kapat

28.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Tokat Doğum Hastanesi'nde doğum nasıl yapılır?...

Kimbilir daha hangi vilayetlerimizde neler oldu?... Onu bilemiyorum ama şimdi kaleme alacağım olayı okuyunca bakalım sizler ne diyeceksiniz?... Hüseyin Bekdemir Tokat'ta yaşıyor. Bayram günü üçüncü çocuğuna kavuşma sevinci ve heyecanı ile karısını Tokat Doğum Hastanesi'ne yatırdı. Bu arada hanımının karnındaki su erken boşaldığından durum kritik hale gelmişti. Hüseyin bey gece saat 02.00 civarında karısını hastaneye teslim etti ve nöbetçi doktora durumu izah etmek için aşağıya indi. Ama ne doktor vardı ne de nöbetçi... Diğer yetkililer, "Merak etmeyin, biz hallederiz" diyerek, adamı dışarı çıkardılar. Bundan sonra ne olduğunu merak ediyorsanız, o macerayı yaşayan hanımından dinleyin...

"Ağrım gittikçe artıyordu. Sıvının boşalmış olmasından dolayı yavrum hakkındaki endişem zaman geçtikçe artıyordu. Suni sancı odasında gerekli müdahelelerin kendime yapılacağı ümidiyle bekliyordum. Birden etrafımda kimselerin kalmadığını farkettim. Ağrım gittikçe artıyordu. Artık dayanılmaz bir hal aldı, etrafıma seslendim ama kimse cevap vermedi. Zaman geçtikçe acım dayanılmaz oluyordu. Kanın vücudumdan yavaş yavaş çekildiğini hissetmeye başladım. Artık çocuğu değil ölümü düşünmeye başlamıştım. Feryatlarla bana birilerinin yardım etmesini talep ediyordum ama cevap veren yoktu.

Artık ölümü kabullenmeye başladım. Bu arada lavabodan su seslerinin geldiğini duydum. O sese feryatla seslendim, gelen temizlik yapan hademe idi. Ona yalvararak yardım çağırmasını istedim. O da çağırmış ve biraz sonra iki hemşire geldi. Kendilerine "Beni yalnız bırakmayın, belimden rahatsızlığım var" dedim. Birisi "Belin rahatsızsa niye çocuk yaptın?..." diye tersledi. Sonra "Hadi yemeğe gidelim" dediler. Ben de çocuğun susuz kaldığını, doktoru bulmalarını istedim. "Doktor yok.." dediler ve yemeğe gitmeye yöneldiler. "Eşime söyleyin o doktor bulur" dedim, umursamadılar. Saat 12.00 civarına yaklaşıyordu, sonra hemşirelerden birisi, eskiden ilçemizde görevli olması sebebiyle bana acıdı ve yemeğe gitmekten vazgeçti. Bir serumla süreci hızlandırdı. Çocuk doğduğunda mosmordu!.. Halen hastaneye doktor gelmemişti...

Hizbullah'ın bile yapamayacağı işkenceleri yaşarken eşim kapıda dokuz doğuruyordu. Sorduğumda her şeyin normal olduğunu söylüyorlardı. Ben ve biricik yavrum hademenin şans eseri feryatları duyması sonucu yaşıyorduk. Şimdi düşünüyorum ne yapayım diye... Kime derdimi anlatayım. Aklıma siz geldiniz. Unutmayalım bu gayretlerimizle, bu merhametsizlerin elinden masum bir yavruyu ve acılı bir anneyi kurtarabiliriz."

Bakalım ilgili Bakanlığın ilgili Basın servisi bu olayı nasıl yalanlayacak...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır