kapat

15.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAUF TAMER(rtamer@sabah.com.tr )


Deprem terörü...

Depremin dedikodusu olur mu?

Bir fısıltı gazetesi, bütün Türkiye'yi, özellikle İstanbul ve Marmara'yı tedirgin etti.

Hele Trakya taraflarında kimse uyku uyumuyor, millet sokaklarda yaşıyor.

Nerden çıktı bu?

Kim uydurdu?

Belli değil.

Biliyor musunuz, bu deprem terörü, depremin kendisinde daha beter

*

Oysa bilim adamları yüzlerce kere açıkladılar ki:

- Deprem, önceden bilinmez.

- Günü, saati ve dakikası hiç belli olmaz.

Bilim'in o'na yanaşabildiği en yakın mesafe, 5 saniye.

Yâni, 5 saniye'den evvel sezmek, hissetmek ya da bilmek mümkün değil.

Hal böyleyken, çeşitli kurumlara uyarılar geliyor:

- 10 gün içinde büyük bir deprem var.

Allah Allah.

İtfaiyeler alarm'a geçiyor, valilikler en sıkı tedbirleri alıyor, belediyeler seferber oluyor, bazı semtlerde deprem tatbikatı diye ciddi antrenmanlar yapılıyor, ziller çalıyor, düdükler ötüyor, herkes evlerden fırlayıp sokaklarda mevzileniyor.

Bunlar böyle değilse bile, böyle anlatılıyor.

Haydii, gazetelerin telefonları susmak bilmiyor, vatandaşlar sürekli arayıp soruyor:

- Ne zaman? Bugün mü? Yarın mı?

Açıp biz de Ankara'ya soruyoruz.

- Deprem Konseyi bir açıklama yaptı mı?

Hayır, yapmadı... Yapmıyor.

Ne desin?

Onlar da haklı.

*

Deprem meprem olmayacak demek de zor... Riskli iş... Çünkü ya olursa?

Ama deprem olacak demek daha zor... Çünkü panik, ya başka felâketler getirirse.

Yâni sayın okurlar, deprem olacak mı suali ne kadar saçmaysa, buna cevap vermek de o kadar saçma... Cevabı dinlemek daha saçma.

- 10 gün içinde olacakmış... mış.

Bak bak bak...

Hatta yarın.

Belki yarından da yakın.

Kim demiş? Ne bilmiş?

Efendim bulgular var... Sular ısınmış, bazı yerlerde kaynamalar oluyormuş, buharlar çıkıyormuş, renkli gazlar fışkırıyormuş...

Açıp soruyoruz. Yok böyle bir şey... Kem-küm'den öte hiç bir şey yok.

Herşeyi nasıl abartıyorsak, depremi de öyle abarttık.

Hani bize dediler ya depremle yaşamaya alışacaksınız...

Bu müthiş lâfa kapıldık, güya alışıyoruz.

Yahu, bu mudur alışmak... Depremle birlikte yaşamayı öğrenmek bu mudur?

Hepimiz birden çıldırdık galiba... İnsanlar bu kadar negatif enerji saçar mı?

*

Ben size deprem olmayacak demiyorum... Sakın yanlış anlamayın... Bunu dünyada kimse söyleyemez ki ben söyleyeyim...

Şu yazıyı yazarken -hemen şimdi- bile deprem olabilir...

Ama biz olmayacak diyemiyoruz da siz nasıl olacak diyebiliyorsunuz.

Kaynak nedir?

Amerika, İngiltere, Fransa... öyle mi?

Bakın beyler...

Yer bilimciler, bir çok noktada ayrılabilirler ama birleştikleri tek bir nokta var: O da depremin önceden bilinemeyeceği.

Ne yazık, önemli mevkiilerdeki koskoca adamlar, okumuş, kültürlü, deneyimli insanlar bile, bir yerleri arayıp yarın deprem olacak mı diye halâ sorabiliyor... Tabii, aldıkları cevap da hiçbirisini tatmin etmiyor.

Deprem terorü, deprem'den daha vahim.

Biz şimdi ikisiyle de boğuşuyoruz.

Deli miyiz kuzum?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır