kapat

19.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
banner
Bizim City
Sizinkiler
Rehber
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Mutlu musun Ceylan?
16 yaşındaki genç kıza "Majör depresyon" teşhisi kondu. Bir müddet okuldan uzaklaştırıldı ancak intihar için orayı seçti. Cepten mesaj geçti ve atladı: "Şu anda mutlu mutlu uçuyorum."

Beyoğlu'ndaki Alman Lisesi'nin arka bahçesinde cesedi bulundu Ceylan Konuk'un. Beton zeminde kanlar içinde yatıyordu. Cep telefonundan chat arkadaşına gönderdiği "Mutlu mutlu uçuyorum. Şimdi de yere çakıldım" mesajı ölümü bilerek isteyerek seçtiğini gösteriyordu. Henüz 16 yaşında olan, Enka Spor Kulübü'nde tenis oynayan, 4 kez Türkiye şampiyonluğunu elde eden, hayat dolu, neşeli bir genç kızın nasıl olup da intihar ettiği sorusunun cevabı ise resmi yazışmalarda ve doktor raporlarında gizliydi. Ceylan'ın ölümü göz göre göre gelmişti...

Genç kızdaki "tuhaf" değişiklikler bir otobüs yolculuğu sırasında ortaya çıkmıştı, ilk önce. Durup dururken bağırıp çağırmıştı. "Gelip geçici" sanılan bu gariplikler, zamanla arttı, "ürkütücü" boyuta ulaştı.

Hırsla kitabı fırlattı
Tarih, 18 Kasım 1999'du. Alman Lisesi'nin 10-D sınıfı, edebiyat dersindeydi. Herkes dikkatle öğretmen Ayşe Yollu'yu dinliyordu. En ön sırada oturan Ceylan Konuk, birden kapıya gözlerini dikti, birkaç saniye sonra da kitabını hırsla kapıya doğru attı.

Öğrenciler donup kalmıştı. Ceylan ise heyecan içindeydi. Öğretmeni sırtını okşadı, genç kızı biraz da olsa yatıştırdı. Ders devam etti. Ceylan, bir soruya kesik kesik cevap verdi. Ama bütün sınıf olayın gerginliği içindeydi. Ardından öğretmen Ayşe Yollu, sevdiği öğrencisini için birşeyler yapma gereği hissetti. Durumu rehberlik servisine haber verdi.

Durumu çok ciddi
Yazıyı alan Psikolojik Danışman Funda Tekelioğlu da, vakit geçirmeden Ceylan için çalışmaya başladı. Tekelioğlu'nun görüşleri, Ceylan Konuk'un dosyasının Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilmesi için karar alınmasına yetti. Hastaneden gelen, 20 Aralık 1999 tarihli ilk rapor, Ceylan'ın "dissosiyatif sendromu" geçirdiği, fakat okula devam etmesinde sakınca olmadığı yönündeydi. Ne yazık ki, genç kızın davranış bozukluğu bu rapordan sonra da sürüp gitti.

Artık çok geç
Ve Ceylan Konuk, 4 uzman tarafından kontrol edildi. Teşhis, "majör depresyon"du. Doktorlar, hazırladıkları raporda, genç kızın 1999-2000 öğretim yılı ikinci sömestre derslerinden muaf tutulmasını, yani okuldan uzaklaştırılmasını da kararlaştırdı. Fakat, bu önlemler Ceylan Konuk'un ölümü seçmesine engel olamadı. Genç kız, intihar için yine okulunu seçti... Ardında, ailesine hitaben bir de mektup bırakarak: "Bana çok iyi baktınız, sizinle mutluydum, beni affedin, nedenini de sormayın."

İntihar düşüncesi ağır basar
Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü Adolesan Bilimdalı Öğretim Üyesi Reyhan Saydam, "majör depresyon"un kadınlarda daha sık görüldüğüne dikkat çekerek, "Depresyona sebep olacak birşey yaşanmış olmalı. Genetik bir depresyon da olabilir.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır