Sözde Ermeni soykırımı tasarısının Temsilciler Meclisi'nde kabul edilmesine dört bir yandan tepki yağıyor. Başta Ankara, Clinton yönetimi ve NATO, "İlişkiler zedelenir" uyarısı yaptı

BAZI SORUMSUZLAR OLUR
Amerika bir büyük dünya devletidir. Dünyanın sorumluluğunu büyük ölçüde üstlenmiştir. Ama ne acıdır ki, bu büyük dünya devletinde bazı sorumsuz politikacılar dış politikada son derece de etkili durumdalar. İki ülke arasında çok iyi ilişkiler bulunuyor. Ancak gelişmeler ilişkileri zedeler. Türkiye bölgeye ve o arada Kafkaslar'a huzur ve barış getirmek için elinden gelen çabayı gösteriyor. Fakat, Alt Komite'de milletvekillerinin Ermeni tasarısından yana tavır almaları, bu aslı astarı olmayan iddiaları paylaşır duruma gelmeleri son derece üzücü, çirkin bir olay.

DOĞRU YOLU GÖSTERSİNLER
Ben ABD yönetiminin de bundan huzursuzluk duyduğu inancındayım. Bu konuda Amerikan yönetiminin yapacağı girişimlerin Temsilciler Meclisi'ne doğru yolu göstereceğini umuyorum. İncirlik Üssü'nün kullanımı ve helikopter ihaleleri konularını yeniden gözden geçirme ihtiyacı duyabileceğimizi Amerikalı yetkililer de nesnel açıklamalarla dile getiriyor. Bu girişimlerin daha etkili olmasını bekliyorum.

TARİH YAZMA HAKLARI YOK
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın tepkisi de sert oldu: Karar henüz alt komisyon kararıdır. Kongre'nin kararı olsa bile, o kongre dünyanın en büyük ülkesinin kongresi, en güçlü ülkesinin kongresi dahi olsa, tarih yazmak gibi bir yetkisi yok. Türkiye de kongre üyelerini aydınlatmak için elinden geleni yapacaktır. Ama bütün bunlar sonuç vermezse, kongreden yanlış bir karar çıkarsa da paniğe kapılmamalıyız. Olsa olsa Amerika ile aramızdaki çok iyi ilişkileri bozar.

HÜKÜMETİ SUÇLADI
FP Genel Başkanı Recai Kutan kararla ilgili olarak, "Meseleye politik açıdan yaklaşılmıştır. Sözkonusu tasarının Alt Komite'de kabul edilmesini onaylanacak bir karar değil. Seçim dönemine denk getirilip, Ermeni lobisinin çalışmaları neticesinde, 'Acaba Ermeniler'den nasıl birkaç yüzbin oy alırız' düşüncesinden kaynaklanıyor. Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı yeterli çalışmayı yapmadı. Türkiye'nin aynı hassasiyetle bir çalışma yapmasında da zaruret vardır. O çalışmaların yapıldığından emin değilim" dedi.

GÖZLER GELECEK SALI'YA ÇEVRİLDİ
Tasarı Perşembe günü Temsilciler Meclisi Alt Komitesi'nde onaylanmasının ardından Salı günü Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi'nde tartışılacak. Büyük bir ihtimalle 50 kişilik komitede de onaylanacak. Ve sonra Genel Kurul'a gidecek. Önce Tüzük Komitesi, tasarının ele alınacağını günü ve saati karara bağlayacak. Ardından Genel Kurul'da oylama yapılacak. 15 Ekim'de ise Kongre tatile giriyor. Tasarının tartışmaya açılması 15 Ekim'i geçerse, bir yıl sonraki gündeme atılıyor.

'KENDİMİZİ VURDUK'
Tasarının Alt Komite'den çıkmasının ardından Washington yönetimi ile ünlü think-tank kuruluşları hemen harekete geçti. Washington'daki The Center For Security Policy kuruluşu "İç Politika oyunları nedeniyle iki ülke ilişkilerine ciddi bir darbe vuruldu" diye bir bildiri çıkartırken, bildiride Temsilciler Meclisi Başkanı Dennis Hastert'e yüklenildi. Hastert'ı bir milletvekilini seçtirebilmek için Amerika'nın ulusal çıkarlarıyla oynamakla suçlayan merkez, "Amerika böylece kendini ayağından vurmuş oldu" yorumu yaptı. Bildiride "Türkiye'yi satmasını kabullenmek mümkün değil" cümlesine yer verdi. Öte yandan Clinton yönetiminde de hareketlenmeler gözüktü. Clinton'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Sandy Berger, acilen Hastert ile görüştü. "Tasarı, Türkiye aleyhinde sonuçlanırsa, ilişkilerin geleceği ve Kafkasya'daki durum açısından zararlar ortaya çıkar" dediği bildiriliyor.

Savaş SÜZAL