kapat

23.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Güven lâzım

Kötü yöntemlerin iyi amaçlara zarar verdiğini anlamak için demek ki ekonomik alanda da fatura ödememiz gerekiyormuş..

Borsa düştü, faizler yükseldi ve uzun bir aradan sonra dövize talep yeniden canlandı.

Piyasalar, uygulanan terbiye yöntemlerine tepki mi gösteriyor?. Biraz öyle..

Dün Başbakan Ecevit iki uyarı yaptı:

"Bankacılık sistemi, sağlıklı bir yapıya kavuşmaktadır. Bazı çevrelerin tümüyle kişisel çıkar amaçlı dedikodularına itibar edilmemelidir.."

"İyi niyetli girişimciler, yolsuzluklara karşı uygulanan yaptırımlar nedeniyle kayguya ve tereddüde kapılmamalıdırlar. Hükümetimiz yapıcı girişimcilerin yanındadır."

Enflasyonla mücadele programı, dövize bağlı işliyor. Merkez Bankası, ne kadar döviz girerse o kadar Türk Lirası çıkarıyor.

IMF desteğindeki program, devleti borçlanmada iç piyasaya bağımlılıktan kurtardı. Döviz borçlanması imkânı, iç borçlanma ihtiyacını azalttığı için faizler, hak ettiğinden fazla düştü. Ağustos ayından itibaren döviz çıkışı nedeniyle bu rahatlık kaybolmaya başladı.

Yeni bankalara el konulacağı söylentileri ve başbakanın işaret ettiği gibi bankacılık sistemi içinden kaynaklanan kişisel çıkar amaçlı dedikodu ve kışkırtmalar sorunu büyüttü.

Faiz gelirine yeni vergi haberleri de bunlara eklenip verginin oranı hakkında açıklama yapılmayınca, devlet son borçlanmada "yüksek oranlı bir risk primi" faturası ile karşı karşıya kaldı ve faizler yükseldi..

Kötülere ve kötülüğe karşı mücadele elbet taviz verilmeden yürümelidir. Ama dikkat; bu yapılırken yolsuzlukla mücadelenin rantına asla tamah edilmemeli!

Çünkü elleri kelepçeli işadamı görüntüleri, üretim yapmak için kredi kullanan herkesi "hırsız" muamelesine muhatap kılıyor ve servet düşmanlığı körükleniyor.

Böyle bir ortamda bankacılık sistemi çalışmaz, bürokrasi de siyasi kararları hayata geçirmekten korkar, direnir.

Sonuç da tasarruf sahiplerinin paralarını sistemden çekip dövize çevirmesine ve yastık altında saklamasına veya yurt dışına çıkarmasına sebep olur.

Böyle bir ülkeye yabancı yatırımcı girmez. Girenler de paralarını alıp çıkmak ister.

Hükümet yanlışı görmüş ve acil müdahale tedbirlerini işletmeye başlamıştır.

Önümüzde, zedelenen güven duygusunun tamir edileceği günler var..

Af uzamasın

Hükümet doğru veya yanlış bir gündem üretiyor ama çözüm üretemiyor.

Af, halkın adalet duygusunu zedeleyen yanlış bir gündemdi. Ama yaydan çıkmış bir ok gibi dönüşü olmayan noktaya geldi.

Elde Çankaya'dan geri dönen bir metin varken yeni taslaklar hazırlandı ve affın kapsamında genişlemeye gidildi. Ahlâki değerlere sahip çıkan bir toplumsal uyanış yaygınlaşırken yolsuzluk yapan ve banka soyanların da af kapsamına alınacağı haberleri, büyük bir depremin öncü sarsıntılarını yarattı.

Bundan vazgeçilmeli ve toplumun adalete güveni büsbütün yok edilmemelidir.

Pazarlık çıkmazları arttıracaktır.

Çankaya'dan dönen yasanın aykırılıklarını gidererek yeniden meclis onayına sunmak, en kısa ve yanlışı en az yoldur.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır