kapat

06.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Camia faktörü

Hakan Şükür giderse ne olur sorusuna yanıt vermeden önce, Hakan Şükür kimliğine ve bu kimliğin Galatasaray camiasındaki yerine bakmakta yarar var.

Hakan, G.Saray'a Bursaspor'dan geldi. O sıralar kendi takımında pek oynamıyordu. Ümit Milli takımda izlediğim delikanlıda müthiş potansiyeli hissettim. Zamanın başkanı Alp Yalman yakın arkadaşım.. "Çok yararlı bir transfer yapmış olursun" dedim.. Hem de kaç defa dedim.. Açıkçası Alp'i ikna edemedim. Çünkü G.Saray camiasında çok etkili iki başka yakın dostu (Birisi camianın en ünlü gazetecilerinden biriydi), başkana "Mustafa Kocabey varken, Hakan'a verilecek paranın sokağa atılmış olacağını" anlatıyorlardı, durmadan.

Nefret edenler çok fazla
Alp'in kararsızlığı sürerken, Yurdaşen Karahasan işi bitirdi; Hakan G.Saray'a geldi. Bursa'nın böyle yetenekli bir genci niye oynatmadığını da öğrendik. Yugoslav hocasıyla anlaşmazlığa düşmüştü.

Hakan, G.Saray'da futbolunu müthiş geliştirdi. Takımın vazgeçilmez adamlarından oldu. Ama kendini camiaya kabul ettiremedi. Üstüste gol kralı olmasına rağmen, kaçırdığı goller yüzünden ondan nefret edenler hayli fazlaydı. Bu nefret o boyutlara ulaştı ki, Hakan'ı savunanlar (Mustafa Denizli ve ben mesela) tribünlerde çok ağır sözlü saldırılara uğradılar.

Hakan, belki de teknik direktörlerinin ondaki "Gol" eksikliklerini giderecek özel çalışmalar yaptırmayışları yüzünden, sonuna dek gol kaçırmaya devam etti. Ama takımının altın gollerini atmayı da sürdürdü. Bir defa, kafada tartışılmaz bir üstünlüğü vardı. İkincisi, golü kokluyor, o kadar çok pozisyona giriyordu ki..

Pele'den beri böylesi yok
Ana Hakan'ı Hakan yapan, dünyadaki benzerlerinden ayıran bir yanı vardı.. Benzersiz yanı.. Dünyadaki santrforlar, golcülere bakın.. Bütün takım onlara çalışır. Hakan'a bakın.. Hakan bütün takıma çalışır. Bir takım oyuncusu golcü olarak, Hakan dünyada rakipsiz ve benzersizdir. Hücumda, Hakan kadar asist yapan bir başka golcüyü, Pele'den beri hatırlamıyorum.

Ya defansta? G.Saray'ı UEFA Şampiyonu yapan taktiğin kilit adamıdır. G.Saray hücum presi dünyada en iyi oynayan takımlardan olurken, bu presin en öndeki ve yorulmaz adamı Hakan'dı. Sezon boyu bu presi, "Rakibin göğsüne saplanmış hançer" diye anlattım.. Okan, Emre, Suat hançerin kendisi, Hakan sivri, ilk saplanan ucuydu.

Oyuna, sonuca katkı açısından, golcü Hakan % 0 ise, takım oyuncusu Hakan % 0'dir. Sadece Hakan'ın kaçırdığı gollere bakanlar, onun asıl katkısının farkına asla varamadılar.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır