kapat

23.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Biz portakallar!

Geriliyor... Geriliyor... Piyasalar yine geriliyor. Asaf Güneri'nin hatırlattığı Pitigrilli'nin romanındaki gibi... Denizde yüzen eski bir postal, biraz ilerde batan bir gemiden denize dökülen portakalların içine düşmüş. Aradan bir müddet geçtikten sonra postal, "biz portakallar" diye nutuk atmaya başlamış.

Kalemin bin yaşasın Pitigrilli!

Postallarla portakallar birbirine iyice karıştı...

Çok değil...

Daha 30 gün önce Hazine yüzde 34 ile borçlanabiliyordu. Dün yüzde 54'le ancak borçlanabildi. Dün bir gecelik repo faizi yüzde 250'ye kadar fırladı, Merkez Bankası piyasaya 1.5 milyar dolar döviz satmak zorunda kaldı. Piyasalar gerilip gerilip gerilip, "Döviz isterim... Döviz isterim..." diye haykırdıkça Merkez Bankası da, haklı olarak, "Al sana döviz... Al sana döviz..."diye pompalıyor. Merkez Bankası döviz pompaladıkça, piyasadaki "Türk Lirasını" emmek zorunda kalıyor. Merkez Bankası bir günde sistemden 1 katrilyon lira çekti. 1 günde 1 katrilyon lira... Çok büyük para... Piyasada bu kez TL sıkıntısı başladı ve "Lira isterim...Lira isterim...." feryatları yükseldi.

Ve gecelik faiz yüzde 250....

***

Ne oldu? Ne oluyoruz? Değişen ne?

Bu ülkede geçen yılın aralık ayından beri, altında IMF'nin de onayı, oluru, imzası bulunan "Ekonomik İstikrar Programı" uygulanıyor.

Memurlar kemer sıkıyor.

İşçiler kemer sıkıyor.

Çiftçiler kemer sıkıyor...

Esnaflar kemer sıkıyor...

Emekliler kemer sıkıyor...

Türkiye kemer sıkıyor...

Yeter ki bu program başarılı olsun, enflasyon yüzde 10'lara, faiz yüzde 15'lere insin.

Programda bir sapma yok...

İşte 2001 yılının bütçesinde açık yüzde 3.5'a indirilecek şekilde hazırlandı. Daha üç-beş yıl önce bütçe açıkları toplam Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 13 ile 14'ü kadar çıkıyordu.

Bir yıl önce yıllık enflasyon:

Yüzde 100'e dayanmıştı.

Yüzde 40'lara indi.

Bir yıl önce faiz: Yüzde 100'ü geçiyordu.

Yüzde 30'a kadar indi.

Dolayısıyla; "döviz-faiz-enflasyon sarmalı..." kırılıyor umudu doğmuştu. 2001 yılında Hazine'nin faiz harcamasının da 17 milyar dolar daha az olacağı ortaya çıktı. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20'ye ineceğine inanan para sahipleri, bankacılar da Hazine'den yüzde 30 faizli bono alıp, kasalarına koydular.

***

Dolayısıyla...

Faizin artması için...

Dövizin yükselmesi için....

Piyasaların gerilmesi için...

Borsanın aşağı inmesi için ciddi bir neden yok.

Niçin "hem döviz, hem faiz birlikte" yükselmekte? Ve aynı anda borsa niçin aşağıya gitmekte?

Yurtdışındaki fonlara döviz yatırıp, borsadan hisse senedi almış "kara bıyıklı yabancı sarmaye" denilen para sahipleri, ellerindeki hisse senetlerini satıp, dövize çevirip yurtdışına götürmeye başladılar. Bir bölüm para sahipleri, bankalardaki paralarını çekip, dövize çevirerek yastık altına sakladılar. Bir bölüm büyük bankalar, kendilerinden bir-iki parmak küçük bankalar üzerinde oynamaya, bankadan bankaya kredi akış kanallarını tıkayarak; "Kaçsın ondan müşteri bana gelsin..." gırtlaklamasına girdiler. Fona alınmış bankalar da; müşterilerinin kredilerini önce kestiler, sonra da vadesi gelmemiş alacaklarını bile istemeye başladılar.

Bu yüzden geriliyor piyasalar.

Faiz, döviz, yukarı gidiyor...

Borsa aşağı gidiyor...

Bıyıklı para dışarı gidiyor.

Tamam da bütün bunlar neden aniden peşpeşe geldi? Söylenen şu: Piyasa mide rahatsızlığı geçiriyor. Kusacak. Merkez Bankası piyasaları yönetiyordu, Hazine de piyasaya oyuncu olarak giriyordu. Buna dipçik, kelepçe, "Atarım sopayı, alırım parayı" gösterileri eklenince tedirginlik doğdu...

Gerçekten hortumcu ile hatalı yatırım yapmış olanı ayırdedici ölçüler net olarak ortaya konulmayınca postallar da "Ne olacak biz portakalların hali...." demeye başladılar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır