kapat

06.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Farkında mısın?

6 milyon Alman Markı da az para değil... Bugünün kuruyla Türk Lirası'na çevirirsen yaklaşık 2 trilyon eder... 2 trilyon lirayla en iyisinden 3 bin bilgisayar alabilirsin, her ilkokula 10 bilgisayar koyarak 300 okulu bilgisayara geçirebilirsin...

Bizim çocuklar da...

Alman çocuklar gibi...

Okula ilk adımını attıklarında bilgisayarla karşılaşırlar, bilgisayarlı okula gitmenin avantajını kullanırlar..

Kötü mü olur?

İyi olur da bu büyük proje karşısında 6 milyon Alman Markı fındık-fıstık-çerez kalır. Sen bu sıcaklarda Gülhane Parkı'nda mısın yoksa bu projenin gerçekten farkında mısın? Türkiye'nin kaçırdığı şans; sadece 6 milyon Alman Markı'nı (1 trilyon 888 milyar lira) Alman silah devi DASA'ya bağlı Dornier firmasına kaptırmak değil, NATO standartlarına uygun kaynak kodu belirlenmiş yazılım sistemi üretmenin de tehlikeye girmesidir. Türkiye'nin kaçırdığı büyük fırsat NATO ülkeleri için yazılım merkezi olabilme şansıdır.

Şans karınca hızıyla geldi.

Yıldırım hızıyla kaçtı...

Türkiye, bu proje ile bütün NATO ülkeleri ordularına yazılım satabilecek bir büyük avantaj yakalayacaktı. Ve yazılım teknolojisi ihraç ederek her yıl en az 200-300 milyon dolar gelir elde edecekti, ondan oldu. Şimdi bu piyasaya İngilizler ile İsrailliler göz diktiler.

***

Bu hikaye Türk Hava Kuvvetleri'nin 1997 yılında Milli Savunma Bakanlığı'na teklif vermesiyle başladı. Bu teklifte Türk Hava Kuvvetleri bir bilgi sistemi yazılımına sahip olmak istiyordu. Bilgi Sistemi Projesi ile Hava Kuvvetlerimiz hastaneden, mühimmat deposuna, sahip olduğu uçağından erinin yiyeceğine kadar binbir çeşit bilgiye bir düğmeye basarak ulaşabilecekti. NATO ülkeleri orduları içinde ABD hariç, bu sisteme sahip olabilecek ilk ordu da Türk ordusu olacaktı. Milli Savunma Bakanlığı da bu teklifi ülkenin ulusal şirketi Havelsan'a götürdü. Sözleşme imzalandı. Yazılım, 290 milyon Alman Markı'na anahtar teslimi 7 yıl içinde teslim edilecekti.

Havelsan harekete geçti..

Alman Donier şirketi ile alt-yüklenici olarak anlaşma yaptı. Bu şirketin bu tip kaynak kodu belli yeni bir yazılım elde etmede en az 20 yıl deneyimli mühendisleri Havelsan'a gelecek, Havelsan'daki her biri pırlanta değerinde yerli mühendislerle birlikte bu yazılımı gerçekleştireceklerdi. Bu proje yürüsün diye de Hava Kuvvetleri ile Milli Savunma Bakanlığı, 3 yıl içinde parça olmak üzere 143 milyon Alman Markı'nı Havelsan'a aktardı. Fakat Havelsan, Alman Donier firması ile anlaşmasını bozdu. Alman firması Zürih'de tahkim mahkemesine gitti. Havelsan da ona 6 milyon Mark ödeyerek davayı tatlıya bağladı ve projeyi Amerikan firması Look Martin'le yürütmek için ek sözleşme imzaladı. Fakat bu Amerikan firması kaynak kodu belirlenmiş Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bağımsız olarak kullanabileceği yazılım üretemiyor. Dolayısıyla ülke şansını da kaybediyor.

Bütün bunları bana...

Alman Şirketi'nin Türkiye'deki temsilcisi anlatıyor. Havelsan tarafı ise, söylenenlerden 6 milyon marklık tahkim tazminatı ödemenin doğru olduğunu fakat diğer söylenenlerin yalan olduğunu, işleri bozulan temsilcilerin Havelsan'ın gelişmesini önlemek istediklerini belirtiyor. Havelsan 43 mühendisten 602 mühendise ulaştı. Yılda 35 milyon dolarlık yazılım projesi üretir hale geldi. Bundan ürken yabancı şirket temsilcileri Havelsan'ı vurmak için yalan yanlış bilgi üretiyorlar.

Kim doğru söylüyor?

Genel Kurmay incelemeye alsa...

Kimin doğru söylediğini...

Halka anlatsa.. Kötü mü olur?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır