kapat

11.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Atatürkçü Hoca!

Atatürk'ü dün, vasiyeti olan çağdaş uygarlık hedefine ilerleyişin önemli bir basamağında saygıyla andık..

10 Kasım nedeniyle yapılan konuşmalardan özellikle ikisi, laik ve demokratik cumhuriyetin tarifi üstünde tam bir beraberliği sağlamak için daha çok tartışacağımızı göstermesi bakımından düşündürücü oldu.

Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Kudret Cengiz şöyle dedi:

"Cehaletten kurtardığın, Batılı bir çok kadından önce haklarını tanıdığın bazı Türk kadınları bugün yeniden kapkara çarşafa bürünme çabası içinde..

Ve yüksek tahsil yapma imkânını kazanmış ancak senin kurduğun laik demokratik cumhuriyeti yıkarak yerine teokratik devleti getirmeye özenenlerin sanki üniforması olan türbana bürünmüş genç kızları gördükçe bunları eğitenler adına senden özür diliyoruz Atam.."

Gerçekten de Atatürk, dünya yaşamını din kurallarının etkisinden kurtarıp bilimin ve aklın egemenliğine bırakan laiklik ilkesinin, ölümünden 62 yıl sonra hâlâ tartışılan bir doğru olacağını herhalde hiç düşünmemiştir.

MGK'yı düzeltmek..
AB Katılım Ortaklığı Belgesi, Milli Güvenlik Kurulu'nun emredici bir işlev taşımamasını öngörüyor. Zaten Anayasamızın da emri bu.

Ama açık ve gizli irtica odaklarının niyeti MGK'yı tümüyle etkisizleştirmek ve rejimi, sahip olduğu çok önemli bir güvenceden yoksun bırakmaktır.

Özledikleri rejim için yolun açılmaya başladığına inandıkları yakın geçmişte "Kanlı mı olacak, kansız mı?" diye soran, "Cezayir'deki gibi kan dökülecek, fıstık gibi olacak" diye hayal kuranların, MGK gibi caydırıcı bir güvence olmasaydı Türkiye'yi bugün hangi maceralara sürükleyecekleri çok iyi düşünülmelidir.

Hizbullah'ın mezar evleri unutulmamalıdır.

Yeni MGK düzenlenirken ülkenin gerçekleri dikkate alınmalı, ölçü kaçırılmamalıdır.

FP'nin de sığınağı..
Dün Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yülek, bir doğru, bir yanlış söyledi.

"Cumhuriyet'in içini 77 yılda demokrasi ile dolduramadık" dedi. Doğrudur..

Avrupa Birliği hedefi bizi bu yolda hızlandıracaktır. Ama kimse hayale kapılmasın; yeni demokrasi ufku, demokrasiyi katletme özgürlüğünü tanımayacaktır.

Yülek bir de şunu söyledi:

"Atatürk yaşasaydı Erbakan hapse girmezdi, başörtüsü sorun olmazdı.."

Bu yanlışta ise şu doğru var:

Onun temsil ettiği çağdaş akıl ve millete verdiği güven duygusu ikliminde, din sömürüsü yapan siyasetçiler nefes alamazlardı.

Başörtüsü siyasi bir simge olmazdı.

Erbakan, başını derde sokacak maceralara heves ve cesaret edemezdi.

Yülek, Erbakan'ın "Gerçek Atatürkçü biz olurduk" dediğini hatırlatıyor.

Atatürk pek çok konuda olduğu gibi bu tür ihtimallere karşı da tarihe notunu düşmüş:

"Bana muhalif olanlara bir şey demem, olsunlar. Fakat muhalif oldukları halde beni seven halka karşı kendilerini benimle beraber gibi göstermeye kalkışmaları? Hayır böyle iki yüzlülüğe tahammül edemem!"

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır