Türk Tabipler Birliği kararıyla hekimler dün iş bıraktı.
Acil ve takipteki hastalar hariç...
Poliklinikler durdu.
Türk Tabipler Birliği, ülke çapında kamuda çalışan hekimler arasında büyük bir anket yaptı.
30 binden fazla hekim feryad etti:
"Yoksulluk sınırındayız, geçinemiyoruz!".
Doktorları yoksulluk sınırına gelmişse, gerisini siz düşünün...
Hekimlik, en zor mesleklerden biri...
Başımız ağrıdı mı, "çare ya tabip" diye kapılarındayız...
Hem bir ömürlük bir eğitim ve mücadele ile yetişiyorlar...
Hem de ömür boyu, insan sağlığı için didiniyorlar...
Çoğu meslekler, "eşya" üzerinde, sadece hekimler "insan" üzerinde çalışıyorlar...
Bunun bir karşılığı olması gerekiyor...
Ama bizim sadece politika yapmayı "sanat" edinmiş Ankara'mız, doktorları hep ihmal etti.
Sağlık sektörü zaten ihmal içinde...
O yüzden artık doktorlarımız da yarı aç yarı tok yaşıyorlar...
Kamu'daki hekim ve diğer personelin durumunun düzeltilmesi, kuşkusuz sağlık sektörünün tümden rehabilite edilmesiyle mümkün...
Fakat kısa vadede de, hekimler için bir miktar iyileştirme gerekiyor.
Elbette emeğiyle çalışan kamu işçisinin aldığı aylıkta da gözümüz yok ama...
Kamudaki bir işçinin hekimden fazla maaş aldığını herkes biliyor.
Öyleyse, onlar da muayenehane açsınlar diyerek işin içinden çıkamayız.
Muayenehane açılması, kamu hizmetini aksatan bir tercihtir.
Gönül ister ki, hekimler huzurlu bir biçimde kamuda tam gün hizmet versinler, çünkü vatandaşın bu hizmete büyük ihtiyacı var...
O halde, aylıklar tayin ve tespit edilirken "hakkaniyet" esas alınmalı...
Bir hekimin hizmeti, başka hiçbir hizmetle karşılaştırılmayacak kadar kaliteli ve kutsal bir hizmettir.
Türk Tabipler Birliği'nin bir günlük eylemi, umarız Ankara'yı, hakkaniyet yönünde ciddi biçimde düşünmeye sevketsin...
Yoksa vaziyet sahiden kötüye gidiyor.
Karnı aç doktor, hasta da bakamaz!..
