kapat

11.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Dalgamızı mı geçelim, light mı takılalım?

Dalga, ya genel olarak geçilir, ya özel olarak geçilir...

Diyelim genel olarak dalga geçmek istiyoruz...

Biten yüzyıl içinde Türkiye'nin gerçek yüzünün, hamasi bir söylemle nasıl maskelenmek istendiğini ele alabiliriz örneğin..

Resmi bayramlarda tören alanlarına sokulmayan, mintanı yamalı ve çıplak ayaklı köylüleri; caddelere dikilmiş zafer taklarının üstündeki, ince-uzun beyaz bezler üstüne kırmızı majiskül harflerle yazılmış o ünlü sözle karşılaştırmak; dalgamızı genel bir kulaçlamayla geçmek için, hafiften ısınma tepinmeleri sayılabilir:

"Köylü efendimizdir"

Ancaaak... Genelden böylesine bir dalga geçme özeni, "sahte imajlarla çağdaşlaşma" politikalarının üstüne doğru domalıp yellenmeye kalkmak anlamı taşıyacağından; "andıç"lanmanıza neden de olabilir...

Bir kez de andıçlandınız mı; öylesine bir zorlaşır ki, yazıyla geçinmeniz.. Piyeslerinizin oynanması da kendiliğinden engelleniverir; kitaplarınızı basan kitapevlerinin herhangi bir başka yayınının "okullara yardımcı kitap" olarak resmen önerilmesi de duruverir; yazı yazmaya kalktığınız gazetelerin de, "resmi ilanları" kesiliverir...

Böylece adınız sanınız duyulmaz olur.

Ve vitrinlere "sahte imajlarla çağdaşlaşma" politikalarından yana olanlar çıkarılır..

Bütün bunları; yazılarının da, şiirlerinin de, "zamana" ve "mesafeye" dayanması özenini taşıyan kalem sahiplerinin hemen hepsi yaşadı ve kimi içeri tıkıldı, kimi süründürüldü..

O nedenle de; Türkiye'nin "non-konformist" kadroları iğdiş edildiğinden; "sahte imajlarla çağdaşlaşmış" görünmenin yerini, gerçek bir değişim ve gerçek bir çağdaşlaşma alamadı...

"Değersiz önemliler" yukarıya doğru çekilir de; "önemsiz değerliler" aşağı doğru itilirse; o ülke yeni bir yüzyıla girerken "ulusal gelir dağılımındaki adaletsizlik" açısından Tanzanya'nın bile altına düşmez de ne olur?

Demek ki, dalgamızı genel olarak geçme yolu sakıncalı... Dalgamızı genel olarak geçme yerine, beylik klişelere sığınmak daha sigortalı...

Ne mutlu Türküm diyene, yaşasın vatan...

Dalgamızı özel olarak geçmeye kalktığımızda... O biraz daha güvencelidir. Örneğin "kendim için bir şey istiyorsam namerdim" sözünü ele alırsınız...

Sonra altına "verdimse ben verdim"i eklersiniz..

Onun da altına, "milletimin vereceği her göreve hazırım" sözünü eklersiniz..

Onun da altına daha nelerin eklenebileceğini Ğşimdi artık siz- daha iyi biliyorsunuz..

Genel olarak dalga geçme özgürlüğü, bugün dahi tam gelmiş değil. O kadar değil ki, Adalet Bakanı Prof. Türk bile, "Bütçe'den Adalet Bakanlığı'na yine çok az bir payın ayrıldığını" söylemekle yetiniyor. Ayrılan payın "binde 7" olduğunu; rakamı vurgulayarak ve bazı kıyaslamalara girişerek söyleyemiyor.. Nerde kaldı genelinden dalga geçebilme özgürlüğü..

Ne var ki, özelinden dalga geçme de, genç kuşakları pek ilgilendirmiyor.. En iyisi galiba yine light takılmak...

"Neremi neremi..." şarkısını seviyor musunuz?

Emin misiniz?

Kararınız kesin mi?

Hiç kuşkunuz yok mu?

Son sözünüz mü?

Bir daha düşünmek istemez misiniz?

Tamam mı diyorsunuz?

Eee... Ne yapacaksınız... "Yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın bile 65 basamak altında kalmış, çağ dışı ülkelerde; bazı görünmez toplum mühendisleri, böyle uyuturlar genç kuşakları da...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır