Yediniz yiğidimin başını..

İstemezlerinin başı nihayet göğe erdi.. Evet, Baba bu saatten sonra Güniz Sokak'ta tavuk besleyecek değil ama belki culuk besler.. Hatta oturup bir "Culuk Partisi" bile kurar.. O zaman görürüm kim daha iyi kabarıyor..

Sonunda koç gibi adamın başını yediler.. İslamköy'ün Süleyman Sami Gündoğdu'su, Türkiye cemahiriyesinin Çoban Sülü'sü, bizim kırk yıllık Babamız, bundan geri; Çankaya'da değil, Güniz Sokak'ta oturacak..

İnadına yaptılar biliyorum..

Medya leşkerlerinin zorlatmasına dayanamayıp "Ne yapacağım Çankaya'dan inince? Güniz Sokak'ta tavuk mu besleyeceğim?" deyiverdi ya! O lafından dolayı inatlaştılar..

ooo

Mebus kısmı liderine inat yapmayı sever..

Liderini uzaktan gördüğünde ellerini pantolonun iki yanına getirip, orta parmağını yan dikişin tam üstüne koyaraktan; ayakkabı topuklarını birbirine bitiştirip burunlarını 45 derecelik açıda tutaraktan esas duruş gösterir ama ardından da "fort atmaya" bayılır..

Baba bunların maaş zammını imzalamayıp bozdu.. Bunlar da Baba'ya inat edip fiyakasını bozdu..

Döktüğün dil olsun..

Baba, bıkmadan usanmadan tam altı aydır bunlara dil döküyor.. Dil döküyor, dedimse karşılarına dikip sıfatlarına söylemiyor ama gazetecilere söylüyor..

Temsil "Yanlış anlamayın, ben aday değilim.. Katiyen aklıma süremi uzatmak gelmedi.." diyor, gazeteciler de bunu oturup yazınca mebuslara söylemiş gibi oluyor..

Lafının ayarını derece derece tuttu.. Önce "Ben bu işlere karışmam.. Küsersem bir daha barışmam.." dedi..

Ardından "Tavuk" muhabbetine girdi.. Belki anlamayanı çıkar diye gazetecileri Çankaya'ya çağırıp Türkiye haritasını masaya sererekten, başında poz verdi.. Mahsus harita başında poz verdi ki anlayan anlasın..

- "Vay, demek Baba'yı seçmezlerse memleket olarak biteriz.. Bulgar şuradan, Yunan buradan, Arap aha oradan memlekete dalar.. Arazimizi üleşirler.." diye düşünüp, yusuf yusuf olsun..

Birinci oylamaya bu havada girdik.. Bir de baktık ki Meclis'i Mebusan Baba'yı Çankaya'da tutmakta gönülsüz.. Üç tane kapı gibi lider "Arkadaşlar etmeyin, Baba'yı orada tutmazsak batarız.." diyor..

Mebuslar kulislere yayılmış, cıgara dumanını vitray panolara üfleyerekten "Battıysak battık anasını satayım, biz bir küsür milyar lira maaşla ay sonunu getiremiyoruz, kimse bizi düşünüyor mu?" diye söyleniyor..

ooo

Medya'nın ne kadar köşe işletmecisi yazarı varsa "Baba seçilir" diye yazdıklarında ben "Seçilemez.." dediysem sadece ferasetimden değil, bu gidişatı gördüğümdendir..

(Not 1: Gerçi bunları yazmadım ama Kemal Yıldırım'a, bir de halı sahada top oynamaya gittiğimizde Çaycı Mustafa'ya dedim..)

Birinci oylamanın sonucuna kızan Ecevitimiz taaa Hindistan'a gidip Tagore ile görüş alışverişinde bulunduğunda, başımıza gelecekleri anlamıştım.. Ecevitimiz'in Tac Mahal'da dua ederken tasviri çıkmıştı gazetelerde..

Dua ederken çekmişler.. Bir eli yukarıya bakıyor, bir eli aşağıya.. Semazenlerin ayin hali gibi poz vermiş ki bu pozuyla ahaliye "Bu iş öyle de biter böyle de.." mesajı gönderiyor..

Ahalinin anladığı mesajı Baba anlamaz mı? Ecevitimiz'in fotoğraflarını görür görmez durumu anlayıp ağız değiştirdi.. Meclis'te gerilen havayı yumuşatmak için "Samur kalpak giyip sancak mı çektim, bezirgân olup şerit mi söktüm.." demeye başladı..

Lakin zaman daraldığından Baba'nın kendisine "Adem sıfatlı, melek tabiatlı.." süsü vermesi para etmedi..

Yıldızlar da yanıldı..

Bir ara "Acaba siyasi tahminlerimde yanılıyor muyum?" diye tereddüte düştüm..

Çünkü memleketimizin "okunmak için alınan" bir gazetesi; Çankaya oylamasının astrolojik falına baktırıp, sonucu kocaman başlıkla yayınlamış..

(Not 2: Bizim gazete "okunmak için" değil, külah yapıp kafaya geçirmek için yayınlandığından bu tür astrolojik etkinliklerde zayıf kalıyor..)

Astrolog haritaya bakmış..

Baba, Akrep burcu ya! Şu sıralarda bu burcun kayıtlı olduğu Satürn fezadan "güç ve disiplinli irade" saçıyormuş.. (Not 3: İradenin disiplinli halini ben de söktüremedim..)

Yay burcunun yıldızı da "güven veren" ışınlarıyla yandan takviye yapıyormuş..

Ayrıca İlerletilmiş Güneş'in 25 derece Oğlak'ta olması, siyaseten teke zortlatması durumu yarattığından beş yıllık bir kaynak sağlıyormuş..

Bu durumda Akrep, Yay ve Oğlak burçlarının dayatmasına direnemeyecek olan milletvekilleri mecburen Baba'ya oy vereceklermiş..

ooo

Vermediler işte!

Çağımızın üfürükçüleri olan astrologlar şimdi oturup da "Hesabı şaşmışız, Güneş 25 derece değil de otuz derece Oğlak'taymış.." diye bahane bulmasınlar.. Yanıldılar..

Ayrıca bu oylamanın "seçim gibi olmadığı" baştan belliydi.. Toplu konut yapacak olan müteahhitin, arazisinde zemin araştırması yaptırması gibi birşeydi..

O da ne diyecek olursanız, arzedeyim..

Sizler "Baba seçilir mi seçilemez mi?" diye parmak hesabına durduğunuzda İstanbulumuz'un seçkin bir müteahhiti, Küçük Çekmece'de satın aldığı bir arazi için zemin etüdü yaptırmak istemiş..

Zemin etüdü yaptırdıktan sonra inşaata girişip, araziye villalar dikecek..

O kadar jeoloji mühendisi içinde bula bula bizim muhabirimiz Fügen Ünal Şen'in (evlendikten sonra şenlendi..) ağabeyini bulmuş.. Anlatmış derdini..

Fügen'in ağabeyi "Tamam yaparız.." dedikten sonra fiyatta da anlaşmışlar..

Müteahhit tam büroyu terk ediyormuş ki birden dönmüş:

- "Zemin etüdünden olumsuz sonuç çıkarsa para ödemem haa, ona göre.." demiş..

Çankaya'nın zemin etüdü olumsuz çıktı.. Demokrasinin faturası da liderlerle Baba'nın önünde kondu..

Bu faturayı ödemezlerse ki haklarıdır, ödemeyebilirler.. Zaten hesap öderken görüldükleri vaki değil.. Onları biz seçtiğimize göre işin faturasını aslanlar gibi kendimiz öderiz..

İcap ederse "Üstü kalsın.." bile deriz..