kapat

19.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
banner
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


"İdam Türkiye için neden ön şart?"

ODASINA girdiğimiz zaman, Devlet Bahçeli "bir rapor üzerinde" çalışıyordu. Rapordan bazı bölümler "işaretlenmişti." Bazı sayfalara, kendi elyazısı ile "notlar almıştı."

Sorduk:

- Bu rapor, ne raporu?

- Uluslararası Af Örgütü raporu.

Başbakan Yardımcısı Bahçeli bir yandan raporun sayfalarını çevirmeye ve bir yandan da anlatmaya başladı:

- Bu rapora göre... Bütün suçlar için idam cezasını kaldırmış olan ülke sayısı 73.

- Devlet Bey, bu rapor... 2000 yılı raporu mu?

- Evet... Nisan 2000 raporu.

- Raporda idam konusunda başka ne var?

- Adi suçlar için idamı kaldıran ülke sayısı da 13.

- Yani... 73 artı 13, etti 86.

- Doğru... Yasalarında idam cezası bulunan... Ama bunu uygulamayan... Yani pratikte idam cezasını infaz etmeyen ülke sayısı ise 22.

- 86 artı 22... Eşittir 108.

- Evet... İdam cezasını yasalarından çıkaran veya yasada olmasına rağmen uygulamayan ülkelerin sayısı 108.

- Raporda "başka hangi rakamlar" var?

- Şu var... Adi suçlar için yasalarında hâlâ idam cezası bulunan ülke sayısı var.

- Kaç ülke?

- 87.

- Hangi ülkeler?

- ABD, Japonya, Rusya gibi gelişmiş ülkeler de var... Ama büyük çoğunluğu, az gelişmiş ülkeler.

İNGİLTERE
Devlet Bahçeli "bugünlerde" neden bu raporu okuyor?

Neden "bazı bölümlerinin" altını çiziyor?

Sorduk.

Raporun bir sayfasını çevirdi.

Ve şöyle dedi:

- İngiltere 1 Ocak 1973'te AB üyeliğine kabul edilmiş... Ve 1998 yılında da ölüm cezasını, yasalarından çıkarmış.

- Yani, AB'ye girişinden 25 yıl sonra.

- Evet... Tam 25 yıl sonra.

YUNANİSTAN
Devlet Bahçeli, "altını çizdiği" bir başka bölüme geçti:

- Bakın, burada ne yazılı...

- Yunanistan yazılı.

- Yunanistan 1 Ocak 1981 yılında AB'ye kabul edilmiş.

- Evet.

- 1993'te de yasalarından ölüm cezasını çıkarmış.

- 12 yıl sonra.

- Tam 12 yıl sonra.

NORVEÇ
- Devlet Bey... Yani İngiltere de, Yunanistan da "AB'ye girdikleri gün... Ya da girmeden önce" kaldırmamışlar... Bunu vurguluyorsunuz.

- Bunu vurguluyor ve buradan bir sonuca varmak istiyorum.

- Sizi dinliyoruz.

- Mesela Norveç... 1 Ocak 1973'te AB üyeliğine kabul edilmiş... Ne zaman idam cezasını kaldırmış?

- Ne zaman?

- 1979'da...

- Altı yıl sonra.

- Evet... Tabii, sonradan halk oylaması yapılmış... Norveç halkı AB üyeliğini reddetmiş... 1993'te yeniden kabul edilmiş.

DANİMARKA
Devlet Bahçeli:

- Danimarka'nın AB üyesi olması ile idamı yasalarından çıkarması arasında geçen süre, sekiz yıl. Ama buna karşılık, farklı uygulamalar da var.

- Örneğin?

- Genişleme süreci içinde, Litvanya, Bulgaristan gibi adaylık müracaatı yapan ülkeler, iki, üç yıl gibi bir süre içinde idamı kaldırmışlar.

SONUÇ
- Devlet Bey "varmak istediğiniz" sonuç?

- Şuraya varmak istiyorum... Yani AB ülkelerinde, üyelik başvurusu ile birlikte, "hemen idamı kaldıracaksınız" diye bir dayatma yok... Olmamış... Doğru mu?

- Rapor öyle diyor... Doğru.

- Yani... Belli bir süreç içinde... Bu ülkeler... AB üyeliğinin gereği olarak... İdam cezasını kaldırmışlar... Herhalde kimse de bunlara "siz demokrasiyi, insan haklarını çiğniyorsunuz" diye bir suçlamada bulunmamış.

TUZAK
Devlet Bahçeli:

- Yavuz Bey... Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.

- Neye?

- Biz AB kriterlerine uygun bir ulusal programın hazırlığı içindeyken... İdamın kalkmasının bir ön şart olarak dayatılması acaba gerçekten AB ile mi ilgili... Yoksa...

- Yoksa?

- Yoksa bölücü faaliyetle mi ilgili? Bunun açıklığa... Netliğe kavuşması lazım... 312 de buna benziyor.

- Nasıl benziyor?

- İdamın kalkmasını... 312'nin kalkmasını düşünenler var.

- Evet, var.

- İnsan hakları için... AB'ye giriş sürecinin hızlanması için bunları savunanlar... Acaba farkında olmadan... Böyle bir şeyle mi karşı karşıya bırakılmak isteniyor? Ben şunu istiyorum.

- Neyi?

- Burada bir tuzak mı var?.. Herkes bunu bir düşünsün.

- Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'den "herkesin düşünmesini istediği" birkaç satırbaşı:

* MHP'yi yanlış anlamayınız... MHP neden böyle yapıyor... Lütfen araştırınız.

* İnsan haklarının gündeme gelmesi ile birlikte... Bir etnik grup, hemen "idam" diyor... Neden diyor?

* Her ülkenin kendi iç yapısı farklı... Ve her ülke, bu iç yapıyı göz önüne alarak, belli bir süre içinde idamı kaldırmış.

*Ama Türkiye'ye gelince... "Hemen kaldır, yoksa.. Yol tıkanır" denilmesinin arkasında... Acaba... Ne var?

* Kimseyi suçlamıyor, kimseyi karalamıyorum... Ancak bir işi yaparken... Yaptığımız işin ilerisini, gerisini iyi bilelim... Türkiye hepimizin.

DOSYALARDA NELER VAR?
Başbakan Yardımcısı Bahçeli ile Başbakanlık'taki makam odasında görüştük. Masası, dosyalarla doluydu. Bahçeli, bu dosyalar içinde yer alan Uluslararası Af Örgütü Raporu'nu dikkatle incelemiş, bazı notlar almıştı. Bu rapora göre, 87 ülkede idam uygulaması devam etmekteydi .

SESSİZ VE DERİNDEN GİDEN DENİZALTI GİBİ
Merkezin değil, merkez partisi...

Pazartesi, saat 11.30... Başbakanlık'ta, Devlet Bahçeli'nin makam odasındayız.

Başbakan Yardımcısı bize "hoş geldiniz" diyor.

Biz de ona "aynı şeyi" söylüyoruz:

- Siz de hoş geldiniz.

Öyle ya...

Devlet Bey Aksaray, Kırşehir, Ermenek, Yozgat, Söğüt, Kırıkkale, Ahlat, Muş, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Tarsus, Erdemli... Dolaşıp duruyor.

- Sayın Bahçeli... Anadolu nasıl?

- Pek çok yere gittim... Geleneksel toplantılarımız vardı... Erciyes Kurultayı gibi... Kunduz Yaylası Kurultayı gibi... Ve bir de temel atmalar, açılışlar... Yani... Hizmet gezileri.

HÜKÜMETE KREDİ
- Gezdiğiniz yerlerde... Vatandaş nasıl?.. Hükümet için ne diyorlar?

- Bir defa alaka iyi... Bir buçuk yıldır iktidarda bulunan parti açısından, gösterilen alaka sıcak... Sanırım, koalisyon ortaklarımız da aynı alakayı görüyorlar.

- Halkın, hükümete desteği sizce ne durumda?

- Halkımızın sergilediği alaka, 57. hükümete tanınan kredinin devam ettiğinin bir göstergesi.

İŞSİZLİK
- Efendim... Halk hiç derdini söylemiyor mu?

- Bütün sorunların çözülmüş olduğu inancında değilim... Ancak halkımızda, çözüm için samimi adımlar atıldığı kanaati yaygın.

- Vatandaşın şikayetleri?

- Her bölgede vurgulanan ortak dertler.

- Neler?

- Ekonomik sıkıntı... İşsizlik başta geliyor. Hayat pahalılığı.

ERKEN SEÇİM
Türkiye'ye gelen yabancılar, kiminle görüşseler "seçimi" soruyorlar.

Sahi...

Ufukta seçim görünüyor mu?

- Ne dersiniz Sayın Bahçeli?

- Erken seçim daha önce de gündeme getirilmeye çalışıldı.

- Yaz başında...

- Evet... Özellikle de MHP'ye dayatılarak bazı yorumlar yapıldı... Hiçbiri doğru değildi.

- Yani... Yok diyorsunuz.

- Hayır... Bir erken seçim, Türkiye gündeminde yok.

UYUM
Sayın Devlet Bahçeli...

Hükümetin "sağlık durumu" nasıl?

Her şey "eskisi" gibi mi?

Yani...

Uyum... Karşılıklı güven... İşbirliği...

Yanıt:

- Samimiyetle söylüyorum, hükümetimiz uyum ve istikrar içinde çalışmalarını sürdürüyor.

- Sorun?.. Sıkıntı?

- Hükümeti oluşturan partiler arasında büyük bir sorun yok.

- Büyük sorun yok... Küçük sorun... Sorunlar neler?

- Başından beri bir koalisyon geleneği oluşturmaya çalışıyoruz... Liderler zirvesi diye adlandırılan toplantılar yapıyoruz... Bakanlar Kurulu da düzenli çalışıyor... Bakanlar, devletin imkanları içinde, Türkiye'nin sorunlarını çözme gayretindeler... Yani... Uyum var, gayret var.

MERKEZE YOLCULUK
- Devlet Bey, sizin bir projeniz var... Partiyi merkeze çekmek... Merkezin partisi olmak.

- Merkezin partisi değil... Merkez partisi... Biz merkez partisiyiz.

- Merkeze yaptığınız yolculukta... Önünüze çıkan engel var mı?.. Bir direniş...

- Hayır, hayır.

- Kongreler nasıl gidiyor?

- Ben katılmadım... Görevli yönetici arkadaşlarımız gidiyorlar... Kahta'daki üzücü olay dışında kongrelerimiz seviyeli, olgun ve çok adaylı.

- Yani sorun yok...

- Samimiyetle söylüyorum, yok... Ayrıca, kongrelerde halkın partimize gösterdiği ilgi de yüksek... Muhtelif partilerden bize katılanlar az değil.

DENİZALTI GİBİ
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'yi "moralli" bulduk.

Ayrıca "sabırlı" bulduk.

"Sessiz ve derinden giden bir denizaltı" gibi.

Kafasında "güncelden" ziyade "yarın" var.

Ve yarın için "iğne ile kuyu kazıyor... MHP'yi giderek merkeze çekmeye çalışıyor."

ULUSAL PROGRAM
- Devlet Bey... "AB konusunda" her şey yolunda mı?

- Evet.

- Hiçbir sorun yok mu?

- İlgili Bakanlık ve kuruluşlar, çalışmalarını sürdürüyorlar... Ekim içinde de, Kopenhag kriterleri çerçevesinde, ulusal programın hazırlıkları yürütülecek.

312'de itiraz neye

Devlet Bey, şu anda "sıcak gündem" malum... Yani 312... Ve gözler de MHP'ye çevrilmiş durumda... Ne diyorsunuz?

- Bizim tavrımızda hiçbir sapma yok.

- Sorun, nasıl çözülecek?

- Burada iki husus birbirine karıştırılıyor.

- Yani?

- 312 konusunda çok farklı değerlendirmeler ortaya çıkıyor... Düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi, 21. yüzyılda gündemde olan, olması gereken bir husus. Buna kimsenin itirazı yok.

- İtiraz neye?

- Belli bir süreçten geçen, çok ciddi yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle karşı karşıya bulunan bir ülkeyiz... Böyle önemli unsurları ön plana çıkaran ve Türkiye'yi gelecekte sıkıntıya sokabilecek bölücü davranışları önleyen bir 312'yi, her şeyin önüne koymak doğru değil.

- Efendim... Erbakan meselesi var... Ve o yüzden 312, "sıcak gündem" haline geldi.

- Evet... Özellikle Sayın Necmettin Erbakan Bey'in mahkeme sonuçlarının açıklandığı andan itibaren, bir siyasi partimiz tarafından bunun çok sık gündeme getirilmesi, konuya kişi ile ilgilendiren bir boyut kazandırmış oluyor. Bunun, kişiye endeksli hale getirilmesini yanlış buluyorum.

KIRSAL KESİMİN SORUNLARI
Çiftçi şartları olgunlukla karşılıyor

Hükümetimiz çiftçinin beklediği ürün bedellerini verememiş olsa dahi, ödemede peşine yakın bir uygulama ortaya koydu...

Sayın Devlet Bahçeli... Kırsal kesimin sancılı olduğunu görüyoruz.

Gittiğimiz yerlerde "girdi maliyetleri ile hükümetin açıkladığı ürün fiyatları arasındaki farktan doğan şikayetler" dinliyoruz.

Ne diyorsunuz?

Bahçeli:

- Köylümüzün ve özellikle de çiftçimizin girdi maliyetlerinde yüzde 79 artış var... Ortalama artış bu.

- Hayli yüksek.

- Buna karşılık ekonomik programdan taviz vermeksizin, ürün fiyatlarında da ortalama yüzde 27.5 oranında bir artış sağlandı.

- Aradaki makas oldukça açık.

- Tabii, girdi fiyatlarındaki artışla, ürün fiyatları arasındaki fark, çiftçimizi sıkıntıya sokuyor.

- Önlem?

- Burada şu husus önemli... Hükümetimiz, çiftçinin beklediği ürün bedellerini verememiş olsa dahi, geçmiş yıllara göre, ödemede peşine yakın bir uygulama ortaya koyduğu için...

Çiftçimizin fazla bir şikayeti olmuyor... Ve şartları da olgunlukla karşılıyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır