kapat

28.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Erbakan 'pür dikkat'

Odada üç kişi vardı... Prof. Dr. Necmettin Erbakan... İstanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak... Ve eşi Emin Şirin.

"Nasılsınız?.. İyi misiniz" gibi sözlerden... "Çay mı, kahve mi" gibi sorulardan sonra...

Nazlı Ilıcak "konuya" girdi:

- Efendim biliyorsunuz Abdullah Gül, adaylığını açıkladı... Muhtemeldir, parti içinden sizi ziyaret edenler olacaktır... Destek isteyeceklerdir... Sayın Demirel yasaklıyken de böyle şeyler olmuştu... Hatırlayacaksınız.

Hoca, gözlerini Nazlı Hanım'a dikti.

"Sessiz... Tepkisiz" dinledi.

***

Ilıcak devam etti:

- Biliyorum, Sayın Recai Kutan sizin yakınınız... Ama... Abdullah Gül de size yakın... İstiyoruz ki siz, ikisine de eşit mesafede durun... Böyle olacağına da inanıyoruz.

Hoca hâlâ "sessiz".

"Tepkisiz."

***

Nazlı Hanım:

- Hocam, siz bu kongre işinin dışında kalmalısınız... Abdullah Gül de bu davanın, bu inancın, bu geleneğin insanı... Eğer bir değişim yaşanabilirse... Parti daha güçlü olur... Demokrasinin gelişmesine katkısı olur.

Hoca'nın gözleri, Nazlı Ilıcak'ın yüzüne "kitlenmiş gibi."

Ancak...

Erbakan'ın bakışlarından bir "anlam" çıkarabilmek olanaksız.

Ilıcak:

- Efendim ben bu partide... Bu camiada... Bu gelenekte yeniyim... Belki yanlış yapıyorum... Belki bana kızıyorsunuz... Belki rahatsız oluyorsunuz... Belki sizi öfkelendiriyorum... Özür dilerim. Ama bu sözleri size söylemeyi de bir vazife olarak düşünüyorum.. Eğer sizi kırıyorsam... Üzüyorsam... Tekrar özür dilerim.

Prof. Erbakan, Nazlı Hanım konuşmaya başladıktan sonra "ilk kez" ağzını açtı:

- Pür dikkat kesildim... Sizi dinliyorum.

***

Nazlı Ilıcak "Cumhurbaşkanlığı seçiminden... Demirel'den" bahsetti.

"Refahyol" dedi.

"28 Şubat"a girdi.

"312"den bahsetti.

Hoca hep "pür dikkat."

Ama "yanıt... Tepki" sıfır.

***

- Sayın Nazlı Ilıcak... Bu görüşmeden sonra, Hoca ile ilgili, izleniminiz nedir?

- Yavuz Bey, iki izlenim edindim.

Birinci izlenim:

- Hoca'yı bu işlerin (kongrenin... Günlük politikanın) içine çekmek isteyenler var ama... Sayın Erbakan, kendi davalarına konsantre olmuş... Onlarla meşgul.

İkinci izlenim:

- Hoca "evet veya hayır" demedi ama... Kongrede, iki adaya da eşit mesafede duracağı inancındayım.

***

Abdullah Gül de, Hoca ile görüştü.

"Geçmiş olsun" dedi.

Bayramını kutladı.

Konuştu.

Ama Hoca'dan bir "ima... İşaret" yok.

Hoca hep "tepkisiz."

Hep "pür dikkat."

***

- Sayın Abdullah Gül... Hoca'nın gücü... Kongreye müdahalesi... Bu gibi konulara nasıl bakıyorsunuz?

- Yavuz Bey, Sayın Erbakan hepimizin hocası... Tabii ki kongreyle ilgili bir görüşü olabilir... Fakat bunu açığa vurmaz... Eşit davranır... Partinin güçlü, kuvvetli hale gelmesini ister... Bundan memnunluk duyar.

***

Fazilet'teki "yarışı" dikkatle izliyoruz.

Ve "bir şeyi" fark ediyoruz.

Recai Kutan da, "rakibi" Abdullah Gül de "dürüst... Açık" yarışıyorlar.

"Birbirlerinin hukukunu koruyarak" yarışıyorlar.

"Belden aşağı vurmadan" yarışıyorlar.

Kongreden sonra "birlikte çalışma ortamını zedelemeden" yarışıyorlar.

Dileriz ki bu "uygar yarış" demokrasimiz için "bir örnek... Gelenek" olsun.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır