kapat

01.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


1 Nisan şakası yaptık deseler!

Fransa'nın babası sayılan General De Gaulle, Cumhurbaşkanlığı süresi bitince Elysee sarayından çıkıp, taşradaki evine gitti.

(Dünyada böyle adetler var. Yasal süresi biten cumhurbaşkanları köşklerini terkedip gidiyorlar!)

De Gaulle kır evine vardığı zaman bir süre dinlendi, sonra yolun tozunu toprağını üstünden atmak için banyoya girdi.

Kocasının banyoda olduğunu bilmeyen Bayan De Gaulle, kapıyı açıp içeri girdi ki ne görsün:

İki metrelik çıplak gövdesiyle kocası duşun altında durmuyor mu!

"Aman Tanrım!" diye bir şaşkınlık çığlığı fırladı kadının ağzından.

De Gaulle karısına döndü ve dedi ki:

"Madam, Cumhurbaşkanlığı sürem sona erdi. Bundan sonra bana sadece Charles diye hitap edebilirsiniz."

***

Politikacılar kendilerini zaman zaman ülkenin tanrısı gibi görebilirler. Çevreleri de kendilerine bu konuda epeyce yardımcı olur.

Hele bizim gibi ülkelerde makam sahiplerine yaranmak için yapılan maskaralıkların haddi hesabı yoktur.

Ancak filozof devlet adamları bu tuzaktan kurtulabilirler.

Çünkü bilirler ki o makamlar geçicidir.

Makam gider, geriye şahsiyet kalır.

Devletin kendisine sunduğu imkanları iyi kullanmamış olanlar ve ülkeyi babalarından miras kalmış çiftlik gibi görenler, emekli olduktan sonra bunun cezasını çekerler.

Bazı devlet adamları da yüzyıllarca halkın yüreğinde ve belleğinde yaşar, ölümsüzlüğe kavuşur.

Bırakın devlet başkanlığını padişahlık bile sırat köprüsüdür, sınav yeridir.

Bu gerçeği bilen Osmanlılar her Cuma padişaha hatırlatırlardı:

"Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!"

***

Bugün 1 Nisan. Diyorum ki birileri çıkıp, son günlerde yaşadığımız çılgınlıkların bir şaka olduğunu ilan etse.

Deseler ki "Biz hiç durup dururken Türkiye'yi, ekonomik programı, IMF sözleşmesini, hükümeti sıkıntıya sokar mıyız? Deli miyiz biz? Bunların hepsi basit bir şakaydı!"

Şimdi bana diyeceksiniz ki: "Böyle saçma şey olur mu? Lâtife latif gerek. Nasıl şaka olabilir bütün bunlar!"

Evet haklısınız ama bu yaşadıklarımızın ciddi olabileceğini de düşünemiyorum bir türlü.

Aklım almıyor.

Basit bir bilek güreşi yüzünden koskoca ülkenin gerilime ve çöküntüyle sürüklenmesini kim açıklayabilir ki?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır