kapat

11.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Deli dana alarmı
Türkiye'ye 500 trilyon liralık kaçak et girdiğinin ortaya çıkması üzerine Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri etlerde deli dana hastalığı olabileceği uyarısında bulundu

Türkiye'de 5 yılda 511 bin kilo bufalo eti yediren şebekenin yakalanması, kaçak etin geldiği boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye'de hayvan sayısı giderek azalırken et ithalatının yasak olması, başta deli dana olmak üzere her türlü hastalık olma riski taşıyan etlerin kaçak olarak ülkeye girişine yol açıyor.

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Nazlı'nın söyledikleri, olayın ciddiyetini gösteriyor. Nazlı, Türkiye'de dana etinin kilosu 3-4 milyon liradan satıldığı halde kilosu 1.5 milyon liraya sucuk bulunduğuna dikkat çekerek, "Bunların nasıl yapıldığını zannediyorsunuz? Tabii ki kaçak etten. Kaçak etin kontrol şansı olmadığı için deli dana hastalığı taşıma riski yüksek" diyor. Bufalonun da sığırgillerden olduğunu belirterek, bu etlerde de deli dana virüsü bulunabileceğini söyleyen Prof. Dr. Nazlı, bu etlerden insana şarbon, şap, tüberküloz da bulaşabileceğine dikkat çekti.

Teşhis edilemiyor
Almanya, İngiltere, Fransa orijinli kaçak etlerin Türkiye'ye İran, Afganistan, Azerbaycan gibi ülkelerden TIR'larla sokulduğunu vurgulayan Nazlı, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Deli dana hastalığına, protein sapması şeklinde kendisini gösteren bir virüs yol açıyor. Hastalığı kaslardan teşhis edecek sistem hiçbir ülkede yok. Mutlaka hayvanın beyninin incelenmesi gerekiyor. Parça olarak gelen etlerde bunu belirlemek mümkün değil."

Etler acilen incelenmeli
Nazlı, özellikle Almanya orijinli etlere dikkat çekerek "Bu etlerin Afganistan ya da İran'a gideceğini söylüyorlar. Ancak Türkiye'de satışı yapılmış. Bu tür ikinci sınıf etler, Almanya'da ya da başka ülkelerde hayvan yemi ve katkı maddesi olarak kullanılıyor. Bu etlerin acil muayene edilmesi lazım" dedi.

İstanbul Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Ilgaz da kaçak etlerin menşeinin taşıdıkları hastalık riskini de belirlediğini söyleyerek, "Hindistan'dan gelen bu etlerde toksik zehirlenmelere yol açabilecek bakteriyel riskler ve şarbon olabilir" dedi.

İ.Ü. Tıp Fakültesi İç Hastalıkları uzmanı Doç Dr. İbrahim Keleş de "Bu kaçak etlerin kullanılmasıyla insanlarda bağırsak kurtları, beyin ve diğer organların kanlanması, bulantı, kusma, baş ağrısı, halsizlik, ishal ve yüksek ateş gibi belirtiler görülebilir" dedi.

40 bin ton hasta et girdi mi?
1997 yılında Türkiye'ye yine Orta Asya üzerinden İngiltere orijinli 40 bin ton et girdiği iddia ediliyor. Prof. Dr. Bülent Nazlı'ya doğru olup olmadığını soruyoruz. "Söylüyorsunuz işte" diyor. Diğer iddia daha da ürkütücü: "Bu etler ucuz olduğu için ordu ve öğrenci yurtları gibi stratejik noktalara girdi." Prof. Dr. Nazlı'ya bu iddiayı da soruyoruz. "Türkiye'de her şey olabilir" diyor. Nazlı, Tarım Bakanlığı'nın Doğu'ya kaçak et girişi ve noktaların denetlenmesi konusunda son zamanlarda ciddi çalışmalar yaptığına dikkat çekiyor. Ancak yine de gözden kaçan noktalar olabileceğini söylemeden geçemiyor.

Nuray TARHAN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır