekleşen düşüşle para kaybedince "Fotoğraf falan çektirmem" diyerek çekip gitti. Morali çok bozuktu, ısrar edemedik. Şimdi gelelim anlattıklarına: "Valla borsa insanı yatağında yatırmıyor. Para kazandıkça para kazanıyorsun diye uyuyamıyorsun, kaybedince de paralarım gidiyor diye uyuyamıyorsun. Mal kaybına uğrayınca da mide ağrılarına yakalanıyoruz. Pembe dizileri, eğlence programlarını, filmleri kesinlikle seyretmiyoruz. Evde sadece haber programlarını izliyoruz. Eşim 'Bursa'yı arar mısın, Orhan beyle görüşmek istiyorum' diyor ben borsa anlıyorum, düşünün artık. Yatmadan önce eşimle uyku ilacı alıyoruz. Yatıyoruz, Ecevit bir açıklama yapmış oluyor, ne olacak borsa yükselecek mi diyoruz. Eşim uykusunda Tekin bey mal ver, mal al diye sayıklıyor."

Dayanamıyorum artık
Melike Sonsöz (Piramit Menkul Kıymetler'de Dealer)

"Genelde broker'ların ve dealer'ların pek çoğu kendilerine de alım satım yaptığı için çok stres yaşıyor. Başkasının sorumluluğunu taşıyoruz ve onların sıkıntısı bize de yansıyor. Bugüne kadar ben de kendim için oynuyordum, ama bir haftadır bıraktım. Artık dayanamıyorum. Bu piyasa bağımlılık yaratan bir piyasadır. Ben uykumda Aksu Enerji alıyorum, yarın tavan olduğunu görüyorum falan, bu durumda. Bu işe başlarken günde yarım paket sigara içerdim, bir buçuk pakete çıktı. Şu ekranın karşısında oturan dayanamaz. Bugün olmasa yarın bir işlem yaparsınız ve kaybedersiniz."

En ufak hata mahveder
Ercan Osanmaz (İMKB'de broker)

"Burada 1000 broker'dan 300 tanesi gömlekçidir. İşte onlar büyük bir stres altında. Burada para yönetiyorsunuz. Sizin ya da başkasının, muhakkak sıkıntısı oluyor. En ufak bir hata mahveder. Ben sıkıntımı atmak için spor yapıyorum. Burada sosyal tesislerimiz var, pek çok arkadaş her öğlen kullanır. Yıllardır işin içinde olduğumuz için biraz daha serinkanlıyız tabii ki. Gerçekçi olmak zorundayız, duygusallığa yer yok. Ama şunu bilmek lazım, sonuçta her şey sağlık. Biz burada taşıyıcıyız, çok fazla kendimize yüklenmememiz lazım."

Kocayı da çocuğu da unut
Nur Atayakul (İMKB'de broker)

"Ağzınız yüreğinize gelir ya hani, işte bizimki hep öyle. Çok büyük paralar sözkonusu. Her yaptığınız işlem maaşınızın 20, 30 katı falan. Bombanın üstünde oturuyoruz orada. Bir tuşa baştığın zaman yanlış yapabilirsin, çok şey kaybettirebilirsin, çok şey kaybedebilirsin. Çalıştığın şirketin hata portföyü yoksa sen ödemek zorunda kalabilirsin. Evdeki çocuğunu evde unutacaksın, eşini evde unutacaksın. Bütün konsantrasyon burada olmak zorunda. En ufak bir dikkatsizliğe izin vermiyor. Buradaki herkesin gözleri bozuktur. Radyasyon yüklenildiği için de aşırı bir stres var hepimizde. Birkaç arkadaşımızı kalpten kaybettik burada seans sırasında. Mide ağrısı, gastrit ise artık nezle gibi, çok doğal karşılanıyor.

Bence uyum kurslarına gitmek şart, çünkü buradan çıkınca bir iki saat kendimize gelemiyoruz, hayata dönemiyoruz. Ben çocuğumla ilgilenmek için bir saat dolanıp eve öyle gidiyorum. Öğlenleri saunamız, yüzme havuzumuz var oraya giderek stres atmaya çalışıyorum. Bir de evde bunları düşünmemek çok önemli. Cep telefonumuzu kapalı tutuyoruz, ev telefonunu kimseye vermiyoruz ki, insanlar yarın borsada ne olacak diye sormasın.

Ama bir de kendine işlem yapan gömlekçiler var, onlar çok zor durumda. Gençler kolay yoldan para kazanmak için bu işi seçiyorlar ma yıpranma payını hiç düşünmüyorlar. Arkadaşların çoğunun saçları bembeyazdır. 11 yıldır bu işi yapıyorum ama şimdiye kadar kendim için bir lot işlem yapmadım. Konsantrasyonumu korumak için. Ama gömlekçilerin işi çok zor."

Borsadan bihaber olanlara
Bilmeyenlerin kafası karışmasın diye aracı kurum nedir, broker, dealer nedir, anlatalım:

Yatırımcılar paralarını borsaya yatırıp, bu yolla para kazanmaya çalışanlar.

Aracı kurumlar, yatırımcıların borsada oynamasına yardımcı olan kuruluşlar.

Her aracı kurumun en az bir tane dealer'ı var. Bu kişi borsadaki temsilcisine, ki buna da 'broker' deniyor, müşterilerinin hangi kağıtları almak ya da satmak istediğini söylüyor. İşte en basit şekliyle böyle bir zincir var ortada.

Gömlekçi ise kendine de işlem yapan broker demek.

Borsada kazanmak isteyen acemilere altın öneriler:

1) Sabırlı olup beklemeyi bileceksiniz.

2) Azla yetinmeyi bileceksiniz. Asla daha fazla daha fazla demeyeceksiniz. (Gerçi bunun pek de mümkün olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.)

3) Sağlam kağıtlara oynayacaksınız ki kazanasınız.

Aslı E. Perker


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır