kapat

06.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

İLKER SARIER(isarier@sabah.com.tr )


Şimdi zamanı

Şimdi neyin zamanı?..

Borsa'dan kağıt almanın mı?

Yoksa repo yapmanın mı?

Gayrimenkulün mü veya devlet tahvilinin mi?

Yoksa küçük bir seyahate çıkıp, olandan bitenden birazcık uzaklaşmanın mı?

Yoksa, eski albümleri karıştırıp, eskilere uzanmak ve nostalji ile bir nebze kafayı dinlendirmenin mi?

Belki de biraz şiir okumanın veya polisiye bir romana dalmanın zamanıdır!..

Ama belki, uzun zamandır çekmecemde sakladığım bir Tapınak Kitabesi'ni paylaşmanın zamanı da olabilir.

Belki bu kitabeyi şimdiye kadar hiç okumamış olanlar, büyütüp evlerinin duvarına asacaklardır.

Kimbilir belki, çoktan asmış olanlar da vardır.

Ama her halde en iyisi, binlerce yıl önce sanki "bugünkü Türkiye" için yazılmış olan bu kitabeyi, ezberleyip, sindirmek ve bir yaşam felsefesi haline getiribilmektir.

Bakınız, ne diyor:

ESKİ BİR TAPINAK KİTABESİ
Gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş: sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.

***

Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin anlatacak bir öyküsü vardı.

***

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların, bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

***

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.

***

Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.

***

Kaybetmeyi, ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olmak bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakabileceğin en iyi miras dürüstlüktür.

***

Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğine yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Arasıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.

***

Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın sen öldüğünde. Sen mutlulukla gülümse, sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır