kapat

11.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Bir Çift Yürek'le bir öğle yemeği..

"Sevgili Hüseyin, Bütün gezilerimde yediğim en harikulade yemek için teşekkürler ederim. Siz bir "En iyi tat" üstadısınız. Siz, iş yerinize gelen insanlar için bir ödülsünüz.. Sevgilerimle.."

Hüseyin Özer'in konuklarına sunduğu Şeref Defteri'ne buna benzer pek çok şey yazılmıştır mutlak.. Ama hiçbirisinin Hüseyin'i bu kadar keyiflendirmediği kesin.. Çünkü Şeref Defteri'ndeki bu satırların altındaki imza, dünyaca ünlü bir yazara, Marla (Bir Çift Yürek) Morgan'a ait..

Düşünebiliyor musunuz?.. Marla Morgan ile bir yemek yedim ben.. Hayatta en çok tanışmak istediğim insanlardan biri, önce beni SABAH'taki iş yerimde ziyarete geldi.. Sonra da yemek davetimi kabul etti..

Bir rüya gibi 2 saat geçirdim..
Bir Çift Yürek adlı belgesel bana Marla'nın (Ona adı ile hitap edebiliyorum, düşünebiliyor musunuz, bu nasıl bir mutluluktur benim için..) kimliği hakkında çok önemli ipuçları vermişti zaten.. Ama inanın, bu kadar şirin, bu kadar tatlı, bu kadar candan, bu kadar içten birisi olabileceğini tahmin etmeme imkan yoktu.. Daha karşılaştığımız anda sanki 40 yıllık arkadaş gibiydik.. Bir Çift Yürek'i, nerdeyse aslı kadar güzel tercüme eden Eren Cendey'le birlikte geldiler.. Daha kahveler önümüze konurken hissettim ki, bu bir resmi, soğuk ziyaret değil.. Bir sohbet başladı, bitmesini istemiyorum.. O zaman aklıma geldi.. "Neden yemeği birlikte yemiyoruz" diye.. Teklif ettim.. Programları uygunmuş.. Harika..

Gidilecek yeri biliyorum.. Marla'ya Türk mutfağının en leziz örneklerini sunacağım.. Sofra London'ın İstanbul Şubesi.. Taksim'de Cartoon Otel'in altında açıldı.. Üstelik Hüseyin de, durumu kontrol için Türkiye'ye gelmiş.. Mutfağın başında o olacak.. Harika..

Ercan'a "Tarlabaşı Caddesinin başına" dedim.. "Sofra'ya gidiyoruz.."

Hüseyin kapıda karşıladı.. Marla Morgan ile bir sarıldılar, dakikalar boyu.. Otelin sahibi Funda Bey arkada bizi seyrediyor.. Daha sonra sormuş Hüseyin'e "Kaç yıldır tanışıyorsunuz" diye.. "İlk defa orda kapıda gördüm" yanıtını alınca, yere düşecekmiş..

Hüseyin bir mutfağa gidiyor, bir masaya tabak taşıyor.. Bir tattığı her mezeye iltifatlar yağdıran Marla'ya sarılıyor.. Bir Çift Yürek, Hüseyin'e isim taktı.. "Hugging man.. Kucaklayan adam.."

Bana göz kırpıyor, arada.. "Bu hugging man'e dikkat et, beni her an masanın altına falan çekebilir.."

Sofra'nın o tadına doyulmaz mezelerini, mezenin ne demek olduğunu izah ederek sunuyoruz Marla'ya.. Her birini, ramazan pidesi ile nasıl tadını, aromasını hissederek yiyor, oturup seyretmek istiyorsunuz.. Kavurmalı humus, içli köfte.. Falafel.. Çeşit çeşit salatalar.. Fıstıklı hamsi..Muska böreği, zeytinyağlı sarma.. "Bu benim köyümden" diye, etli sarma koyuyor Hüseyin önümüze.. Bulgurla yapılmış.. Enfes.. Ve yemeğin başında değil, ortasında bir tavuk suyuna çorba.. İnsanın sadece ruhuna değil, ağzına da keyif veren bir bulgur çorbası bu da.. Tavuk parçaları ve çeşitli sebzeler..

Sonra, nihayet ana yemek önümüze konuyor.. Sofra Özel adı verilen muhteşem kebap diyemiyorum..Değil.. Başka birşey.. Ama kimse de yiyecek hal kalmamış.. Tadıyoruz ve tatlıları bekliyoruz.. Bir tabak içinde Osmanlı tatlıları geliyor.. Baklava.. Kayısı ve incir tatlıları.. Sonra, bugüne dek sadece St. Tropez'de yiyebildiğim lezzette bir creme brulee..

Marla Morgan keyifli.. Bir daha sarılıyorlar Hüseyin'e.. ve Bir Çift Yürek, Şeref Defteri'ndeki satırlarına bir not ekliyor:

"P.S. Sevgili eşine benimle kucaklaştığını söyle.. Eğer bir gün senden bıkarsa, Amerika'ya bana yollasın ben de ona bu kucaklaşmayı yollarım.. Biz kez daha teşekkürler benim yeni dostum.."

Akşam, atv haberlerini izliyorum, Ali Kırca'dan.. Marla Morgan'ın gününü özetleyen bir haber var.. Beni ziyareti.. Ardından TÜYAP fuarındaki yüzlerce hayranına verdiği konferans.. Marla Morgan, gençlere "Çok zengin bir yemek kültürünüz var" diyor..

Ne güzel değil mi?..

Marla Morgan ile konuştuklarımızı yarın yazacağım sizlere.. Yarın Marla Morgan ile aynı çatı altında bir kez daha birlikte olacağız.. Ben saat 14.00'te, Altın Kitaplar'da sizlerle buluşurken, o da Dharma Yayıncılık standında olacak, 20 metre ötede..

Harika!..

Gün biterken Ercan beni eve bırakıyor.. "Hıncal Bey" diyor, "Bir Çift Yürek'i okurken, yazarını hayalimde canlandırmıştım.. Tam hayal ettiğim gibi çıktı.."

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittinciğim,
Adamların en büyük sıkıntısı, iç çamaşırlarını beş günde bir değiştirmek zorunda kalmalarıymış.. Her gün duş alıp iç çamaşırı değiştirmeye alıştıklarından olacak "Dört ay çok sıkıntılı geçecek" diyorlarmış! Yani tüm dertleri buymuş.. Her gün çamaşır değiştirmek!

Tepemizde dolaşıp duran ikisi Rus biri Amerikalı üç uzay istasyonundan bahsediyorum. Biliyorsun bunlar 400 kilometre ötede "uzay istasyonu" kuruyorlar. İlk platformların ağırlığı 70 tonu buluyor.. İnşaat beş sene sonra bittiğinde 100 metre genişliğinde 450 ton ağırlığındaki istasyondan , öteki gezegenlere gitmek çok daha kolaylaşacakmış.

Bizde de bir proje başladı.. Allah kısmet ederse, beş yıl sonra Ankara-İstanbul arasını trenle dört, dörtbuçuk saatte gidebileceğiz.

Geçen gün, uzaydakilerin elektriği kesilivermiş.. Yerden gönderilen sinyallerle 60 saniyede tamir etmişler.

Hafta başında Ankara'da elektrikler kesildi. Başkentin koca bir bölümüne sabahın 10'undan akşamın 6'sına kadar cereyan verilemedi. "Efendim bilmem neredeki ana trafo patlamış da.. o da patlayınca bilmem ne de kopmuş da.."

Bi sürü hikaye.
Elektrik idaresi hala sıkılmadan, ek zam istiyor.. Yani aylık otomatiğe bağlanan zamdan başka kilovat saat başına 1 cent daha istiyorlar.. Neden? İdarenin başındaki Genel Müdüre göre "kurtarmıyor"muş.

Nasıl kurtarsın kardeşim? Senin ürettiğin elektriğin yüzde 20'si kaçak.. Yani boşa gidiyor.. Kimse de demiyor ki "Bilader sen önce şu kaçak elektriği önle.." Kayıp kaçak oranı dünyadaki en yüksek işletmelerden biri bizimkiymiş.. O zaman tabi kurtarmaz

Peki bazı devlet dairelerinden kitlerden özel şirketlerden alacaklarımızı toplayabildiniz mi?

Bunlar trilyonlar tutmuyor mu? O da yok.. "Kurtarmıyor!"

Bulmuşsunuz 60 milyon kaz yolun bakalım.

Neyse, sabah sabah senin de asabını daha fazla bozmayayım..

Ben bu mektubu yazarken Amerika'da başkan kim daha belli değildi o kadar elektronik alet edevat, muhteşem teknoloji iş sonunda gene kol gücüne kaldı. Oylar elle sayılıyordu. Bu arada da W. Bush'u Başkan ilan eden CNN çok şişti. Bizimkiler dahil, dünyadaki pek çok tv CNN'e bakıp şiştiler.

Bence Ecevit'in ahı tuttu.. Hani bi kaç hafta önce CNN Türk'ün kuruluş nedeniyle Riz Khan, Ecevit'le röportaj yapmıştı. o canlı bizde yayınlandı.. Aynı saatte Avrupa'da da yayınlanacaktı, Filistin olayları tırmanınca ertesi güne ertelendiler. Ertesi gün saat 11.30'da yayın başladı.. Pat diye ortasından kestiler

Ne bi açıklama ne bi özür..

Ya.. Ecevit'in röportajını yarıda pat diye kesersen onun da ahı tutar, işte böyle olur.

Münasip yerlerinden öperim şekerim. Kardeşin.

Güneş

SEVDİĞİM LAFLAR
Benim eğitimli adam tarifim, doğru işi, yapılması gereken doğru zamanda yapandır. Samimi olabilirsiniz ama bu yaptığınızın aptalca olmasını engellemez.

Charles F. Kettering

TEBESSÜM
Mustafa Görgünel göndermiş.

Hazır Cevaplar

Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi:

"Haksız yere öldürülüyorsun", diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:

"Ne yani" demiş. Bir de haklı yere mi öldürülseydim!

BİZİM DUVAR
Yılın filmi: Çatlak Profesör.. Başrollerde profesörler ve Hülya Avşar..

Hakan & Utku

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır