Bir Vladimir'den, bir başka Vladimir'e

1917'de Vladimir İlyiç Ulyanov, Sovyetler Birliği'ni kuran ihtilali yönetti.

Takma adı Lenin'di.

Pazar günü bir başka Vladimir, Lenin'in koltuğuna oturdu.

KGB ajanı, pilot, karateci Vladimir Putin Rusya devlet başkanlığına seçildi.

Hem de oyların yarıdan fazlasını alarak.

Vladimir Putin'in de atası Vladimir İlyiç gibi, dağılmış olan Sovyetler Birliği'ni tekrar oluşturmayı deneyeceği söyleniyor.

Rus yurttaşının zedelenmiş onurunu, tekrar büyük devlet olma hayalleriyle okşayan Putin'in başarısı incelenmeye değer.

Mihail Gorbaçov gibi bir aydına yüzde 1'den az oy veren Rus halkı, niye KGB ajanının arkasına düşüyor?

Çeçenistan'ı ezmesi, Çeçenlerden "hayvanlar" diye söz etmesi Rus insanını yeni hayallere mi sürüklüyor?

İki kutuplu dünyanın liderlerinden biri olarak yetişmiş Rus insanı, eski günleri mi özlüyor?

***

Putin'in seçilmesindeki en büyük etkenlerden biri, medyayı elinde tutan Rus zenginlerinin onun çevresinde birleşmeleri.

Berezovski gibi imparatorlar, daha önce Yeltsin örneğinde görüldüğü gibi Putin'i seçtirmeyi başardılar.

Putin de Yeltsin'in yolsuzluk dosyalarının üstünü örtmeye söz verdi.

***

Rus seçimlerindeki en ilginç gösterge Zhuganov liderliğindeki komünistlerin başarısı.

Komünist Parti, medya desteğine sahip olmamasına rağmen, başkanlık seçimindeki oyunu yaklaşık yüzde 30'a çıkardı.

Bu ivmeye dikkat etmek gerekiyor.

Çünkü komünistler zamanında barınacak evi olan, karnı doyan, doğalgazla ısanan, sıcak suyla yıkanan, bedava denebilecek bir ücretle seyahat eden, hastane ve eğitim güvencesi olan milyonlarca insan, insafsız bir şekilde açlığın, evsizliğin, soğuğun pençesine terkedildi.

Rus halkı acı çekiyor.

Ve yeni zenginlerin pırıltılı yaşamını seyrediyor.

Medya kösteğine rağmen komünistlerin yüzde 30'a yükselmesini bu tabloyla birleştirince, Rusya'nın geleceğiyle ilgili tahminlerde, komünistlere de bir yer vermek gerekeceği açık.

***

Putin, seçilişinin ilk gününde Türkiye ile karşı karşıya geldi.

Demirel'in Türkmenistan ziyareti dolayısıyla, Türkmenbaşı'na tehdit kokan bir mektup gönderdi.

Çünkü ekonomik çöküntü içindeki Rusya'nın en büyük projelerinden biri, Türkmen gazını ucuza alıp, Türkiye ve diğer ülkelere pahalıya satmak.

Hazar'ı katedecek bir boru hattıyla Türkmen gazını doğrudan doğruya almamız, Kremlin'i çileden çıkaracak gibi görünüyor.

Ama Türkiye'nin ve Türmenistan'ın işine gelen de bu.

Bakalım önümüzdeki dönemde Moskova-Ankara ilişkileri ne kadar gerginleşecek?