kapat

Pazar Eki
19.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Dil konuşmak ülke bölmez
"Türkiye'deki üniversitelerde eğitim gören Kürtlerin yüzde 80'i Kürtçe okuyup yazabilir, ama eser veren yok" diyen Abdülmelik Fırat'a göre bugün Türkiye'de 20 milyon Kürt yaşıyor:

"Beş milyonu dilini unutmuştur desek 15 milyonu var geride. Oysa bizdeki istatistiklere ve kanunlara bakarsanız Kürtlerin varlığı kabul edilmez."

Abdülmelik Fırat 45 yıldır siyasette. 1957-60 yıllarında Demokrat Parti Erzurum milletvekiliydi. 1991-95 yıllarında ikinci dönem parlamenterliğinin ilk iki yılını Doğru Yol Partisi, ikinci iki yılını Bağımsız Erzurum milletvekili olarak tamamladı. Güneydoğu sorununun bütün aşamalarında ve sadece siyasi değil, sosyal yönleriyle ilgili olarak da hep onunla temasa geçildi. Ya soru soruldu, ya cezalandırıldı. Büyük dedesinin Şeyh Sait olması nedeniyle hep ilgi çekti. Kürtçe televizyon yayını tartışmaları sürerken, Kürt dilini, kültürünü ve tarihini Türkiye'de en iyi bilenlerden biri olması nedeniyle Kürtçe'nin nasıl bir dil olduğu yine ona soruldu. Üstünde bunca tartışma yapılan bir dili pek az insan tanıyor diye düşünüldü.

Kürtçe hangi dil grubunda değerlendiriliyor?

Filologlar, dilleri üçe ayırırlar: Turani dediğimiz Ural-Altay dil grubu, Sami dil grubu, bir de Hint-Ari dil grubu. Kürtçe Ariyen gruba giriyor. Bu ayrım, dilin kökeni ve kullanılışındaki yapısına göredir. Mesela Türkçe'de "Ben eve gidiyorum" dediğiniz zaman fail-meful ve fiil sırasıyla gider kelimeler. Sami dil grubundan Arapça'da "ezhebul ilel beyt" şeklinde söylenir bu cümle. Yani öncelikli olan fiildir, sonra fail, en sonunda meful gelir. Arilerin yapısı bu iki grubun dışındadır. Kürtçe'de "ez dıçım mal" denir. Yani ev anlamına gelen "mal", cümlenin sonundadır. İngilizce'deki "I am going to home" söylenişi gibi....

Kürtçe'nin Farsça'nın bir dalı olduğunu söyleyenler var...

Kürtçe'ye en yakın dil Persler'inki, yani İran'da konuşulan dildir. Almanca ile İngilizce'nin birbirine yakınlığı gibidir. Farsça'yla Kürtçe birbirine fevkalade yakındır. Ancak Kürtçe Farsça'nın bir dalı değildir. Hiçbir Pers filoloğu ve nasyonalisti de böyle söylemiyor.

Kürtçe'nin dil değil de bir ağız olduğu iddiası da var.

Bu da bilimden nasip almayan, politik ve marazi rahatsızlık içinde olanların iddiası. Kürtçe'nin bugün 5-6 lehçesi var. Her lehçe de şive değişiktir. Bir Ispartalı'yla, Karslı'nın Türkçe farkı gibi.

Türkiye'de kaç çeşit Kürtçe konuşuluyor?

Türkiye'de konuşulan en büyük lehçe, yüzde 85 ile "kurmanci"dir. Tabii kurmancinin de şiveleri çoktur. Büyüklüğü itibarıyla üç taneden sözedilebilir. Biri "Behdinan-botan", biri "silivi", biri de "mehmedi"dir. Diğerleri de "dımili" lehçesi kullanırlar. Dımililer kendilerine "kırt", konuştukları diyalektiğe de "kırtki" derler. Bunlara "zaza" diyenler de vardır. Türkiye'de 15 milyon kişi Kürtçe konuşuyor. Bunların aşağı yukarı yüzde 10-15'i zazaca konuşur.

Resmi istatistik olmadığına göre tahmini söylüyorsunuz.

Tahmini tabii. Bunlar yaşam bilgisi. Tunceli'nin yüzde 60'ında Zazaca konuşulur. Zaza, Sasan'dan bozulmadır. Roma dönemindeki Sasasineler'den kalmadır.

Birbirlerini anlarlar mı?

Dımili dediğimiz lehçeyi konuşanların yüzde 50'si Kurmanciyi anlar. Fakat Kurmancilerin yüzde 90'ı onları anlamaz. Kürtlerin medreselerinde okutulan dil yüzde 90 Kurmanci olduğu için bu böyle. Irak'ta, kurmancinin yanında "sorani" yani "babakürdi" konuşulur. İran'da çoğunluk dili soranidir, "feyli", "lur" ve "kelur" lehçeleri de vardır.

Kürtçeyi, kelime hazinesi dar bir dil olarak da düşünenler var.

Türkçe'den, yabancı kökenli kelimeleri çıkarırsanız, Kürtçe'nin daha zengin bir kelime dağarcığı vardır. Mesela "yüz " kelimesini ele alalım. Bunu rakam olarak ifade eden Kürtçe'de "sed" var. Denizde yüzmek, "sobani" ve "ajni" ve "melevani". "Deri yüz" anlamında "gurandın" var. Sima anlamında ise "ru" var. Kürtçe'nin daha zengin olduğu ortaya çıkıyor.

Bu yargıya, tek kelimeyle varılır mı?

Birçok kelime var. Kürtçe zayıf bir dildir diyenler varsa, onlarla bilimsel bir tartışma yapabiliriz.

15 milyon insan Kürtçe konuşuyor dediniz. Kanıtı var mı?

Bugün Türkiye'de 20 milyon Kürt var. 5 milyonu dilini unutmuştur desek 15 milyonu var. Türkiye'deki istatistiklere ve kanunlara göre bakarsanız Kürt hiç yoktur. Ciddi bir istatistik yapılırsa verdiğim bu rakamlar çıkar ortaya.

* Bu insanların ne kadarı gerçekten Kürtçe'yi biliyor?

Trabzon'da, Bolu'da Türkçe'yi nasıl biliyorlarsa Kürtler de Kürtçe'yi o kadar bilir. Tabii daha az bilebilirler. Çünkü Bolulu Türkçe'yi mekteplerde okuyor, televizyonda izliyor. Belki genç kuşaklar algılamazlar ama bu ülkede Kürtçe konuştuğu için hapse konulan adamlar var. Böyle bir uygulamadan gelmiş bir toplumun kendi dilini yazıp okumasını beklemek biraz gayri tabii bir durumdur. Türkiye'deki üniversitelerde okuyan Kürtlerin belki yüzde 80'i Kürtçe'yi okuyup yazabilir. Tabii eser verenler azdır. Zaten kanunlar imkan vermiyor.

Kürtçe yayın hiçbir sıkıntı vermez

Siz dil eğitiminizi nasıl aldınız?

Cumhuriyet dönemine kadar köylere varıncaya kadar Kürtçe medreseler vardı. Bizim aile en az 500 sene medreseler kurmuş, ders okutmuş bir ailedir. Babamızdan, akrabalarımızdan bu bilgileri aldık. Kürt dilini öğrendikten sonra 12 ilim daha yani Arap ve Fars dilleri, felsefe, mantık, içtimaiyat yani sosyoloji, felekiyat yani astronomi, hesap, hendese yani geometri ve bediiyat dediğimiz güzel sanatlar da bize okutuluyordu.

Kürtçe eğitim veren bir okula gittiniz mi?

Hayır. Sürgünde olduğumuz köyde ilkokulu tabii okuduk. Onun dışında bu eski Kürt medreselerinin kültür programına göre okuduk. Orta ve lise imtihanlarını hariçten verdim. Ankara Hukuk Fakültesi'ne kayıt oldum. Devam etmedim. İsviçre'de Science Politic okumaya hazırlanırken başbakan Adnan Menderes'in daveti üzerine politikaya girdim. Parlamentoya girdikten iki buçuk yıl sonra darbe oldu.Yassıada ve Kayseri hapishanelerine gittim.

Zaten Cumhuriyet'ten önce de Kürtçe eğitim veren üniversite yoktu...

Bugünkü anlamda yoktu. Fakat Osmanlı'nın nasıl ki darülfunun dedikleri yüksek tahsil ders verilen yerleri varsa Kürt beyliklerinde de ona eş öğretim kurumları vardı. Yalnız bir farkla; dünyevi bilgilerden çok dini bilgiler ağırlıklıydı.

Diyelim ki politik meseleler çözüldü ve Türkiye'de Kürtçe TV yayınına başlandı. Ne gibi sıkıntılar çekilir?

Hiçbir sıkıntı olmaz. Sıkıntı siyasidir. Bir ülke, birden fazla dil konuşulunca bölünür sanıyorlar. At gözlüğü takmışlar ki İsviçre'yi görmüyorlar. Dil konuşmakla nasıl bölünür ki ülke? Ayıptır. Aklıma Fronçois Sagan'ın Bonjour Tristesse adlı kitap geldi. Yani Günaydın Hüzün. İnşallah hüzünü bırakıp neşeye geçeriz biz de.

Alfabesi de var
Kürtçenin dil olmadığına kanıt olarak alfabesinin bulunmadığı öne sürülüyor.

Alfabesi var efendim. Fevkalade yazıya dökülüyor ve yazılıyor da. Bundan 400 sene önce yazılmış Kürtçe romanlar, büyük felsefi eserler var. Arap harfleri kullanılıyordu o zaman. Türkçe'nin de eski alfabesi Arap alfabesidir. Alfabelerin ne dini ne milliyeti olur. Alfabe, insanoğlunun boğazından çıkan sese bir kalıp olarak harf konulmasıdır. Bu bilimsel gerçekleri bilmeyen kocaman adamlar, profesör olmuşlar, çok cahilane konuşuyorlar. Türkiye bundan 70 sene önce Latin alfabesini aldığına göre Kürtler niye almasın?

Şu anda Latin alfabesiyle yazılıyor.

Mecburdur buna, Türkiye Cumhuriyeti Latin alfabesini kabul ettiği için. Ama Irak'takiler Arap alfabesiyle yazıyor.

Nuriye Akman


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır