kapat

01.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


TBMM'den bahar müjdesi...

TBMM, Türkiye'nin şerefini kurtardı. Türkiye'nin bir "kabile devleti" olmadığını dünyaya gösterdi.

Şimdi, "çıkmadık candan umut kesilmez" duygusuyla, 5 Nisan'daki ikinci tur hesapları yapılıyor ve Başbakan, "şantaj politikası"ndan medet umuyor. Bazı gazete köşelerinde ve başlıklarında "istikrar ağıtları" yakılarak, "mucize" bekleniyor. Geçmiş olsun. TBMM'nin "iradesi" ve "eğilimi" ortaya konmuştur.

Bülent Ecevit, "kaygılı"; "Türkiye'de siyasal ve ekonomik istikrar çok hassas dengelere dayanmaktadır. Ben öteden beri bu dengelerin bozulmaması için uğraşıyorum. Şimdi o bakımdan kaygılıyım" diyor.

Oysa, kendisinde "kaygı"ya yol açan, doğrudan doğruya kendi saplantıları ve dar görüşlülüğünün sonucu. Süleyman Demirel'i Türkiye halkının ezici çoğunluğunun istemediği besbelliydi. O yüzden, halkoylamasından vebadan korkar gibi korktular. TBMM'ye bel bağladılar. Ecevit, koca TBMM'yi kendi partisini yönettiği gibi yönlendireceğini sanmak hatasına düştü. TBMM'nin nabzını elinde tutamıyorsa, bunun kabahatlisi kim?

"İstikrar ağıtları" yakanlara bakılırsa, milletvekilleri. Ecevit'in onlar için de söyleyecekleri var: "Bu aşamada beni moral değerler bakımından en çok üzen olay ise, birçok milletvekilinin imzalarına sahip çıkmamış olmasıdır."

Bizi "moral değerler bakımından en çok üzen olay ise", namusu ve dürüstlüğü ile imaj yaratan Ecevit'in sırf Demirel'in yeniden seçilmesine imkân verecek anayasa değişikliğini geçirtmek için, "moral değerler"le hiç bağdaşmayacak şekilde, "rüşvet" niteliğinde, milletvekillerini "baştan çıkartmak" niyetiyle değişiklik metni hazırlayarak paketin içine dahil etmesi olmuştur. Robert Redford kimliğine bürünen Ecevit'in "ahlâksız teklif"ine tenezzül etmeyerek, milletvekilleri, Demi Moore rolüne girmemişlerdir. Bravo onlara.

Türkiye'deki asker” darbe ürünü bir partiler sisteminde her türlü zorlamayla milletvekillerinin iradesine temlik konup, attırılan imzaların, oylamada sandığa girmemeleri ihtimali her zaman mevcuttu. Milletvekillerinin, "kabile reisi" keyfiliğindeki liderlerin baskısı ve tasallutundan kurtulup, vicdanlarını dinleyebilecekleri tek durum, oylamanın gizliliğidir. Böylece, TBMM'nin gerçek eğilimini ölçme imkânı olmuştur ve TBMM, tıpkı Türkiye halkı gibi, Demirel'i "Türkiye'nin istikbali"nden reddetmiştir.

Bu durumda, Bülent Ecevit'in milletvekillerine yaptığı tavsiyeyi kendisinin yerine getirmesinde fayda vardır. "İki adım sonrasını" iyi düşünsün ve yol yakınken, yaptığı hatadan ders alsın.

"İstikrar" tehlikede mi?
Gerçi, "istikrar"dan ne anladığınıza bağlı; ama ayrıca Güngör Uras'ın dediği gibi: "Telaşlanmayınız "bi'şey olmaz!..""

Türkiye'nin yurtdışı kredi itibarı zedelenecekmiş. Tam tersine. Türkiye'nin, "muz cumhuriyeti" görüntüsünden çıkarılması; kurumların ve kuralların işlerliğinin kanıtlanmasıyla, yurdışı kredi itibarı artacaktır.

Borsa ve yatırıma yabancı sermaya akışı duracakmış. Tam tersine. Türkiye'nin "ebed” liderler"in yönetimindeki Üçüncü Dünya ülkesi profilinden çıkması sayesinde, yabancı sermaye akışı, sağlama alınacaktır.

Enflâsyonu düşürme programı tehlikeye girecekmiş. Ne ilgisi var? 18 Nisan'dan önce bir DSP-MHP-ANAP koalisyonunun kurulacağı ve bunun IMF programını aynen uygulayacağı biliniyor muydu? Bu partilerin seçime girerken böyle bir taahhüdü mü vardı? Türkiye, hangi partiler kombinezonu ile yönetilse, iki yoldan dönemez: 1. Anti-enflâsyonist politikalardan; 2. AB aday üyeliğinin gereklerini yerine getirmekten.

Meclis yeni cumhurbaşkanı seçemezse feshedilecek, yeni bir seçim partilerin oy oranını değiştirecek, siyaset ve ekonomide hassas dengeler sarsılacakmış. Böyle olması Allah'ın emri mi? Şimdiden 8-10 cumhurbaşkanı ismi ortaya atıldı. Hükümet kurarken nasıl uzlaştılarsa, bu isimlerin biri üzerinde anlaştıkları takdirde olur, biter.

Bugün gelinen noktada, Demirel'in tavuk ve çiçek yetiştirmeye hazırlanması; Ecevit'in de artık Türkiye'ye Demirelsiz bir gelecek tasavvur etmek için düşünmeye başlaması gerekiyor. Geri kalanda zaten bir sorun yok...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır