kapat

10.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


AB ile T.C. arasında salıncaklı fıkralar

Bekri Mustafa'ya sormuşlar: - Buraya bak Bekri, biliyorsun ABD, İsveç, Lüksemburg gibi ülkeler, "adam başına düşen ulusal gelir"de 30 bin-40 bin dolar arasını koşmanın, öncülüğünü yaparken; Türkiye, "adam başına düşen ulusal gelir"de 3 bin dolara bile ulaşamadı ve enternasyonal tabloda 93. sıraya yuvarlandı.

T.C.'nin biten yüzyılı da rezalet bir fiyaskoyla köküne kadar ıskalamış olması, ülkenin Ankara egemenleri tarafından ne kadar kötü yönetilmiş olduğunu kanıtlıyor. Acaba Ankara egemenleri, Fransa'yı yönetseler; sence Fransa'nın durumu ne olurdu?

Bekri Mustafa, önce bir nağra atmış:

- Heheheeeeyt..

Sonra da:

- Fransa'nın durumu, demiş, bizimkinden de bok olurdu...

- Neden?

- Çünkü bizim egemenler, "önce vatan..." diye ne kadar çağdaş ozan, yazar, sanatçı, bilimci varsa hepsini içeri tıkmaya meraklıdırlar. Kazara Fransa'yı yönetseler; bu kez de "önce Fransa..." diye, bütün Fransızları tıkarlardı içeri. Çünkü çağdaş olmayan Fransız yok gibidir, biliyorsun...

Ankara egemenlerinin durumunu, adı zengine çıktığı halde öldükten sonra hiç miras bırakamamış bir adamın öyküsüne benzetiyorlar.

Zengin sanılan adam ölünce, önüne gelen:

- Nasıl oldu da hiç parası çıkmadı, diye sormaya başlamış.

Ölenin yakın bir dostu:

- Servet sahibi olayım derken önce sağlığını yitirdi, demiş. Sonra da sağlığımı kazanayım derken servetini...

Ankara egemenleri de, ülkesi ve milletiyle devletin bütünlüğünü koruma uğrunda önce ekonomiyi perişan ettiler. Ekonomiyi düzeltme uğrunda da, 18. kez IMF'yi çağrınca, egemenlikleri aşınmaya başladı.

Ünlü ozan Prevert'in, tek dizeden ibaret matrak bir şiiri vardır: Blaise Pascal adında biri, vesaire, vesaire...

Oktay Rıfat bunu Türkçe'ye şöyle çevirmişti:

Blaise Pascal adında biri

Tatara titiri...

Türkiye ne zaman Avrupa Birliği'ne üye olabilir biliyor musunuz?

Prevert'in dizesini:

"Bülent Ecevit adında biri

Tatara titiri"

Diye değiştirebildiği zaman değil...

"Mesut Yılmaz adında biri

Tatara titiri"

Diye değiştirebildiği zaman da değil...

Ya ne zaman peki?

"Bilmem ne paşası diye biri

Tatara titiri"

Diye değiştirebildiği zaman..

Süleyman Bey'in siyasal itibarını yitirmesine üzülen eski AP'lilerden bir kahveci, tutmuş kahvenin baş köşesine Dertli'nin şu kıtasını yazmış:

Rızk için üzüntü çekme alemde

Rezzak ismi varken levh-i kalemde

Gücün kolayı var kalma elemde

Attan inen yine biner demişler

Hergelenin biri de gelmiş, şu notu düşmüş Dertli'nin şiiri altına:

Elbet umut hiç kesilmez alemde

Aynı şeyi söylerdi benim köse dedem de

Sırtına bir de yeğen çıkarsa

Ata ancak binersin ölünce cehennemde

Şükrü Saracoğlu Başbakanlığı döneminde, Ankara'daki Anadolu Kulübü'nde dostlarıyla oturmuş yarenlik ederken, aklının basmadığı önerilerle karşılaşırsa:

- Masanın altına bak, derdi.

Ve sağ elinin işaret parmağıyla orta parmağı arasına baş parmağını sokarak, masanın altından sallardı...

Şayet sağ olsa da kendisine:

- Türkiye AB'ye girebilecek mi, diye sorsalar...

Sanırız yine aynı yanıtı verirdi:

- Masanın altına bak...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır