kapat

25.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Mado yemek ihraç edecek
Türkiye'nin dondurma kralı Mehmet Kambur, yurtdışındaki 13 Mado Cafe'ye dondurma ve tatlı ile birlikte güneyin yöresel yemeklerini de dondurarak göndermeye hazırlanıyor

Dört kuşaktır dondurmacı... Türkiye'nin dondurma kralı Mado, dünyanın da en iyi dondurmasını ürettiğine inanıyor. Son olarak Milli Prodüktivite Merkezi'nin ödülünü alan Mado Dondurmaları'nın sahibi Mehmet Kambur, "yurtdışına yoğunlaşacağı" 2000 yılında, yurtdışındaki 13 Mado Cafe'yi güneyin yemeklerini de tanıtacak yeni bir konsepte taşımanın hazırlıklarını yapıyor. "Herşeyi açıklarsam bu ticarete aykırı olur" diyen Kambur, hangi yemekleri seçeceği konusunda da ciddi bir Ar-Ge çalışması yaptığını söylemekle yetiniyor.

"Ben dondurma fıçısında doğmuşum" diyen 52 yaşındaki Mehmet Kambur, 8 yıl önce ilkini Caddebostan'da açtığı Mado'ların sayısını bugün 200'e çıkardı. İhracatı 250 bin dolar, cirosu 3.5 trilyon liraya ulaşan Mado'nun beş yıl içindeki hedefi 1000 cafeye ulaşmak.

* Nedir Mado'yu Mado yapan şey?

Her şeyin doğalını kullanıyoruz. Keçi sütü, meyvenin en iyisi ve tazesi. Bir de kokusu, lezzeti doğal olsun diye Kahramanmaraş'ta üretip gönderiyoruz. 10-12 gıda mühendisi, 6-7 veteriner çalışıyor. Büyük bir laboratuvar var. Önce ürünü kendim tadıyorum. Meyve seçerken de titiz davranıyorum. Filan bölgenin kayısısı güzelse oradan alıyorum, pahalı olmuş önemli değil. Kendi bölgemde her muhitten de almıyorum. Kokuyu, doğal lezzeti buluncaya kadar arıyoruz. Burnuna ve damak zevkine güvendiğim 10 dostum var, her ürünü onlara denetiyorum.

*Türkiye'de ne kadar yaygınsınız?

Türkiye'de 156 Mado'ya ulaştık. Sanatkâr usulü çalışma anlayışımız nedeniyle Türkiye'de girmediğimiz yerler var. Ama şu anda Doğu'ya ağırlık vermeye başladık. Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Van. Sonra Karadeniz'de yokuz, o bölgeye giriyoruz. Durmuyoruz. Yılsonunda yurtiçinde 200'ü buluruz. Türkiye ve yurtdışı olarak 5 yıl içinde 1000'e ulaşırız.

*Hangi ülkelerde varsınız?

Suudi Arabistan'da 4, Romanya'da 4 tane var 2 tane daha hazırlanıyor. İngiltere'yi yapılaştırıyorum, büyük mağazalar içinde 4 tane Mado Cafe'nin hazırlığı var. Oradan da artık yakın olan ülkelerde gelişeceğiz. Avustralya'da bir tane, Kıbrıs'ta 2, Almanya'da bir tane. Dubai ve Mısır ile görüş halindeyim. ABD ile bir-iki ciddi firma ile görüşüyorum. Yöresel bir ürünü evrensel hale getirmeye çalışıyorum. Şu anda yurt dışından 10 firmanın ticari evlilik teklifini inceliyorum.

*Yurtdışına yönelik yeni açılımlar var mı?

Yurtdışında biraz onların damak zevki ve alışkanlıklarına uygun bir konsept düşünüyoruz. Mado'ya o ülkeye ilginç gelebilecek ürünler getiriyoruz. Suudi Arabistan'da onların kendilene has mırra denen kahveleri var. Onu bulundurmam gerek. Almanya'da sabahleyin kanyakla kahve bulundurmam gerek. Bunun yanında yurtdışı projesine bir iki yiyecek getirmeyi düşünüyorum. Yöresel yemekler katacağız. Düşünün Türkiye'deki yabancı menşeeli kafeleri. Onlar bölgesine ait bir-iki yiyecek bulunduruyorlar. Biz niye yapmayalım? Türk mutfağını anlatacağımız ve o insanlara ilginç gelecek yemek konusunda çalışma olacak. Bunlar için ayrı mekana gerek yok, Mado Cafe'lerin içinde olacak. Şu anda Ar-Ge çalışması var. Yemekler güney ağırlıklı olacak. Donmuş olarak göndereceğiz.

*Neleri dondurulmuş gönderebilirsiniz?

Mantı gönderebiliriz. Bölgenin kendine has zeytinyağlı dolmalarını gönderebiliriz. Farklı sos ve sunuşlarla gönderebiliriz.

Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz. İşadamı mısınız dondurmacı mı?

Her ikisi de, hatta bazen işçi olarak tanımlıyorum. Bir gün Maraş'ta dükkanda çalışırken bir vatandaş geldi, 'abi seni 15 yıldır burada görüyorum, hiç kendi dükkanını açmayı düşünmüyor musun' diye sordu. Ben de bozuntuya vermedim, 'düşünmüyorum, patronumdan memnunum' dedim.

*Mado'yu halka açacak mısınız?

Tabii, ekonominin kuralları neyse dışında kalmak olmaz. Yarın Avrupalı oluyoruz. Şirket bunların düşünceleri içinde. Bu ayrı bir strateji. Ben şimdiden kaç ülke Avrupalı olduktan sonra ekonomileri nasıl değişmiş inceliyorum.

Yurtdışından ciddi anlamda danışmanlık alıyorum, dünyanın parasını harcıyorum bunlara...

Hükümetin politikalarını izliyorum. İnsanların cebinde kaç para var, kaçı bana gelecek onu bilmem gerek.

Yurtdışından 10 şirket, bana evlilik teklif etti. Neden olmasın ama, daha alınacak yolumuz var.

Lezzet bakımından rakibim yok. İddiası olan varsa gelsin. Ama konsept, organizasyon başka.

Örnek aldığım hiç kimse yok. Ama beni örnek alanlar var.

Kambur'un Roma hırsı
"Dünyada dondurma ismiyle özdeşleşmiş iki il var. Biri Roma diğeri Kahramanmaraş. Herkes Roma'yı tanır. Kahramanmaraş yörenin dışına çıkamamış. Geçen yıl İtalya'da bütün lezzet ustalarının olduğu bir toplantıdaydım. Orada küçük bir eylem yapayım dedim. Beni takdim ettiler. İtalyanlar 'Allah Allah Maraş dondurması da nereden çıktı' dediler. Ben de onlara 'Roma da nereden çıktı. Dondurmanın tarihi eski, araştırdım. Maraş, Romalılar'ın egemenliğinde kalmış, Romalılar da dondurmaya o zaman öğrenmiş Roma'ya götürmüşler' dedim. Fıttırdılar. Ama doğrudur bu. Bizim dağ köylerinde kar yağdığı zaman birinciyi, ikinciyi yemez, üçüncü karı pekmez ile karıştırırız. İşte dondurmanın anası budur. Dondurmanın oluşu karsambaç. Kar ile pekmezin başlangıcı. Bizim geleneğimizde kışın da dondurma yenir. Ama yemek kültürle, ekonomiyle alakalı. Ekonomik gücünüz olmazsa tanıtamıyorsunuz. Ben Roma'da Mado açacağım ve bunu herkese tanıtacağım."

'Soğan-sarmısak hariç herşeyi dondurdum'
*Kaç ürünle başladınız?

Pasta konseptine yeni girdik. Spesiyal bir pasta olacak, piyasada bulunan diğer pastanelerden ayrıcalığı olacak, üç dört çeşit olabilir. Birkaç mağazada damak zevkini anketle ölçüyoruz ki talep nedir görelim. Başka yerde bulamadığını bizde bulsun. Yoksa Maraş'ta dondurma yapıp buraya getirmenin anlamı yok. O lezzeti, o doğayı burada bulamıyorsak anlamı yok.

Dünyalı gibi düşünmek durumundayım. Maraş'taki gibi yöresel giysiler yok buralarda dikkat edin.

10-15 çeşitle başlamıştık, şimdi 75'e çıktı. Karadut geçiyor elime dondurma yapıyorum, çağlanın, havucun dondurmasını yaptım. Bir haftadır Frenk elması üzerine çalışıyorum. Baharatın her türlüsünü kullanıyorum, özellikle Arap kökenli baharatları. Türk insanına ilginç gelmiyor ama araplar tercih ediyor. İncir, dut, kavun, karpuz, kuşburnu, normal çay, yeşil çay, nane, maydanozu kullandık. Soğan ve sarmısağın dışında her şeyi kullandık. Kırmızı biberi bile kullandık. Bu hafta karadut haftası, kırmızı biber haftası, ayvalı dondurma haftası düzenliyoruz ajansla birlikte.

Türkiye'de birçok danışmanlık şirketiyle çalışıyorum. Şimdi Mado'ların dizayn ve ürün sunumuyla ilgili yeni stratejiler geliştiriyoruz. Konseptten çıkmadan değişmeniz, yüzünüzü eskitmemeniz gerek. Durmak benim işime gelmez. Sırf bir dondurmacının önünde kuyruk var diye bir günlüğüne Arjantin'e gittim ben.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır