kapat

22.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


MHP'yi umutlandıran anketler

Gazetelerde pek yayınlanmıyor ama, bazı kamuoyu araştırma şirketleri "Bugün seçim olsa" anketlerini sürdürüyorlar.

Şirketler genellikle siyasi partiler için çalışıyor. Tabii araştırmalar siyasi partiler için yapılınca sonuçlara güvenmek pek mümkün olmuyor. Çünkü hangi parti araştırma yaptırsa, o parti ya birinci çıkıyor ya da oyunu hayli artırmış görünüyor.

Demek ki siyasetçiler gerçeği değil, umut ettiklerini görmekten hoşlanıyor.

Geçen hafta "ara değil erken seçim" başlıklı bir yazı yazmıştım hatırlayacak olursanız. Bu yazıda MHP'nin hemen yapılacak bir seçime çok hevesli olduğunu söylemiştim.

Bu yazıdan sonra ilginç bir araştırma sonucunun yorumunu okudum. Doğruluğundan çok emin değilim, ancak önemli bir kurumun ısmarladığı bu araştırmanın MHP'nin de eline geçtiğini haber aldım.

Araştırmanın MHP'nin eline geçmesinin önemi şu; buna göre MHP oyunu çok artırmış durumda, buna karşılık merkez sağın diğer partileri adeta çökmüşler, yok olmuşlar.

İşte MHP'yi iştahlandıran bu.

Araştırma sonucu yorumundan anlaşıldığı kadarıyla ANAP 7-8, DYP ise 8-9 oranında oy alıyor görünüyor. Yani iki partinin de barajı aşamama tehlikesi içinde olduğu varsayılıyor.

Buna karşın MHP oyları 25'lere tırmanmış. DSP oyunu biraz artırarak 22- 23 çevresinde. Fazilet'in oyu ise 13-14'lerde. HADEP 6, BBP 2 civarında. Geri kalanı ise kararsızlar ve diğer partiler.

Gerçi araştırmaya göre kararsızlar yüzde 40'ları geçiyor. İstatistik teknikleriyle kararsızlar dağıtılmak istenmiş, buna rağmen yüzde 15'e yakın bir kararsız kitlesini dağıtmak mümkün olmamış. Yani kararsızlar bu kez gerçekten çok kararsız.

DYP ANKETİ: Görmedim ancak DYP'nin de bir araştırma yaptığını duydum. Bu araştırmaya göre ANAP baraj altında kalıyor, DYP oyunu 5-6 puan artırmış görünüyor. DYP araştırmasına göre MHP yükselmeyi bırakın 6-7 puan kaybetmiş durumda. Aynı şekilde DSP'nin de 3 puan kadar gerilediği belirtiliyor. DYP anketinde kararsızların oranı çok yüksek, neredeyse yüzde 50. Ne kadar inandırıcı anket onu bilemem.

ANAP ANKETİ: ANAP'ın yaptırdığı bir anketi de öğrendim. Ancak ANAP'lılar bunu sır gibi saklıyorlar. Onların anketinde de durum içaçıcı değil. Merkez sağ toplam oyları 20'yi ancak buluyor. Bu ankete göre DYP- ANAP aşağı yukarı eşit. MHP ve DSP'de çok önemli değişiklik görünmüyor.

İstanbul'da makam aracına binmem ki
Kültür Bakanı İstemihan Talay'la konuştum. Talay salı günü İstanbul'da değil Ankara'da bir açılışta olduğunu bu nedenle 037 plakalı makam aracının TEM yolunu tıkayamayacağını söyledi. Talay'la konuşmamızı size de aktarayım.

* Salı günü İstanbul'da mıydınız?

- Hayır, başka programım vardı.

* Ama aracınız İstanbul'daydı?

- Hayır mümkün değil.

* Neden mümkün değil?

- Çünkü İstanbul'da makam aracım yok.

* Elbette yok, ama siz gelince bir araç tahsis edilmiyor mu?

- Kural olarak öyle ama ben makam aracı almam.

* Nasıl almazsınız?

- Benim kendi aracım var, sivil plakalı.

* Onu mu kullanıyorsunuz?

- Evet, bugüne kadar hep onu kullandım.

* Neden?

- Bir nedeni yok, belki alışmadığım içindir

* Korumalarınız var tabii?

- Genellikle istemiyorum, ancak önemli bir toplantıya gidiyorsam mecburen oluyor.

* Yani önünüz arkanız eskortlarla dolu değil mi?

- Hayır, zaman zaman eskontlar siren çalınca aracı durduruyorum.

* Neden durduruyorsunuz?

- İnip polise gidiyorum ve lütfen çalmayın diyorum.

* Neden böyle yapıyorsunuz?

- Halkı rahatsız ve taciz etmeye hakkım yok ki.

* Ama bu çok yapılıyor?

- Ben kendimden sorumluyum.

* Peki salı günü sizin aracınızda kim vardı?

- Bilemem, benim aracım olamaz, yanlış bilgi almış olmayasınız.

* Hayır bilgi almadım, bizzat gördüm, hatta 10 dakika peşpeşe gittik.

- Allah Allah, şimdi ben de sorduracağım.

* Ne olmuş olabilir?

- Bilemem, ama canım sıkıldı.

* Niye?

- Ben bu kadar titiz davranırken böyle bir şey olması hoş değil.

Peki 037 plakalı aracı kim kullandı?
Kültür Bakanı'na ait 037 kırmızı plakalı aracın salı akşamı saat 19.00- 20.00 arasında üstelik iki koruma aracıyla birlikte neden TEM'de olduğunu şimdi ciddi ciddi merak ediyorum.

Tabii araştırmaya başladık. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesi Kültür Bakanı'nın o gün İstanbul'da olmadığını doğruluyor, ancak 037 plakalı siyah Mercedes makam aracında kimin olduğunu söyleyemiyor.

Kültür Bakanı İstemihan Talay da İstanbul Emniyeti'ni aramış, ona da cevap verememişler.

Bir görevli "Acaba makam aracı boş olabilir mi?" dedi. Hayır değildi. İçinde birileri vardı. Ayrıca önden ve arkadan iki eskortla da korunuyordu.

Bu durumda ya işgüzarın biri makam aracına bakan plakası taktırarak yola çıktı, ya bir başka önemli kişiyi götürmek için bu yolu buldular, ya da o gün İstanbul'da olan bir başka bakanın aracına yanlış plaka takıldı.

Biri herhalde cevabı verecek.

Gaziantep'te çok komik bir yasak
Ünlü bir Milli Eğitim Bakanımız vardı, tarihe "Mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdik" sözleriyle geçmişti. Okullar olmayınca Milli Eğitim'in bir sorunu yok ki, yönetmek kolay, tabii yönetecek bir şey varsa.

İşte bu olayın tıpkısı bu kez trafik açısından Gaziantep'te yaşanıyor. Üstelik o Milli Eğitim Bakanı okulları kapatamamıştı, ama Gaziantep Valiliği bisiklet ve motosikletleri yasaklayarak trafiğe "kolay çözüm" buldu.

Motosiklet Anadolu kentlerinde çok önemli bir ulaşım aracı. Bu Gaziantep'te de böyle. Ama valilik "kazalara neden oluyor" gerekçesiyle kent içindeki pekçok noktada motosiklet ve bisiklet kullanmayı yasakladı.

Üstelik valilik bu kararı alırken Emniyet Müdürü, Milli Eğitim Müdürü, Belediye Sinyalizasyon Müdürü, Jandarma Komutanı, Minibüsçüler Odası Başkanı, Şoförler Cemiyeti temsilcisi ve Karayolları temsilcisinin de katıldığı bir toplantı yaptı.

Bu kadar önemli adam biraraya gelmiş ve Gaziantep'in çözemedikleri trafik sorununa çare olarak en geçerli yolu "yasaklamayı" bulmuş.

Kararın gerekçesinde Gaziantep'teki 147 bin 468 motorlu aracın 40 bin 460'ını motosiklet ve motorlu bisikletlerin oluşturduğu belirtilerek "Bunlar ani çıkışlar yaparak diğer sürücüleri şaşırtmakta ve kazalara neden olmaktadırlar" deniliyor.

Gaziantep'te geçtiğimiz yıl 2 bin 152 trafik kazası olmuş. Motosikletlerin neden olduğu kaza sayısı 317. Toplam 22 ölümlü kazada 11 motosikletli hayatını kaybetmiş. 1027 kişinin yaralandığı kazalarda motorsikletle yaralananların sayısı 312.

2000 yılı içinde ise 1335 kaza olmuş Gaziantep'te. Bu kazalarda 21 kişi ölmüş, bunlardan üçü motorsikletli. 1335 kazanın 146'sı motosikletliler nedeniyle olmuş.

Motosikletlerin kazalara neden olduğu kesin, ama dünyanın hiçbir yerinde "kaza yapıyorlar" diyerek bir ulaşım aracını tümden yasaklama yoluna gidilmez.

Gaziantep'te belli ki trafik ekipleri trafik denetim ve düzenlemelerinde yetersiz kalıyor, sorunu başından atarak kurtulmaya çalışıyor.

Oysa asıl olan motosikletlerle ilgili trafik düzenlemelerini yapabilmek, trafik suçu işlenmesine engel olmaktır.

Örneğin ben bugüne kadar İstanbul ve Ankara dışında hiçbir yerde kasksız gezen motosikletlilere ceza yazıldığını ve trafikten men edildiğini görmedim. Motorsikletliye bir kask bile taktıramayan yönetimlerin, çareyi "motosiklet yasağında" bulmaları herhalde bize özgü bir komiklik.

Alpay Emre hüllesi mi
Diyorlar ki, Galatasaray Alpay'ı almak için Emre'yi Aston Villa'ya gönderecek. İki futbolcu takas edilecek. Galatasaray Fenerbahçe'ye gol atmış olacak. Peki neden bu kadar uzun yol deneniyor? Ona da cevap hazır; Fadıl Akgündüz parayı Türkiye'de alırsa alacaklıları tarafından el konabilir. Galatasaray da bir Türk futbolcu yurtdışına para transfer edemez, bu durumda "hülle yapıldı." Bu dedikodu Galatasaraylılar tarafından Fenerbahçeliler' i kızdırmak için iki gündür kullanılıyor. Espri de olabilir, gerçek de. Eğer gerçekse, vay canına...

Mahmutbey Kavşağı
TEM Yolu'nun İkitelli Mahmutbey kavşağı daha yapıldığı gün hatalıydı. Koca otoyol geliyor ve bir başka yolla birleşiyor, sonra tekrar ayrılıp yeniden otoyola dönüşüyor. Dünyada eşi yoktur herhalde.

Neredeyse bir yıldır bu kavşak düzeltilmeye çalışılıyor. Kazılıyor, betonlar dökülüyor, viyadük dikiliyor, köprü yapılıyor ama bitmiyor.

Bir yıldır bu çileyi çekiyoruz, şimdi Nişantaşı'na taşınıyoruz, yani kurtuluyoruz.

Ama bizim kurtulmamız sorunu çözmüyor, hergün buradan onbinlerce araç geçiyor. Karayolları, bizden sonra kalacak vatandaşlara daha uzun süre eziyet çektirmesin, bitirsinler şurayı.

Sezer'e savaş
YÖK direndi, özellikle 9 Eylül Üniversitesi ile ilgili kararında geri adım atmadı. "Kanun böyle, isteler de adayları değiştiremezler zaten" diye savunuyor bazı çevreler bu kararı. Hiç farketmez. Karar yanlış bulunmuşsa pekâla değiştirilebilir. YÖK yoruma açık bir yasa maddesinin arkasına sığınarak ciddi bir tavır koyuyor. Bir Cumhurbaşkanı rektörler konusunda ilk kez karşı görüş belirtiyor, YÖK direniyor. Demek ki Sezer'in uygulamalarından rahatsız olanlar bir savaş açmak niyetinde. Eski alışkanlıklarından kurtulamayan ve aynen sürdüren Kemal Gürüz anlaşıldığı kadarıyla etkili güçlerin arkasında olduğunu düşünüyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır