kapat

07.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Birlikte balığa çıkmalı!

Deniz aynı deniz... Su aynı su... Rüzgar aynı rüzgar... Güneş aynı güneş... Sadece insan farklı... Biri bilimsel, sistemini kurmuş... Hakkına razı... Diğeri fırsatçı, sistemsiz fakat çalışkan... 175 deniz mili uzaklıktaki öbür kıyıda (Rusya ve Ukrayna sahilleri) kalkan balığı çok bol, 175 kilometre beride bizim kıyılarımızda (İstanbul Beykoz, Zonguldak, Samsun, Sinop, Ordu, Rize, Trabzon sahilleri) kalkan balığı neredeyse bitmiş. Nesli tükenmek üzere...

Bizim fırsatçı balıkçılar...

Çok tamahkârlar...

Aç gözlüler..

Sistem tanımıyorlar. Çok cesurlar...

Ve evet çok çalışkanlar...

Bizim kıyılarımızda kalkan balığının neslini tüketircesine avlanmışlar. Teknelere ve üstündeki pahalı avlanma aletlerine yatırdıkları büyük parayı bir sezonda çıkartmayı adet edinmişler. Hemen zengin olmak istiyorlar. Büyük tekneler, tekneler üstünde sonarlar, radarlar, su üstü radarları, su altı radarları, algarnalar, troller, ağlarla ölümüne avlanma yapmışlar. Denizi kurutmuşlar. Karşı sahile gizlice, kaçak giriyorlar, avlanma yapıyorlar. Karşı sahildekiler de onları vuruyor, teknelerini batırıyor, kendilerini rehin alıyor.

Bu olay çok önemli değil mi?

Bundan büyük olay olur mu?

Deniz aynı deniz...

Su aynı su... Rüzgar aynı rüzgar...

175 deniz mili uzaklık...

Orada tekne az, balık çok bol....

Burada tekne çok, balık yok...

Olay dile gelmiş haykırıyor.

Beni ciddiye alın...

Ukrayna'dan ibret alın...

Siz de denizini kurtarın diyor.

Ben bu olayı çok önemsedim...

Niçin böyle?

Araştırdım, bilgi topladım.

***

Bulduğum bilgileri sergiliyorum:

* Bizim sahillerimizden 175 deniz mili uzaklıktaki Ukrayna'da balıkçılık yapmanın ilk şartı kotalara uymaktır. Her balıkçı kooperatifine, birliğine, kolhozuna bir kota veriliyor.

* Balıkçılar bu kotaları aşamıyorlar. Kotasını dolduran, cinlik, fırsatçılık, sistem tanımazlık yapmıyor. Hakkına razı oluyor. Teknesini sahile çekiyor, o sezonu kapatıyor.

* Kotalara uyarak, denizdeki balık potansiyelini koruyorlar. Balığın üremesine, büyümesine, çoğalmasına ortam hazırlıyorlar. Böylelikle Karadeniz dünya yüzünde kaldığı sürece bol balık tutmak, bol balık yemek, balığı satmak, para kazanmak nimetini öldürmemiş oluyorlar.

* Kotaları Balıkçılar Konseyi saptıyor. Konsey, üniversite bilim adamları, su ürünleri geliştirme merkezlerinin deniz bilimi mühendisleri, balıkçı kooperatifleri, balıkçı kolhozlarının yöneticileri biraraya gelip hakkaniyetle tesbit ediyorlar.

***

* Balıkçılar Konseyi, deniz bilimi hocalarının gözetim ve denetiminde Karadeniz'deki canlıların hayatını gün gün izliyor. Balık nerede nasıl yumurtluyor, nerelere gidiyor, besleniyor, sonra yumurtalarını bıraktığı yere nasıl, kaç günde dönüyor. Yavrular denizin kaç metre altında nerelerde yaşayıp büyüyorlar. Sivastopol Kenti'nde Su Ürünleri Araştırma Merkezi'nde Karadeniz balıkçılığı üzerine 150 yıllık istatistik bilgiler bulunuyor.

* Balıkçılık Konseyi, bu bilgilere göre balıkçıların senenin hangi gününde hangi derinlikte neyle avlanacaklarına karar veriyor. Şu derinlikte sonar kullanabilirsin... Şu derinlikte trol kullanabilirsin, şu derinlikte kullanamazsın çünkü yavruya, yumurtaya zarar verirsin diyerek balıkçıları sürekli eğitiyor, uyarıyor, denizi yaşatmaları için bilimsel bilgiyle sürekli destekliyor. Bizde olduğu gibi hazirandan-eylüle kadar betonlaşmış bir yasak süresi yok. Sadece balığın yumurtladığı ya da yavrunun büyümeye çekildiği alanda avlanmak yasak. Bu yasaklara ve kurallara balıkçıların uymasını sağlamak için de her tekneye bir balıkçı polisi koyuyorlar, kuralı bozup korsan, kaçak avlanan balıkçının da tekne sahibinin de canına okuyorlar. Balıkçılıktan ihraç edip, hapse koyuyorlar.

***

* Ukrayna balık pazarında kalkan balığının kilosu yaklaşık 1 dolara halka satılıyor. Türkiye'de ise kalkan balığının kilosu yaklaşık 10 dolar. Arada 175 deniz mili mesafe var. Oradaki insan balığı 1 dolara yiyor, buradaki 10 dolara...

* Ukrayna'daki ucuz balık buraya ithal edildiği zaman yüzde 65 oranına ulaşan gümrük vergisi, KDV ve diğer vergiler biniyor. Ukrayna sahillerine kaçak olarak gidip balık avlayan Türk balıkçısı, bunu getirip balık halinde sattığı zaman hiç vergi ödemiyor. Fakat yasalara uyarak Ukraynalı balıkçılarla ortak şirket kurup, balıkçılık yaparak tuttuğu balığı Türkiye'ye getirenlere yüzde 65 vergi bindiriyorlar. Sanki kaçak avlanmayı teşvik ediyorlar. Fakat Türk balıkçılarının Ukrayna balıkçılarıyla birlikte şirket kurup avlanmalarını da zora sokuyorlar.

* Bu vergiler kaldırılsa Ukraynalı balıkçılarla Türk balıkçılar ortak şirketler kurup birlikte avlanabilmeleri teşvik edilse, Türkler onlardan sistem, bilimsel çalışma, denizi koruma, balığı çoğaltma yöntemlerini öğrenecekler, Ukraynalılar da Türkler'in elindeki büyük tekneler ve teknolojiyi tanımış olacaklar. İki taraf birbirini vurmak yerine birlikte balığa çıkabilecek.

Deniz aynı deniz..

Su aynı su....

Rüzgar aynı rüzgar...

Sadece insan farklı..

Ukraynalı bilimsel...

Türk, fırsatçı...

Fırsatçılık üstünlük değil.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır