kapat

24.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Ankara'ya yürüyen bir adam var...

Türkçemizde çok güzel bir atasözü vardır; "Ateş düştüğü yeri yakar" derler. İşte evlat acısını yüreğine bastırıp, elinde değneğin, sırtında çantası Ankara yollarına düşen acılı baba Boray Uras, Ankara'ya yaklaşmak üzere... Yaptığı modern toplumlarda görülen bir protesto... İstanbul'dan Ankara'ya yürüyerek giderek, sıradışı bir olay yaratacak ve dikkatleri üzerine çekerek, kamuoyu yaratacak.. İyi güzel ama onun yaptığı bu protesto yürüyüşü görüldüğü gibi, ilk bir-iki gün ilgimizi çekti, ondan sonra da medyanın büyük bir kısmı unuttu, gitti.

Boray Uras yürüye dursun, trafik kazaları alabildiğine devam ediyor, canlarımız alabildiğine yanıyor, insanlarımız alabildiğine ölüyor. Bu arada Ankara'da da partiler arasında kuş mu, kurt mu, kır at mı, arı mı, daha makbul, daha güçlü, daha kıymetli münakaşası yapılıyor. Onlar birbirleriyle tartışa dursun, Meclise gelen yeni trafik kanunu da bekleyip duruyor. Hangi birine dokunsak bilemiyorum ki...

Önce millete af çıkacak denilerek, mahkumlar ve aileleri sevinçten havaya uçacak bir hale getirildi. Sonra araya APO girdi, onun yüzünden konu askıya alındı. Daha sonra yine binlerce ailenin yüreklerini hoplatan af gündeme getirildi, bu sefer de Mehmet Ali Ağca, Alaattin Çakıcı gibi ünlülerin kapsama girip, girmeyeceği tartışması yüzünden buzdolabına yerleştirildi. Ben de şu af konusu bir an evvel Meclise gelse de, tartışılmaya başlamadan önce "Af çıksın ama trafik suçları bunun dışında kalsın" şeklinde bir yazı yazmak için hazırlandım durdum. Ama maalesef ve görüldüğü gibi, bu yazıyı bir türlü yazamadık. Çünkü milletin yüreği bir hoplatılıyor, ümit ışıkları saçılıyor, ondan sonra da parti çekişmeleri yüzünden işler yarıda kalıyor.

Evet Boray Uras yürümeye devam ediyor, ben trafik yasasının Meclise gelmesini bekliyorum, medya ise rayting alacak haberler bulma peşinde koşuyor, Boray Uras'ı unuttu. Acaba sözü Boray Uras'a getirip, ona daha da dikkati çekebilmesi için belden yukarı soyunmasını mı tavsiye etsem... Çünkü biliyorsunuz, şimdi soyunmak moda... Adam da giyinik mi giyinik... Şeytan diyor ki, atla git, tam Ankara'ya girerken, "Soyun... Hiç olmazsa belden yukarısını soy, şehre öyle gir, Kızılay'dan öyle geç... Bak o zaman nasıl dikkati çekersin, nasıl herkes ilgilenir... Davanı kamuoyuna daha kolay yansıtır, daha büyük ses getirirsin" de ve ortadan kaybol...

Hey hat!... Ne günlere kaldık Yarabbim!... Hani derler ya, "Koyun can derdinde, kasap ise et..." İçi evlat acısı ile yanık bir baba medeni dünyada, kamuoyu yaratmak için yapılan bir eyleme girişmiş, Meclise kadar yürüyor. Ama ne Meclisin, ne de onun üyelerinin umursadığı yok... Hiç olmazsa bu acılı adamcağızın hatırına trafik kanunu gündeme bir an önce getirilir ve ona Ankara'ya ayak bastığı zaman bu müjde iletilebilir. Bana kalırsa onun gösterdiği hassasiyet sadece kendi çocuğu için değil, tüm insanlar için...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır