Erkan Mumcu, Türkiye'yi tanıttığı için...
Galatasaray'a 3 milyon dolar vermeye hazırlanıyor.
Ama yanlış yapıyor hakkaniyeti hesaba katmıyor...
Dengeleri gözetmiyor.
İmtiyazlı kulüp tehlikesine kapı aralıyor...
Henüz Milli Takım'a verilmiş vaadler bile yerine getirilmemişken...
Ortada henüz bir yasa da yokken...
Galatasaray'a illa bir "prim çıkarma" gayreti...
"İyiniyet"i gölgeliyor.
Devletin tarafsızlığını zedeliyor...
Galatarasay'ın formasına Türkiye logosunu oturtup, cebine de 3 milyon doları koydunuz mu...
Öteki kulüpler demeyecek mi:
"Nereden çıktı bu Galatarasay sevdası" diye...
Bu zihniyette, "ayrımcılık" ve "tarafgirlik" var, dikkat!..
Galatasaray'ın formasına "Türkiye logo"sunu da koyamazsınız...
Evet Cimbom bir Türk takımı!
Ama Türkiye'nin takımı "Milli Takım"dır...
Siz Dortmund'da "Deutschland" logosu gördünüz mü?..
Birkaç hünerbazın gazıyla kalkışılan işler yarın baş ağrıtır...
Türkiye logosu zaten hiç olmaz da, kulüplere "prim" konusu da...
Ancak bir konsensüs neticesinde...
Sağlam yasalarla hukuklaştırılarak...
Hakkaniyet ilkeleri altında olursa olur...
Bu, logo ve para konusunu bir daha düşünmekte yarar var Erkan Bey!..
Hayırlısı oldu
Bir Galatasaraylı olarak göğsümü gere gere yazıyorum:
Fener'in Cimbom'u yenmesi iyi oldu, hayırlı oldu...
1- Bu galibiyet, artık şoktan çıkması gereken Fenerbahçe için hayırlı oldu.
2- Bu sonuç, acayip havaya girip, Fener'e bile 6-7 tane atabileceğini iddia etmeye başlayan Galatarasay'ın ayaklarının yere basması açısından hayırlı oldu...
3- Gelecek hafta UEFA'da büyük sınava çıkacak olan Galatasaray'ın kendini toparlaması ve rehavete kapılmaması için de hayırlı oldu.
4- Maçtan önce, Fenarbahçe tarafına minyatür kale önerecek kadar espriyi kaçırmış olan gazetecilerin ders alması bakımından da hayırlı oldu.
Üzgünüm üzgün olmasına da gerçekler bunlar!..
Ama Fenerbahçe de, Cimbom'u yendiği halde UEFA'ya gidemezse, bu utanç da ona yeter!..
Uyanık bir muhabir, hergün diyet haberi yapsa hergün sayfalara girer...
Ama benim aklımın almadığı bir gerçek önümüzde duruyor:
Gazeteler diyet haberi yayınladıkça millet şişmanlıyor.
Vatandaş okuduğunu yanlış mı anlıyor, biz diyet dedikçe daha fazla mı yemek yiyor?..
Ayrıca, diyette kararlı olan bir vatandaş, ille de gazetede diyet haberi çıkmasını mı bekler?..
Yahut haberi görünce mi aklına diyet gelir?..
Bana kalırsa bu diyet haberlerini şişmanlar yazıyor, şişmanlar okuyor, her iki taraf da beslenmeye devam ediyor...
Ben Kartal Cezaevi'ndeki lüksün, orada yatanlara keyif vereceğine inanmıyorum. Asla da inanmam!..
Birincisi, cezaevleri işkence yeri değildir ve olmamalıdır.
Orada da asgari ama insanca yaşam koşulları mutlaka sağlanmış olmalıdır.
Ayrıca unutulmamalı ki...
En rahat cezaevi bile sonunda yine cezaevidir.
Cezaevidir, çünkü oraya girenin hürriyeti elinden alınmıştır.
Özgürlüğün bulunmadığı bir yer, sonuna kadar lüks olsa, kaç yazar?..
Bir cezaevine değil, 5 yıldızlı bir otele bir yıllığına kapatıldığınızı bir an düşünün bakalım...