kapat

23.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
pandora
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


Türk düşmanlığı, kadınlar ve bizim Kevork!

15-16 yıl önce sıcak mı sıcak bir yaz günü! Sıcak da Teksas sıcağı, kavuruyor... Attım kendimi üniversitenin havuzuna yüzdüm, sonra kenarında oturdum.

Birden pek hoş bir kız geldi, yanıma oturdu, "Amma sıcak değil mi?" dedi...

Bu ortaya "Seni görünce daha da ısınıyor!" diyerek bir vole patlattım. Kız güldü, anlaşılan ceza sahasına girdik...

"Sen nerelisin, şirin bir aksanın var" dedi gülerek...

"Türküm" cevabını verdim ve topun filelere 90'dan takılmasını bekledim... Kızın yüzü bir anda değişti, buz gibi bir sesle "Ben Türkler'den nefret ederim. Ben Ermeniyim" dedi. Kalktı, yanımdan gitmekle kalmadı, havuzu terketti.

***

Poliyanacılık oynamayı sevdiğimden "Aman ne yaratıcı kız, bir kere de farklı bir cevap aldık" diye kendi kendime söylendim...

Kızın "Türksün ha" diye boynuma sarılmasını değil, "Haa Geceyarısı Ekspresi" demesini beklediğimden!

***

Öyle patavatsız öylece acımasızca oluyor ki, şimdi size anlatırken bile aklıma geliyor, insanın içi burkuluyor...

Siyasal Bilimlerde okursunuz, master yaparsanız, hocaların evinde davet olur gidersiniz, "İşte en başarılı öğrencilerimizden, kendisi Türkiye'den" diye tanıştırırlar... Koca profesör "Dank" diye sorar, "Türkiye'de işkence ne durumda!"

İçimden çok söylemiştim... "Bre dallama! Bir iki laf et az biraz hal hatır sor da, bari ondan sonra konuya gir!"

***

Hiç mi yok insan gibi insanları, kibar olanları, ruhunuzu okuyanları... Var. Elbette var. Mutlaka var.

Onlar sizi seviyor. En derinden, en kalpten seviyor. Onlar bile kendi derinlerinde bir yerde, "Mutlaka iyi Türkler de vardır, sen onlardansındır" diyor. Öyle derin bir saplantı ki bu, sizin iyilikten şaşmamanız onları bunalıma bile sokabiliyor...

***

Ülke değiştirelim, Almanya'ya gidelim...

Dusseldorf'ta bir ay kaldım. Bir stüdyo tutacağım...

Orta yaşın üzerinde bir Alman hanımefendi evi kiralıyor, İngilizce konuşuyoruz. Bir iltifatlar, bir iltifatlar. Şimdi İngiltere'de olan oğluna ne kadar benziyormuşum da... Zaten bu stüdyoyu onun için hazırlamışmış... Ben oturacağım diye de ne kadar memnunmuş. Bu günlerde kimin ne olduğu belli değilmiş. Nasıl içi rahat etmiş...

Kira kontratını yapacağız...

Çıkarttım pasaportu, koydum masanın üzerine...

Vallahi kadın kalp krizi geçirecek sandım, dondu ve kıpkırmızı oldu.

Öylece kalakaldı...

Sonra sordu "Siz Türk müsünüz?"

- Evet.

- Ben Türk'e ev vermem.

"Vermezsen verme, Allah belanı versin" diye masayı yumruklayıp, orayı terketmek hissi saatte 180 kilometrelik hızla beyninize ulaşıyor ama -şerbetlisiniz ya- bir işe yaramayacağını, kadını kendi içinde haklı çıkartacağını biliyorsunuz...

Dedim ki "Hanımefendi, böyle bir önfikirlilik olabilir mi? Demin söylediklerinize bakın, şu halinize bakın. Sizin gibi kültürlü bir insana bu önyargı yakışıyor mu? Siz bunu kendinize yakıştırıyor musunuz?"

"Türk olacağın aklıma gelmedi" diyor.

"Sizi bu dar kafanızla bütün bir şerefli insanlar topluluğunu lanetlemekten menederim" dedim.

Kadın başladı ağlamaya, "Ben kötü bir Almanım, ben ırkçıyım" diye ağlıyor. Ama nasıl ağlıyor size anlatamam... Kriz, duramıyor!

"Ben çok ayıp ettim, sen bu evde otur, senden kira da almayacağım" demeye başladı.

O ağlarken, -otursam mı yoksa çekip gitsem mi- diye düşündüm, sonunda orada kaldım.

O hanım ben evde yokken eve gelir, buzdolabına patates salatası koyardı. Ben giderken bir daha ağladı, sarıldı. "İyi ki kalmışım" dedim en azından bir ruhu "temizledik!"

***

Ermeni soykırımı tasarısı, hemen her ülke meclisine geliyor...

Bu ruhlarındaki Türk düşmanlığının fışkırdığı nokta. Nesilden nesile yansıyan, 75 yıl sonra gelip size çarpan yüzyıllık Türk nefretinin soğuk nefesi...

Kendi aralarında savaşmışlar bu beyaz Hıristiyanlar, Avrupa'da birbirlerinin üzerine tonlarca bomba atmışlar. Amerikalı dostlarımız atom bombasıyla toplu katliam yapmışlar.

Sorsanız, "Ama şimdi sarmaş dolaşız" diyecekler.

Lakin bizle sarmaş dolaş olmak bunlara göre insanlık suçu!

***

Canım sıkıldı ama çareyi biliyorum...

Şimdi Kevork Malhas'ı arayacağım, "Kevork akşam bize gel, laflayalım. Annene de rica et, bize dolma yapsın, onları da afiyetle yiyelim" diyeceğim. Kevork gelecek, saatlerce dünyadaki son teknik gelişmeleri, interneti tartışacağız.

Türkiye'yi, siyaseti, maçları, elektrik kesintisi olursa ne yapacağımızı konuşacağız,

Biz iyi arkadaşız...

Kongre bizi davet etsin, beraber gideriz valla, bunu onlara da anlatırız... "Geçmişi bırak, bugüne bak. Bizi de rahat bırak" deriz.

***

Gerçi kendi aramızda geçmiş günleri hiç konuşmuyor değiliz...

Yazının başındaki Ermeni kız hikayesini bir keresinde Kevork'a anlatmıştım... "Hay kör talih, keşke orada senin yerine ben olsaydım" demişti!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır