kapat

25.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YILMAZ KARAKOYUNLU(yilmazk@sabah.com.tr )


Büyüklere hayvan öyküleri...

Hayvanları insanlara örnek göstermenin geçmişi eskidir. Peygamber kıssalarından önce bu öyküler anlatılırdı.

Bu işin ustası Ezop'tu. Bir zalimin kölesiydi. Hayvan öyküleri bu zulme isyanın ilk örnekleri oldular.

Sonra Hintli filozof Beydaba gündeme geldi. "Kelile ve Dimne" eseriyle hayvanlar aleminin hikmetlerini insanlık macerasına aktardı.

Sonra La Fontaine'yi tanıdık; saf karganın peynirine göz diken tilki kurnazlığını öğrendik.

Sonra Amerikalı Ambrose Bierce hayvan öyküleriyle günümüzün sorunlarına çözümler önerdi.

Hepsi hikmet dolu derslerdi. Zaman içinde yıpranmadan kuşaklara aktarıldı ve değerini korudu.

***

Siyaset, simgelerini hayvanlardan alıyor. Meclis'e bakın; kiminde kuş, kiminde kurt, kiminde at, kiminde arı...

Yaşamına imrendiğimiz Amerika da öyle; kiminde fil, kiminde eşek...

Soruşturma dosyaları görüşülürken Meclis kulislerinde güvercin, kurt, arı, ve kısrak üzerine fıkralar anlatılıyordu.

***

Bir yüce dağ başında kurtlar yaşıyorlarmış. Aç ve donmak üzereymişler. Taşlar arasında bir elmas parçası bulmuşlar. Kor parçası sanıp sevinmişler. Çalı toplayıp üzerine koymuşlar. Bir ağızdan üflemeye başlamışlar. Çalılar alev almıyormuş.

Yaşlı güvercin öğüt vermek için seslenmiş: "Kurt kardeşler!.. O ateş parçası değil, elmastır. Kıymetini bilin!.. Her şeye üflemekle ateş olmaz..."

Kurtlar önce dinlemişler, sonra kızmışlar. Dişi güvercin, erkeğinin kulağına eğilmiş: "Sana çok kızdılar, öğüdünü dinlemediler bile... Gel sen benim öğüdümü dinle; üsteleme..."

Erkek güvercin, dişisini dinlememiş. Kurtların arasına inip onlara elmasın güzelliğini anlatmak istemiş. Aç kurtlar dayanamayıp güvercini yemek için üzerine atlarken dişi güvercin erkeğini alıp göklere uçurmuş...

Ustalar diyor ki, "öğüt insanlığa yararlıdır ama, en önemli öğüt, insanın kendisi için tedbirli olmasıdır."

***

Uzun yıllar mağarada gizlenen kurt Tanrı'ya yalvarmış. "Tanrım! Biliyorsun yeteneklerim var. Ama talihim yok; bana bir şans ver ve beni bir şehre ulaştırır"

Tanrı, kurdun dileğini kabul edip yolunu şehre düşürmüş. Kurt nereye gideceğini bilmiyormuş. Bir güvercine rastlamış. "Buraların yabancısıyım, sığınacak bir yer gösterir misin?

Güvercin, genç kurda eski bir demirci dükkanını göstermiş. "Bu gece burada dinlen, yarın lokantaya götürürüm. Doyuncaya kadar yersin..."

Kurt çevreyi incelerken rafta bir demir eğe görmüş; hırsla yalamaya başlamış. Bir süre sonra ağzından kanlar boşanmış. Aynada kanlı halini görünce gururlanıp, dışarı çıkmış. Yüksek sesle bağırmış; "Yüce Tanrım! Görüyorsun ne kadar kudretliyim, demirin bile kanını akıtıyorum..."

Sonra da fısıldamış: "Güzel güvercin, sen benim kudretimi yarın görürsün..."

***

Övüngen arının biri "Nahl Suresi'nde, her hastalığa derman olan ballarım anlatılıyor. Ben Allah'ın şifa elçisiyim. Karnımdakini bir tadan bir daha ölmez..." diye övünüyormuş.

Petekteki arılar, bu boşboğazlığa kızmışlar, "Lafı bırak, işe bak!... Gel peteği doldur" demişler.

Övüngen arı güle oynaya vızıldarken karnı acıkmış, bir beyaz güle konmuş. "Baksana yüzün bembeyaz... Belli ki hastalıktan ölüyorsun. Karnımdaki şifalı balları ye diril" demiş.

Boşboğazlığa kızan gül, dikenini arının karnına batırmış: "Hadi bakalım o şifalı dediğin balını ye de asıl sen diril..."

***

Sıcaktan kavrulan bir çift yılanın sürünecek hali kalmamış. Serinlemek için çeşme yalağına girmişler. Bütün atlar derede sulanırken caka satmaya meraklı kırat, çeşme yalağında serinlemek istemiş. İki yılan kıratın midesine girmişler. Genç olanı sormuş. "Şimdi ne yapacağız."

Yaşlısı cevaplamış. "Önce kavrulmaktan kurtulduk. Yol boyunca yediklerinden biz de karnımızı doyuracağız. Dağ başına gelince midesini sokup öldürürüz; sonra çıkıp evimize gideriz..."

***

La Fontaine diyor ki, aslında işgüzar güvercin, kurnaz kurt, övüngen arı ve cakalı kıratın kıssaları sonsuza kadar ders alınacak insanlık hisseleridir...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır