kapat

06.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Krizler ülkesi

O sırada izlemeseniz bile televizyonlar açık duruyor artık. Kulağınız kirişte; ha bir şey oldu, ha olacak!

Spiker durmadan kriz diyor: Kriz çözüldü, çözülüyor, çözülmek üzere... Hangi krizmiş bu diyorum içimden; çünkü bizde kriz çok: Likidite krizi, AB krizi, döviz krizi, borsa krizi...Ortalık krizden geçilmiyor.

Meğer bu kez Yatağan krizinden söz ediyorlarmış. Yakınındaki insanları, hayvanları, ağaçları boğup öldüren Yatağan santralındaki krizden.

Cana değer vermeyen, canı kutsal bir değer olarak görmeyen bir kültürün varıp dayanacağı sınır işte burası.

Eğer "cana saygı" kavramı olsaydı, bunca insan ölüme terkedilir miydi? İş bu hale gelmeden çözüm aranmaz mıydı?

Cezaevlerindeki ölüm oruçları da 48. gününe girdi. Artık ölümler başlamak üzere. Bazı okurlarım ölüm oruçlarındakilerin taleplerini soruyor: Ben bunu "insanca yaşamak" olarak adlandırıyorum. Dışarıdakilere kolay geliyor; insan, demir parmaklıkların arkasını boyladı mı hayat sona erer sanıyorlar.

Oysa orada da bir yaşam vardır: İnsanlar arasında dostluklar, düşmanlıklar yaşanır, fakir-zengin ayrımı olur. İnsanoğlu ömür boyu hapse de mahkum olsa çevresinde gördüğü her yaşam kırıntısına dört elle sarılır. Can içerde de tatlıdır, dışarıda da. Aslında aynı candır.

F tipi cezaevinin, bana göre en büyük sakıncası, hücrelerde tek başına kalacak olan insanların can güvenliği sorunudur. Sosyal ilişkiler eksikliğinin bile ötesine geçer bu, çünkü ölüm-kalım meselesidir. Ölüm oruçları, hiç eksik olmayan diğer krizlerimiz arasında baş sıraya yükseliyor.

Kriz adı takılmayan bir başka Türkiyelik olay da Bağdat caddesinde iki çocuğa çarpıp öldüren gencin serbest bırakılması.

Paramparça olan çocukların ana-babaları bu karar üzerine düşüp bayılmış. Demek ki bu memlekette fidan gibi gençlerin kan bedeli 10 milyar Türk lirası.

***

Televizyon spikeri krizleri bildirmeye devam ediyor. Bitip tükenmek bilmiyor krizler; içim daralıyor.

Her zaman kötü yönetilmiş olan ülkenin, böyle yöneticiler seçmiş olduğu için acı çeken halkına üzülüyorum. Hiç doğru seçim yapamadılar ki! Kanlarına ekmek doğrayan insanları senelerce başlarının üstünde taşıdılar. Halkın yanında yer alan ve onları sırtlanlara karşı uyarmaya çalışan insanlara da olmadık zulümleri reva gördüler yıllarca.

70'li yıllarda Nazım besteledim diye kan kusturdular, TRT'de yasakladılar, kasetlerimi toplattılar, davalar açtılar ama bakın büyük şair ne diyordu: "Halka ahmak diyen sensin/ Halkın soyulmuş derisinden sırtına frak giyen sensin."

Ama nedense halk kendi derisinden sırtına frak giyenlerin önünde eğildi de bu sözleri söyleyen Nazım'ı düşman yerine koydu.

***

Krizler krizleri kovalıyor, çünkü onca babalandığımız, esip gürlediğimiz Batı bize "Dur!" diyor. "Dur bakalım Türkiye! Az ürettin, çalışmadın, kötü niyetli yöneticiler seçtin, hukuk düzeni oluşturamadığın için paraların hortumlandı ama sen vur patlasın çal oynasın tatlı hayat yaşamak istedin. Şimdi oyun bitti. Bir aileye iki araba yok. Batıdaki çalışanlar gibi otobüse bin. Boğaz kıyısında, dünyanın en pahalı sefahat mekanlarında gökyüzüne havai fişekler fırlatıp sabahlara kadar eğlenmek yok. Alçakgönüllü, çalışkan bir yaşam benimsemeye mecbursun."

Geçen yaz, İstanbul'un Pompei eğlencelerine nasıl isyan ettiğimi, bu görgüsüz haramzade gecelerini nasıl eleştirdiğimi hatırlıyorsunuzdur.

Çünkü bu atmosfere dayanamıyordum. İşte sonuç bu!

IMF kapılarından AB kapılarına koşup duran bir ülke.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır