kapat

01.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ KIRCA(alikirca@sabah.com.tr )


Gen devrimini kaçıranlar...

Sanmayın ki, orta yaşı geçiren insanlardır gen devrimini kaçıranlar... Ve zaten; insanlardan söz edecek de değiliz...

Herkes, sözbirliği etmişcesine kanımızdaki genlerden dem vuruyor..

Gen devrimi "canlı organizmaları" etkileyecek, evet..

Bitkiler ve hayvanlara ait kan örnekleri zaten laboratuar tüplerinin içindeydi çoktandır.

Şimdi sıra insanda...

Ya toplumların gen devrimine ne zaman sıra gelecek?..

Ya ülkelerin?.

Ya devletlerin?..

Onlar, "Canlı organizma" değil mi yoksa?..

Merkezi beyinleri, atardamarları, dolaşım sistemleri, nabızları yok mu?..

Çocuklukları, gençlikleri ve yaşlılıkları yok mu?

Ve daha da önemlisi; doğum olduğu gibi, ölümleri de yok mu?

* * *

Yaşadıkları dünyada; kendi "fâni" ömürlerine "vade" biçer.

Adem oğulları ve Havva kızları, içinde bulundukları "muhtelif" kurumları "ölümsüz" kabul ediyor..

Kendi "son"uyla ilgili kadere çaresiz boyun eğerken; toplumların, partilerin; devletlerin, ülkelerin, hatta futbol takımlarının "ölümsüz" oluşuna kayıtsız-şartsız biad ediyor..

Anasından doğduğunda hiç kimse, önüne uzatılan bir senet, bir sözleşme ya da bir "insan anayasası"nı imzalamıyor.. Hiç kimse, onun hayatının da tıpkı içinde yaşadığı devlet ya da ülke "bölünmez bütünlüğü"nden söz eden garantiler vermiyor...

O nedenle de;

Devletler dimdik ve sapasağlam ayakta dururken, hayatlar paramparça oluyor..

Mesela; Onlarca yıllık yaşama yılları süresince; devleti korumak için kale gibi kanunlar çıkaranlar; insan hayatını korumak için bir "trafik" yasasını çıkaramıyor..

Kendileri de "insan" olduğu halde...

Boray Uras'ın "sessizliğinin sesi"ni haykıran yürüyüşünün başkentte karşılaştığı fotoğraf; bu muazzam "ikilem"in yansımasıdır..

Oysa; bütün çabalara rağmen; "ölümsüz" sanılan devletlerin dahi; bazen bir insan ömrü kadar "sürekli" olmadığı ve olamadığı gerçeği unutuluyor...

Geçen yüzyılın "devletler"inin kaçı ayaktaki...

Hayatta, bu yüzyıla "görkemli" başlayanlar, hatta bu yüzyıl içinde "ölümsüzlüğünü" ilan edenler nerede?..

Nerede, Çarlık Rusyası, nerede Sovyetler Birliği; nerede Nazi Almanya'sı; nerede iki Almanya'nın ikincisi; nerede Çekoslavakya; nerede milliyetçi Çin, nerede ırkçı Güney Afrika... Yugoslavya nerede?..

Hepsi; "Toplumsal ve siyasal gen devrimi"ni kaçırdılar çünkü..

"Toplumsal ve siyasal gün devrimi"nin özünde; kendilerinin ebediliği kaşrısında "fani" diye küçümsedikleri insanın değerini kavramak vardı..

İnsanı "tali" kendini "asli" sayan "hastalıklı" hücrelerin şifresi çözülmeden "gen devrimi" başarıya ulaşmış sayılamazdı...

Gen devrimini başaramayanların çoğu; güya "ölümsüz"ken, dün insan ömrü kadar bile yaşayamadan yıkılıp gittiler...

Tıpkı insan gibi, mümkündür "devlet"lerin ömrünü uzatmakta...

Lakin, "şifre" basittir...

Önce "insan" geninden başlanmalıdır işe çünkü "İnsani" olamayan herşey "fâni"dir...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır